Sinan K. 10 Yaş

Merhaba

Ben Sinan’ın annesiyim…Sinan zihinsel engel tanısı olan bir çocuk.Oğlum Algı’ya başlayalı bir yıl oldu.Konuşmayan kendini ifade etmeyen bir çocuktu,aynı zamanda çok fazla sağlık problemleri vardı.Derslere ilk başladığımızda Sinan sürekli derste ağlıyor,oyuncakları camdan atıyor ve bağırıyordu.Hep böyle olacağını düşünüp çok fazla umutsuzluğa kapıldım.Öğretmenleri Sinan için çok çabaladı ve bu çabalar karşılıksız kalmadı.Artık Sinan derslerde yönergelere uyuyor,etkinliklere katılıyor,grup derslerinde daha uyumlu ve en önemlisi konuşmaya başladı.Beni mutlu eden başka bir durum Sinan ın algı ‘ya mutlu gelmesi,derslerde mutlu olması..45 dakikalık derslerin dışında algı yöneticileri ve eğitimcileri Sinan ın sağlık problemleriyle ilgilenip çözüm yolları buldular.

 

Bütün algıya çok teşekkür ederim..

Serkan Taşar 6 Yaş

Merhabalar, Ben şu an 6 yaşında olan Otizmli Serkan’ın annesiyim.  Aslında en çok bu yazımı  çocuklarının otizmli olduğunu öğrenen  yada olması ihtimallerini yaşayan anne ve babalara ithaf etmek,  paylaşmak istiyorum.

Serkancığımın doğumunun daha ilk günlerinden itibaren farklılıklar gösteren bir bebekti. Sürekli ağlayan, hiç uyumayan, sürekli  kusan, evet sürekli kusan ve reflü olduğunu 4 aylık iken öğrendiğimiz, bir  yaşındayken başımızda biten bir hastalık. Diğer taraftan sürekli enfeksiyon hastalıklarıyla uğraşıyorduk. Kulak enfeksiyonu, üst solunum yolları enfeksiyonu, bağırsak enfeksiyonları. Sürekli ilaç, antibiyotik, gaz gidericiler, burun damlaları, burun spreyleri, mide ilaçları, her şeye rağmen bir türlü iyileşmeyen her gün hasta bir bebek.

O günlerde Otizm nedir, ne değildir en ufak bir bilgim yoktu. Serkan’ın gelişimin de ki geriliği örneğin; 4 aylık iken “agu”lar yapmamasını, eline sıkıştırdığım dişliği ağzına götürmemesini, karşısında salladığım çıngırağa tepki vermemesini hastalıklarından kaynaklandığını düşünürken 1 yıl geçti. Sonra Serkan’ın hiç ses çıkarmadığını fark ettim. Neler oluyordu ? Bebeğimin nesi vardı ? Artık her gittiğimiz çocuk  uzmanı  doktorlara  bu şüphelerimden bahsetmeye başladım. Bana hep biraz daha beklememi, daha ilgili olmamı, Serkan ile çok ilgilenmemi söylediler. Ta ki Serkan’ın 2 yaşına gelip, Çapa Tıp Fakültesinde ki çocuk psikyatristi doktorumuz  ‘’ çocuğunuz Otizm hastası’ diyene kadar…

Beynimde koca bir soru işareti ile tam 2 yıl yaşadım. İnanın o gün benim sıkıntılarımın daha hafiflediğini hissettim. Çünkü artık ne ile mücadele edeceğimi biliyordum. Acabalarından kurtulmuş, ne yapması gerektiğini bilen bir anneydim. Hemen eğitime başladık. Otizm hakkında araştırmalar yaptım.  İnternetten ve kitaplardan faydalandım. Eğitmenler ile sıkı diyaloglara girdim, otizm ile ilgili seminerlere katıldım. Çocuğuma faydalı olabilecek her yolu araştırmaya ve bulmaya karar verdim.

Ben, eşim ve diğer iki büyük çocuğumla beraber Serkan’ımızın yalnız kalmaması ve kendi iç dünyasına geri dönmemesi bizimle kalması için,  beklide nöbetleşe evet nöbetleşe diyorum gündüzleri ben, akşam eşim, hafta sonları ablası ve abisi uğraştık. Sürekli Serkan ile aktiviteler yaptık. Ve Serkan 4 yaşındayken ilk kelimelerini söylemeye başladı. Bu bizim için büyük bir ödüldü. Doğru yolda olduğumuzu biliyordum. Ve devam ettik halen devam ediyoruz.

