Özel Eğitimin Neresindeyiz?
2016 yılında yazmıştım bu yazıyı… Hala soruyorum kendime “Özel eğitimin neresindeyiz?” “Başındayız” demekten başka bir şey gelmiyor dilimden… Neden mi?
✓ Normal gelişime sahip bireyler haftada minimum 30 saat eğitim alırken özel gereksinimli bireyler ayda 8 seans ile sınırlandığı için başındayız…
– Özel gereksinimli bireyler örgün eğitim hayatlarında her çeşit ayrımcılıkla karşılaştıkları için, yaşıtlarıyla birlikte kaynaştırma eğitimine çoğu zaman devam edememekte, eğitim hayatlarını özel eğitim sınıflarında/okullarında sürdürmektedirler. Sınıf düzeylerinin karma oluşu ve çocukların davranış sorunlarının artması gibi sebeplerle örgün eğitimde de fayda sağlanamamaktadır.
– Devletin özel gereksinimli bireylere verdiği eğitim ayda 8 saattir. Bu saat kesinlikle yeterli değildir.
✓ Özel gereksinimli bireylerimizin ancak cûzi bir kısmını eğitime dahil ettirebildiğimiz için başındayız…
Maalesef çok az sayıda çocuğumuz eğitim hayatından yararlanabilmekte. Tohad’ın yaptığı araştırmanın 2014 verilerine göre 18 yaşın altındaki 352 bin bireyden sadece 2219’u kaynaştırma okuyabilmekte.
✓ Hala daha özel eğitimle ilgili temel kavramları anlatıyor olmakla zaman kaybettiğimizden dolayı başındayız…
Özel eğitim teknikleri, doğruları, olması gerekenleri maalesef pek az uzman tarafından bilinmekte, kalifiye olmayan eğitimcilerle bireylerimiz ciddi zaman kaybetmektedirler.
✓ Kaynaştırma diye çırpınırken ayrıştırma ile karşılaştığımız için başındayız…
Çocuğumuz kaynaştırma yaklaşımı ile yaşıtlarıyla bir arada olabilsin diye aileler çırpınırken çoğu zaman diğer ailelerin, çocukların veya öğretmenlerin ayrımcılığına uğramakta, sınıflarda okullarda istenmemektedir. Kaynaştırma çoğu zaman kaynama noktasına gelmektedir.
✓ Yönetmeliklerle belirlenmesine rağmen, özel gereksinimli bireylerin kaderinin kişilerin insafına bırakılmasından dolayı başındayız…
Kaynaştırma hakkı kanunlarda yönetmeliklerde çok nettir. Ancak kaynaştırmanın uygulanabilmesi çoğu zaman karşımıza çıkan okul yöneticisinin veya öğretmenin insafına kalmaktadır.
✓ Verilen hakların sadaka niyetiyle verilmesinden ötürü başındayız…
Hakların özel gereksinimli bireylere verilen bir lütuf gibi gösterilmesi ve “şükredin eskiden bu da yoktu” yaklaşımı yıpratıcı olmaktadır.
✓ Ailelerin,”Çocuğuma benden sonra ne olacak?” sorusuna bir cevap inşa edemediğimiz için başındayız…
Çocuğun durumu ne kadar iyi olursa olsun çocuklar büyüdüklerinde aileleri olmadığında hayatlarını tek başlarına sürdürebilme durumuna gelememektedirler. Ve aileleri olmadığında da bakımevlerinin durumu maalesef çok kötü durumdadır. “Benden sonra ne olacak” düşüncesi tüm özel gereksinimli birey ailelerinin ortak kaygısıdır.
✓ Özel gereksinimli bireye sahip ailelerin her eğitim-öğretim dönemi başında kapı kapı gezdirilip, çocuklarını bir kuruma kabul ettirmeye çalışmasından dolayı başındayız…
Çocuğu kaynaştırma ile okuma hakkına sahip aileler çocuklarını okulların kabul etmesi için deyim yerindeyse kapı kapı gezmekte, doğru okulu, doğru öğretmeni bulmak için çabalamakta, pek çok sorun görmezden gelinmekte, haklarımız bile çoğu zaman dile getirilememektedir.
✓ İnsanların önyargılarından sebep özel gereksinimli bireylerin feda edilmesinden ötürü başındayız…
Toplumu oluşturan diğer bireylerin empati eksikliği ve farklılıklara karşı gösterdiği katı tutum sebebiyle çocuklarımız toplumdan dışlanmakta, çoğu zaman kapalı kapıların ardında yaşamaya mahkum olmaktadır.
✓ Enerjimizi özel gereksinimli bireylere değil de çevreye karşı dert anlatmakla harcadığımız için başındayız…
Özel gereksinimli birey aileleri çocuklarını toplumun kabul edeceği bir şekle sokmak için ciddi zaman ve enerji harcamaktadır. Çocuklarıyla yaşadıkları ağır stresten fazla toplumun gösterdiği anlayışsızlık ailelerin yükünü çok kat kat artırmaktadır.
✓ Ailelerin umutları daha filiz halindeyken koparılıp kurutulduğu için başındayız…
Tanı aldıktan sonra toplumun içerisine dahil oldukları ilk günden itibaren uğradıkları ayrımcılık ailelerin içe dönmelerine, seslerini yeterince duyuramamalarına sebep olmaktadır.
✓ Anlayış beklerken, hep anlayış gösteren taraf olduğumuz için başındayız…
Yolun uzun,
Yolun dikenli,
Yolun taşla doldurulmasından ötürü
Biz hala yolun başındayız.
Parin Yakupyan
Algı Grup Yöneticisi
Otizmli bir genç annesi
Kaynak: ÖÇED