Otizm hastası oğlunu büyük bir fedakarlıkla hayata kazandırdı ancak…
Ankaragücü taraftarı, yazı yazmayı, gezmeyi, kahveyi, reklamları çok seviyor. Sosyal paylaşım sitelerini ve Türkiye’nin gündemini takip ediyor, sorular soruyor ve sorulara bir çırpıda cevap veriyor. Abdüssamet Bezci (23), otizmli olduğunun bilinciyle hem Engelliler Haftasını hem de “O olmasaydı ben ne yapardım” dediği annesinin Anneler Günü’nü kutluyor.
Hacer Bezci ve otizm hastası oğlu Abdüssamet Bezci, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, beynin gelişimini engelleyen otizmle mücadelelerini AA muhabirine anlattı.
Hacer Bezci, bir evlada sahip olmak için 11 yıl sabırla beklediklerini, Abdüssamet’in bir mucize gibi hayatlarına girdiğini ancak kıymetli oğullarının kendisine hiç tepki vermediğini anlayınca yılmadan, bıkmadan, umutla ve sabırla iletişim kurmayı denediğini söyledi.
“O hiç karşılık vermezdi, anne bile demezdi” diyen Hacer Bezci, şimdiyse oğlunun liseyi bitirdiğini, özel eğitime devam ettiğini ve yaşama sevinciyle dolu genç bir adam haline geldiğini ifade etti.
Anne Bezci, oğlu için çok mücadele verdiğini, özellikle çocukluk zamanlarında yokluk nedeniyle büyük sıkıntılar yaşadıklarını, kağıt bile alamadıkları için oğluna halının üzerine parmağıyla harfler çizerek yazıyı öğrettiğini belirtti.
“Oğluma ulaşmanın yollarını aradım ve sonunda buldum”
Hem annelik hem babalık yapmanın yükünü taşıyan Hacer Bezci, kalça kemiği erimesi nedeniyle yürümekte zorlandığını, bir bacağı yaklaşık 4 santimetre kısalmasına, diğerini de hareket ettirmekte zorlanmasına ve duyduğu acıya rağmen, oğluna bakacak kimse olmadığı için ameliyat olmayı bile düşünmediğini anlattı.
Otizmin çok zor bir hastalık olduğunu vurgulayan Hacer Bezci, Abdüsamet’in önceleri eşyaları kıran, etrafı dağıtan, iletişim kurulmayan bir çocuk olduğunu ancak artık bunları aştıklarını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kendi kendime Abdüssamet’e nasıl yaklaşabilirim diye düşündüm. Oğluma ulaşmanın yollarını aradım ve sonunda buldum. Annelere tavsiyem, çocuğu anlamıyor diye pes etmesin. Ben de oğlumun beni anlamadığını sandım yıllarca ama yılmadım. Şimdi okuyor, yazıyor, geziyor, çevresindekilerle sohbet ediyor. Böyle olacağını hiç tahmin etmezdim fakat şimdi o benim dayanağım oldu.”
Hacer Bezci, yaşadıkları onca şeyden sonra doktor ve öğretmenlerin de yardımlarıyla artık Abdüssamet’in pek çok konuda ilerleme kaydettiğini belirterek, artık oğlunun kendisine baktığını, yürürken koluna girip destek olduğunu, çantasını tuttuğunu, eğilemediği için çorap ve ayakkabısını giydirdiğini ve market alışverişlerinde, dönüşünde kahve yapılması şartıyla poşetleri taşıdığını söyledi.
“Benim hayatımdan da güzel dizi olur”
Oğluna bakarken geçmişin de hatırlattıklarıyla gözleri dolan anne Bezci, “Abdüssamet’in hayatı mucizelerle doludur” dedi.
Çocukluğundan beri Çarkıfelek yarışmasını çok seven Abdüssamet Bezci’nin telefonla katıldığı programda araba kazandığını da anımsatan Hacer Bezci, bir arkadaşının tavsiyesiyle kitap yazmaya başladığını ancak yazarken, geçirdiği zor günleri yeniden yaşadığını fark edince yazmayı bıraktığını kaydetti.
“Benim hayatımdan da güzel dizi olur” diyerek, annesine destek veren Abdüssamet Bezci, annesinin kendisi için çok büyük fedakarlıklarda bulunduğunu, “Benim biricik annem, Allan senden razı olsun. Sen olmasan, bu dünyada başka kim olurdu yanımda” sözleriyle dile getirdi.
Kaynak: Haberciniz.biz