Şunu hiç unutmayacağım. Serkan’ın teşhisini koyan doktorumuz o gün bize şunu söylemişti  ‘’ zeytin, ekmek yiyin ama çocuğunuz ile ilgilenin. Eviniz pis olsa da çocuğunuz ile ilgilenin! ’’ Doktorumuz Salih Bey, bu sözleri ile bize çok doğru bir mesaj vermişti. Bende şunları eklemek istiyorum Salih Bey’in sözlerine… önce sevgi. Koşulsuz , beklentisiz sevgi. Sabır, sonuna kadar sabır. İlgi, bıkmadan, usanmadan, pes etmeden. Sonra her şey daha güzel oluyor. Yavaş yavaş, küçük küçük ama karşılığı çok güzel. Serkan’ım bugün bana anne dediği zaman dünyalar benim oluyor.

Eğitime ilk başladığımız da bilemediğimiz için, her kurumun aynı olduğunu düşünerek önümüze çıkan ilk kurumda eğitime başladık. Fakat Serkan her derste 45 dakika boyunca ağlıyor ve biz hiçbir gelişme göremiyorduk. 11 ay boyunca böyle devam ettik.  Sonra başka bir kurum, başka bir kurum derken 3 yıl içinde 4 kurum değiştirmiş olduk.  Yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Tabi insan sonradan anlıyor bazı şeyleri. Hep oyalanmışız ve boşa zaman geçirmişiz.

En sonunda tamamen mucize gibi bir tesadüf ile Algı Rehabilitasyon Merkezi’ne geldik.  Serkan burada eğitime başladı. 11 aydır devam ediyoruz.  Artık içim çok huzurlu çünkü doğru yerde olduğumuzu biliyorum. Oğlumuzda çok gelişme var. Kelimeleri çok çoğaldı. Artık kendini ifade edebiliyor. İstemediği bir şeyi anlatabiliyor, her şeyi anlıyor ve evet – hayırı öğrendi. Herkese teşekkürler…

Evet, Serkan’ım bugün 6 yaşında. İki kelimelik cümleleri kurmak bile ona çok zor geliyor.  Yemeğini yerken üzerine döküyor. Diğer çocuklar ile yaşıtlarıyla saklambaç oynayamıyor ama olsun biz bu günlere nerelerden geldik. O günleri düşündükçe, geleceğe dair umutlarım artıyor. Otizm ile yeni tanışan ailelerin çocuklarının durumlarının farkında olmaları hem  onlara kolaylık ve çocuklarına fayda sağlayacaktır. Çocuğunuzun Otizmli olması dünyanın sonu değil ! bunu size söyleyen Otizm hastası çocuğa sahip bir anne…

Zehra TAŞAR

Ebru Alyurt 16 Yaş

EBRU GRUP DERSİNDE

Çocuğumun  Down Sendrom’lu olduğunu doğduktan sonra öğrendim ve öğrendiğim de çok üzüldüm. Her anne gibi dünyam yıkıldı. Kabullenmedim. Çocuğumun hiçbir şey öğrenemeyeceğini düşündüm. Çocuğumun eğitim ile düzelebileceğini geç anladım ve hemen eğitime başladım.

Ebru, 5 yıldır Algı da eğitim görüyor. Ebru, daha önce hiçbir eğitim kurumuna gitmedi. İlk eğitimine Algı da başladı. Eğitime başladığın da kelimeleri doğru telaffuz edemiyordu, okuma yazma bilmiyordu. Sayıları tanımıyordu, renkleri tanımıyordu. Öğretmenimiz ilk tekerleme, şarkılarla kelime kurmasını geliştirdi. Öğretmenin ve benim evde tekrarımla okuma yazma öğrendi. Sayıları toplama işlemini öğrendi.

Kızımda büyük bir gelişme olduğu için çok mutluyum. Kızımın okumam yazma öğrenmesini hayal bile edemiyordum. Kızımın özgüveni gelişti. Her yere birlikte gidebiliyoruz. Benim en yakın arkadaşım.

