Otizmin Tedavisi Hakkında Erken Tanı Neden Önemli

otizmOtizm nedir, otizmin tedavisi mümkün müdür, otizmde erken tanı neden önemli, Doç. Dr. Selda Özdemir: ‘Türkiye’de otizm tanısı alan çocukların tanı yaşları neredeyse 4’ü buluyor’ dedi.

Erken çocukluk döneminde, ”gülümsemek, el sallamak, kucak istemek” gibi bazı ”anahtar” iletişim ve gelişim becerilerin takibi,  otizm riski sergileyen çocukların belirlenmesinde önem taşıyor. Gazi Üniversitesi Görme ve Öğrenme Yetersizliği Olan Çocuklar Eğitim Merkezi  (GÖYÇEM)  Müdürü Doç. Dr. Selda Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, erken çocukluk döneminde ilk belirtileri görülen ve çocukların sosyal etkileşim ve iletişim becerilerinin gelişimini olumsuz etkileyen otizmin görülme sıklığının günden güne arttığını söyledi.

Otizmin dünyadaki yaygınlık oranının tip II diyabet ve lösemiyi geçtiğine dikkati çeken Özdemir, otizmde erken tanının hayati derecede önem taşıdığını kaydetti. GÖYÇEM’in  otizmli çocuğu olan ailelere danışmanlık hizmeti sunarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiğini anlatan Özdemir, özel eğitimin farklı alanlarında bilimsel tecrübeye sahip olan akademisyenlerin verdiği danışmanlık hizmeti sonucunda, otizmli çocukların farklı gelişim alanlarında desteklenmesi bakımında önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirtti.

-”Erken tanıda ebeveynlere önemli görevler düşüyor”

Otizmde erken tanı ve erken müdahalenin kritik ölçüde önemli olduğunu vurgulayan Özdemir, erken tanıda ebeveynlere önemli görevler düştüğünü söyledi. Otizmli çocuğu olan ebeveynlerin tanı öncesi dönemden başlayarak tanı koyulma süreci ve sonrasına ilişkin deneyimlerinin  anlaşılmasına yönelik bir bilimsel çalışma yaptıklarını anlatan Özdemir,  şunları kaydetti:

”Ebeveynler arasında önemli bir grubun tanı öncesi dönemde, yaklaşık olarak 1 yaş civarlarında bile çocuklarının kendilerine gülümsemediği, kucağa alınmak için kollarını uzatmadığı, işaret etmediği, güle güle anlamında el sallamadığı, kendileri ile paylaşmak amaçlı örneğin bir oyuncağı kaldırarak göstermediği gibi bilgiler sunduklarını belirledik. Ebeveynlerin açıkladığı bu ilk gelişimsel bilgiler, erken çocukluk döneminde sosyal etkileşim ve dil-iletişim gelişimi için ‘anahtar’ durumundaki becerilerdir ve bu bilgiler erken dönemde otizm riski sergileyen çocukların belirlenmesi için çok önemlidir. Ebeveynler kendi ifadeleri ile çocuklarının gelişiminde bir şeylerin ters gittiğini fark ederek ilk belirtileri gözlemlemeleri sonrası ilgili hastanelere başvurmuş olmalarına rağmen çoğunlukla muayene edildikleri ilgili uzmanlar tarafından ciddi bir problem olmadığı, endişelenmelerine gerek olmadığı gibi gerekçelerle evlerine yollanmış olduklarını ifade etmişlerdir. Bu durum hastanelerde görev yapan uzmanlar arasında bile otizm alanında uzmanlığın desteklenmesi gerektiğinin bir göstergesidir” Türkiye’de otizm tanısı alan çocukların tanı yaşlarının neredeyse 4 olduğuna dikkati çeken Özdemir, ailelerin çocuklarının gelişimini izleme konusunda hassas olmaları gerektiğini bildirdi. Özdemir, kaybedilen bu ilk yılların beynin en hızlı geliştiği dönem olduğunu ve eğitime başlanmadan geçirilen bu dönemin kaybının çocuğun gelişimi üzerinde geri dönülemez olumsuz etkileri olduğunu sözlerine ekledi.

Otizm Belirtileri

Otizmin belirtileri nelerdir?

Otizm, üç alanda sorunlarla kendini gösterir. Bu alanlar ve bu alanların her birinde gözlenebilecek belirtiler aşağıda yer almaktadır.

A. Sosyal İlişkilerde Güçlük

  • 1. Başkalarıyla göz teması kurmakta zorlanmak
  • 2. Arkadaşlık ilişkileri geliştirememek
  • 3. Pek çok şeyi başkalarıyla birlikte değil de kendi başına yapmayı yeğlemek
  • 4. Çevredeki kişilerin yaptıklarıyla ilgilenmemek; onlar kendisiyle ilgilendiğinde ise kayıtsız kalmak

B. İletişim Zorlukları

  • 1. Dil ve konuşma gelişiminde akranlarının gerisinde olmak ya da hiç konuşmamak
  • 2. Başkalarıyla sohbet başlatmada ve sürdürmede zorlanmak
  • 3. Bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz zamanlarda söylemek
  • 4. Çevresinde bulunan aynı yaşlardaki çocukların oynadığı oyunlara ilgi göstermemek

C. İlgi ve Davranış Takıntıları

  • 1. Bazı sıra dışı konulara karşı aşırı ilgi duymak; örneğin, asansörlerin nasıl çalıştığı
  • 2. Günlük yaşamdaki düzen değişikliklerine katlanamamak; örneğin, eşyaların yerinin değişmesi
  • 3. Sıra dışı beden hareketleri yapmak; örneğin, sallanmak ya da çırpınmak
  • 4. Bazı nesnelerle sıra dışı hareketler yapmak; örneğin, nesneleri döndürmek ya da sıraya dizmek.

Amerikan Psikiyatri Birliği, otizm spektrum bozukluğu içinde yer alan otizm tanısı için, çocuğun yukarıda sıralanan 12 belirtiden en az altısına sahip olmasını ve bu belirtilerden en az ikisinin sosyal etkileşim sorunları kategorisinden, en az birer tanesinin ise diğer iki kategoriden (iletişim sorunları ve sınırlı/yinelenen ilgi ve davranışlar) gelmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Ayrıca, bu belirtilerden en az birinin 36 aydan önce varlığı da aranmaktadır. Otizm spektrum bozukluğu şemsiyesi altında yer alan diğer kategoriler için daha farklı ölçütler söz konusudur. Örneğin, Asperger sendromu tanısı için, iletişim sorunları alanında herhangi bir belirti görülmemesi gerekmektedir.

Eğer çocuğunuz:

  • Başkalarıyla göz teması kurmuyorsa,
  • İsmini söylediğinizde bakmıyorsa,
  • Söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa,
  • Parmağıyla ile istediği şeyi göstermiyorsa,
  • Oyuncaklarla oynamayı bilmiyorsa,
  • Akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa,
  • Bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda söylüyorsa,
  • Konuşmada akranlarının gerisinde kalmışsa,
  • Sallanmak, çırpınmak gibi garip hareketleri varsa,
  • aşırı hareketli, hep kendi bildiğince davranıyorsa,
  • Gözleri bir şeye takılıp kalıyorsa,
  • Bazı eşyaları döndürmek, sıraya dizmek gibi sıra dışı hareketler yapıyorsa,
  • Günlük yaşamındaki düzen değişikliklerine aşırı tepki veriyorsa, otizm açısından değerlendirme yapmak gerekir.

Kaynak: Bakırköy Gazetesi