Öğretmenlerimizi çok seviyorum. Çok teşekkür ediyorum.  Algı’ yı seviyorum.

 

Yadigar ALYURT

T.T. 12 Yaş

Kızım okula başladıktan sonra öğrenmede problemi olduğunu anladık. Doktora götürdüğümüzde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olduğunu, zeka yaşının 1-1,5 yaş geride olduğunu söyledi.Bizim için bunu kabul etmek çok zordu , inanılır gibi değildi,okula başlayan her çocuk gibi öğrenmeliydi,öğrenebileceğini  zannetmiştik biz de.İlk başlarda bu çok üzücü,sinir bozucu bir şeydi. Bir harfi günlerce öğrenmeye çalışıyorduk.

Zamanla böyle bir güçlüğün olabileceğini kabul ettik. Yavrumun suçu olmadığını,elinde olmadan bazı şeyleri yapamadığını bilgi sahibi oldukça öğrendik,daha sakin daha sabırlı olduk. Bu süreçte özel eğitimi öğrendik ve bir özel eğitim kurumu araştırmaya başladık. Üç yere gittik ama fazla bir değişim olmuyordu.Büyük  çaresizlik içinde yer aramaya başladık. Tesadüf eseri başka bir yeri ararken Algı Özel Eğitim’i bulduk.daha ilk başta insan kaynaklarından başlayarak çalışanların ilgisi,tatlı dili sayesinde  Algıya adım attık.

Algıda tam aradığımız gibi hem psikolojik destek  hem de akademik ders alıyorduk. Özel eğitim öğretmenimiz  inanılmaz ilgili, psikologumuz  da  aynı şekilde gerçekten çok ilgililer. Diğer öğretmenlerin ve psikologlarında aynı olduğuna inanıyorum..Kızım  artık severek geliyor.Daha önceleri çok zorluk çekiyordum diğer özel eğitim kurumlarına giderken. Ne öğrendiyse okuldan çok Algı’da öğrendi diyebilirim. Biz dördüncü kurumumuzda anca istediğimiz gibi bir yer bulduk.  Ve bundan daha iyi olamaz denilen bir yer’dir  ALGI.

Bu yüzden tüm emeklerinden dolayı Algı çalışanlarına çok teşekkür ederim.

 

Annesi

Kadir Can Dülger 12 Yaş

Oğlum Kadir Can Dülger’in teşhisi Otizm.Şu an 12 yaşında.Yaklaşık 3,5 senedir Algı Özel Eğitim’de bireysel eğitime devam etmektedir,  7 aydır da grup eğitimine devam ediyor. Daha öncesinde başka yerdeydik  orası kapanınca Algı’ya geldik iyi ki de gelmişiz. İlk başladığında okuma yazma bilmiyordu, ben hiç öğrenemez sanıyordum ve öğrendiğinde çok sevindim. İlk geldiğinde hiç göz teması yoktu, bu tür çocuklarda göz temasını sağlamak zordur, yıllar gerektirebiliyor . Şimdi göz teması eskiye nazaran daha iyi inşallah  ileride daha da iyi olacaktır. Konuşması eskiye nazaran daha iyi, ilerleme var. Kadir’le hem akademik çalışılıyor hem de uygun davranışlar üzerinde çalışılıyor.

Kadir Can artık çok güzel toplama ve çıkarma yapabiliyor, okuduğunu anlıyor, ifade ediyor. Olumsuz davranışları ve takıntıları yok denecek kadar azaldı. Ayrıca bireysel derslerde ve grup derslerinde yaptığı drama çalışmalarıyla eğlenerek öğreniyor ve öğrendikleri kalıcı hale geliyor. Benim için en önemlisi davranışlar en ufak bir ilerleme bizim için büyük bir şey ve ilerleme olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor.

Her şey birden olmaz yavaş yavaş olacaktır, bu eğitimlerin çok faydasını görüyoruz. Tabi ki öğretmenlerde önemli öğretmenlerin bu işi severek, sabrederek yapması lazım.  Bütün öğretmenlerimiz çok iyi ama bizim şuan ki öğretmenlerimizle olduğumuz için çok şanslıyız gayet güzel gidiyor onların tecrübelerine güveniyoruz. Tavsiyelerine elimizden geldiğince uymaya çalışıyoruz. Herhangi bir sıkıntımız yok bu konuda memnunuz her şeyin yolunda ve güzel gitmesi dileğiyle ….

Teşekkürler Hepinize…

Şule Dülger

 

Efe Karaman 9 Yaş

Efe’nin 8 aylık doğmasına bağlı gelişen sağlık nedenlerinden dolayı, gelişimi geriden geliyordu. İkizi Ece ile 2008 yılında anasınıfına başladığında Ece dahil diğer öğrencilerden yapması gerekenden geri geliyordu. Efe hep isterse yapar istemezse bilmiyorum der bırakırdı ve yapmazdı. Anasınıfı sonunda öğretmenimiz tekrar anasınıfında okuması gerektiğini belirtmişti, doktorumuzun da önerisiyle tekrar ana sınıfı okudu. Efe 1.sınıf ilköğretim öğrenimine başladığında da geriden gelişinin eğitim-öğretiminde de devam ettiğini farkettik.

Doktorumuza Efe istese yapıyor, söylüyor istemezse bilmiyorum diyor bırakıyor,  ne yapmalıyım dediğimde, bilmiyorum dediği sürece Efe’nin ilköğretim öğretmeninin onu bilmiyor kabul edeceğini belirtti. Eğer böyle ise psikologa gitmemiz gerektiğini söyledi. Zeytinburnu Balıklı Rum Hastanesi’ndeki psikolog öğrenimin geriden geldiğini rehabilitasyon merkezinden destek almamız gerektiğini söyledi. Devletten rapor alabileceğimizi de belirtti. İnternetten Mecidiyeköy çevresindeki rehabilitasyon merkezlerine bakarken ALGI’yı aramam gerektiği hissine kapıldım. Rehabilitasyon merkezleri hakkında hiçbir bilgim yoktu. Randevu alıp kurucuları ile görüştüm. Efe Aralık 2010’da Algı’da bireysel derslere başladı. Efe ilkokul 1.sınıf öğrencilerinin normal öğrenme süresi içersinde öğrenmesi gerektiğinin çok gerisindeydi. Türkçe, matematik derslerine başladık. Aralık 2010 tarihinde e ve l  harflerinden yeni başlayabilmiştik. Öğretmeni ile iletişimi de çok iyiydi. İlkokula gitmek istemiyordu ama Algı’ya gitmek istiyordu. Algı’dan sonra daha hızlı öğrenme devam etti.

Bana göre şimdi Efe’nin eğitim olarak ilerlemesi çok iyi. Artık Efe okumayı yazmayı öğrendi. Okuduğunu anlıyor bize anlatıyor, soruları cevaplandırıyor. Matematikte sayıyor ve toplama yapabiliyor ve ilerlemeye devam ediyor. Ayrıca sadece Türkçe ve matematik değil sosyal hayat ve toplumsal yaşam dersleri de alıyor.

İlk geldiğimde Algı’yı bilmediğimden Efe’yi beklerken, Algı ile ilgili ne diyorlar diye diğer velilerin konuşmasını dinliyordum. Hep övüyorlardı, doğru karar diye de seviniyordum. Efe’nin Algı’da ki bütün öğretmenleriyle arası çok iyi. Eve gittiğimizde anlatıyor Ece’ye,anneannesine,dedesine. Sonuç olarak Efe’nin derslerinde memnun edici, çok güzel gelişmeler oldu, oluyor. Beklentilerimin karşılığını aldım ve alıyorum. Destekleri için teşekkür ederim. 2010 Aralık’dan bugüne halen devam ediyoruz.

Nuriye Karaman

E.A. 5 Yaş

Oğlum şuan 6 yaşına yeni girdi. İlk doğduğu gün, dün gibi aklımda. İlk kelimelerini dört buçuk aylıkken söylemişti. Etrafımızdaki kişiler onun çok hızlı konuşacağını söylüyordu. Baba,dede,gaga bu üç kelimeyi sürekli kullanıyordu ama zamanla yeni kelimeler söylemediğini fark ettik. 2 buçuk yaşında bir kez anne demişti ve dünyalar benim olmuştu. Zaman ilerledikçe oğlumda gelişim olmayınca çevremizdekilerin dikkatini çekmeye başlamıştı. Ama biz kötü bişey hiç konduramıyorduk, bir türlü farklı geliştiğini kabullenemiyorduk.

Her şeyin zamanla düzeleceğine inanıyorduk ama hiçbir ilerleme olmuyordu. Bir gün eşimin iş yerinde farklı gelişen çocuklar için devlet destekli okullar olduğunu öğrendik. Araştırarak Algı ismini bulduk. Hiç bir şey bilmediğimizden, telefon numaralarını bularak ulaştık.

İnsan kaynaklarında  bizimle çok ilgilendiler, şişli etfal hastanesine yönlendirdiler. Orada “otizmle” tanıştık. Otizmin ne olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yoktu. Bunun grip gibi hastalık olduğunu ve hemen geçeceğini sandık. Ama bu bambaşka bir şeydi, en büyük ilacımızın eğitim olduğunu anladık.  Biz eğitimlere 4 yaşında başladık. Erken başlamak çok önemliydi. Oğlum bir yıl içinde bir sürü kelime öğrendi.

Şuan iki kelimeli cümleler kuruyor. Algıya gelmeden önce kaldırımda yürüyemezdi bile oysa şimdi etrafındaki çocukların isimlerini söylemeye başladı,renkleri ayırt ediyor,duygularını ifade ediyor, selamlaşma repliklerini gerçekleştiriyor,zıt kavramları ayırt edebiliyor.  Burada 3 öğretmenle beraber çalışıyoruz. Öğretmenlerimizle birlikte çok güzel şeyler başardık. İnanıyorum ki çok daha güzel günleri de göreceğiz.

Tüm algı ailesine katkılarından dolayı çok teşekkür ederim.

Annesi

Pelşin Demirel 8 Yaş

PELŞİN ÇİÇEKLERİNE BAKIYOR

Ben hamileyken birkaç kez doktora gittim. Doktorlar bebeğin gayet iyi olduğunu, sadece belden aşağısının kısa olduğunu, kız çocukların zaten küçük olabileceğini, anne sütü içerse gelişeceğini söylediler.  Pelşin dünyaya geldi, çok küçüktü, yüzü buruş buruştu. Ben hiçbir şey anlamadım, kendi kendime Peşlin’in derisi geniş,  sütünü içtikçe kilo alacak diye düşünüyordum.  Bir gün bir düğüne gittik,  diğer gün Pelşin hasta oldu, hemen  doktora gittik. Enfeksiyon kapmıştı , daha 2,5 aylıktı doktor bize o zaman Pelşin’in “down sendromu”  olduğunu söyledi.

Ben hiç kafama takmadım.  Pelşin’i daha sonraları aşı merkezine götürdüm, bana hiç bir şey söylemediler . Başka bir gün yine sokak gezici aşıcılar geldiler Pelşin’e aşı yaptılar ve onun “down sendromu” olduğunu söylediler . Pelşin 6 aylıktı ve ben ikinci kez bu hastalığın ismini duydum,  bu sefer aşıcılar benim dikkatimi çekti. Pelşin’i Cerrahpaşa Tıp Fakültesine götürmemi istediler, orada bana her şeyi açıklayacaklarını söylediler. Cerrahpaşaya gittik, bizi hemen genetik bölümüne gönderdiler ve hemen bize dosya çıkardılar. Çok şaşırmıştım ne olacağını bilmiyordum. Sonra bize çocuğun “down sendromu” olduğunu diğer bir deyişle özürlü olduğunu söylediler.

PELŞİN ERHAN ABİSİYLE SERGİDE

O anda anlatamayacağım duygular yaşadım. Bu duyguları ifade etmek çok zor. Bir psikolog bana son yıllarda Amerika’da yapılan araştırmalara göre böyle çocukların çok olduğunu söyledi. Genetikteki doktorlar bizden bazı tetkikler istedi, bunun için kalp, göz, kbb bölümlerine gitmemizi istediler. Biz bu bölümlere gittik ve bütün muayenelerimizi yaptırdık. Pelşin’de hiçbir şey çıkmadı sonra bizi fizyoterapiye gönderdiler, burada da bize bir dosya açtılar ve her ay buraya gittik. Pelşin’e oturma, emekleme, ayağa kalma vs. ve en son yürümeyi öğrettiler. Her ay bir hareket gösterdiler, bana günde 1 saat çalıştıracağımı söylediler. Ama Pelşin’i çalıştıramıyordum çünkü ben eşimin ailesiyle beraber oturuyordum ve çok kalabalık bir ailedeydik. Buna rağmen Pelşin çok akıllı bir çocuktu bir kere gösterirdim hemen kapardı. Doktorumuzda çabuk ilerlediğini söylerdi. Sonra Pelşin 2 yaşında yürümeye başladı.

Pelşin yürüyene kadar her akşam rüyamda onun yürüdüğünü görürdüm. Sonra fizyoterapi işimiz bitti. Doktorlar bize durmadan eğitim almamız gerektiğini söylediler. Pelşin’in küçük olduğunu nasıl eğitim göreceğini düşünüyordum. Bu konuda çok cahildim. Pelşin 3 yaşına gelmişti. Birgün Pelşin’in amcası gazetede Algı Eğitim’in reklamını gördü hemen telefon açtım. Kurucularıyla  görüştüm. “Down sendromlu” çocuklara da eğitim verdiklerini söylediler. Adresimizi verdik, bizi almaya geleceklerdi ama bu arada evdekilere bunu nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum.  Kayınpederimden izin aldım, onlar uzak olduğunu tek başıma nasıl gideceğimi sordular. Bende servisin bizi getirip götüreceğini söyledim. Sonra Algı Eğitim’e başladık. Başladığımızda Pelşin 3-4 kelime söylüyordu.

PELŞİN GRUP DERSİNDE

Öğretmenler çok ilgileniyorlardı. Pelşin 1-2 yıl içerisinde çok şey öğrendi. Bu arada evdeki büyükler eğitime  boşuna gittiğimizi söylüyorlardı ama ben hemen karşılık veriyor. Aldığı eğitimi evde veremeyeceğimizi Pelşin’in eğitim almaya başladıktan sonra nasıl değiştiğini, neler öğrendiğini anlatıyordum. Pelşin şimdi bizlerle çok güzel sohbet ediyor, ihtiyaçlarını kendi başına giderebiliyor, okuluna gidiyor. Okuma yazmayı da öğrenmeye başladı. Pelşin burada sadece akademik bir eğitim değil her alanda eğitim alıyor. Öğretmenlerimiz sayesinde sadece Pelşin değil bende eğitim alıyorum. Algı’da sürekli yapılan veli bilgilendirme seminerlerine katılıyorum.

Algı ailesine ve öğretmenlerime minnettarım.

Çok teşekkür ediyorum.

Mülkiye DEMİREL

Alp Eymen 2 Yaş

15.şubat.2012 tarihinde oğluşumda konuşma başlamadığı için uzmana götürmeye karar verdim.Bu kararımın hızlanmasında ana okulu öğretmeni arkadaşımın etkisi çok büyüktü.Bana kalsa bilinçaltımla reddederek daha geciktirebilirdim bunu.

Arkadaşım belirtileri fark etmiş ve bana söyleyip söylememek arasında kararsız kalmış .Ve psikyatriste gittik ve bu durumun a tipik otizm belirtileri olduğunu öğrendik.Giderken benim de aklımda bazı şüpheler vardı,ama dediğim gibi kabul etmek istemiyor ve geçiştiriyordum.1 yaşındayken topla az vakit geçirmeye başlamıştı.

Televizyona çok ilgi gösteriyordu ve yavaş yavaş takıntılar da başlamıştı;kapılarla oynamak,dolap kapakları,çekmecelerle oynamak vs. Keşke daha erken doktora götürseydim ve eğitime daha erken başlasaydım.Neyse ki  hala  çok geç sayılmaz şu an 26 aylık.

Doktordan çıkarken ailecek yıkılmıştık,hala konduramıyorduk,ama araştırdıkça okudukça biraz daha rahatladı içimiz.En azından tedavisi vardı,eğitim süreci ile en aza indirilebilecekti. Şu an en önemli karar iyi bir eğitim kururumu bulmaktı.Bu konu hakkında da en ufak bir bilgimiz yoktu.Her şeyi bu süreçte öğrendik,araştırmalarımızın sonunda tavsiye üzerine (aracı olan herkese minnettarım) Algı Özel Eğitim Merkezi’ne geldik.İyi ki de geldik.Oğlumda inanılmaz hızlı gelişmeler görüyoruz.

Tabii bunda kreşe başlamamızın etkisi de var.Evin içindeki yaşantımız artık çok değişti.Televizyon hayatımızda yok denecek kadar azaldı.Alp Eymen’le oynamak.boğuşmak , hoş vakit geçirmekle birlikte hergün yeni şeyler tekrar etmeye , öğrenmeye başladık.Oğlumda kısa sürede ilerleme görüldü.Değişik sesler ve fiziksel taklit vardı ama artık sözel taklitler de gelmeye başladı.Söylediklerimizi talimatlarımızı daha iyi anladığını görüyorum.Tepkileri olumlu yönde çok gelişti.

Artık bana bağımlı değil;başkalarına karşı,yaşıtlarına karşı artık daha ilgili ve sevecen.Yeni ortamlara daha rahat uyum sağlayabiliyor.Biliyorum ki bunlar yeterli değil.Hep daha fazla olmalı, iyi daha iyiye engel olmamalı.Bunun da eğitimle olacağına yürekten inanıyorum.Hep daha iyi olması için elimizden gelenin en fazlasını yapmak bizim boynumuzun borcudur.Çünkü o bizim kuzumuz,hayatımın anlamı,neşe kaynağımız.biz ona bakmaya bile kıyamazken o içinden duyduğu durumdan habersiz ve o kadar masum ki!!

Ama şimdi içimiz çok rahat. İlk baştaki duyduğum endişeleri ,korkuları,kaygıları duymuyorum artık. İyi ki erken fark edildi, iyi ki Algı Özel Eğitim’i tercih ettik.Çünkü bu seçim çok büyük bir sorumluluk ve yüktü. Bir anne olarak oğluma en iyi yeri seçmek zorundaydım,dönüşü olmayan bir karardı..çünkü oğlumun seçme , reddetme veya tercih yapma gibi bir tutumu olamayacaktı.Şükürler olsun şimdi çok mutluyum ve umutluyum 2 ay öncesine göre.2 ayda bunları başarabildiyse , gelecekte bizi daha güzel günler bekliyor.Biliyorum oğlum çok yakında “anne” diye yanıma gelecek biliyorum,inanıyorum.Dua ediyorum.

Bu süreçte bizim yolumuzu aydınlatan başta Algı Özel  Eğitimi bize kazandıran kurucularına, daha  çok anne şefkati ile oğluma yaklaşan öğretmenlerimize,kuruma girdiğimiz andan itibaren her an yanımızda olan sekreterlerine  ve diğer tüm çalışanlarına sonsuz teşekkür ediyorum.iyi ki varsınız. İyi ki sizinleyiz.

Sevgiler

Alp Eymen’in annesi  N.Can

E.S. 5 Yaş

2010 yılı Aralık ayında Algı Özel Eğitim ile iyi ki tanışmışız. Başta kurucuları olmak üzere birbirinden değerli öğretmenleriyle dolu tek yer benim için. Orada kendimi daima çok özel gibi hissettirdiler. Benim kızımın iki öğretmeni var. Kızım burada eğitim almaya ilk başladığında ne göz kontağı kurardı, ne söyleneni anlardı, ne de bir oyuncakla oynardı. Bırakın oynamayı oyuncağı tutamazdı bile. Bizlerin farkında değildi, bir noktaya odaklanır uzun süre bakar, çığlıklar atardı. Oturup kalkarken zorlanır, yerdeki bir eşyayı eğilip alamaz, merdiven inip çıkamazdı, kendini çok kasardı. Fakat şimdi kızım oyuncak seçiyor, istediği oyuncağı eline alıp oynuyor. Benim yüzüme uzun uzun bakıyor, söylenileni anlıyor o da istediklerini henüz konuşmasa da bize ifade ediyor. Bunların hepsi öğretmenlerimizin sayesinde oldu. Çünkü sadece benim kızıma değil bütün çocuklara sevgiyle, sabırla yaklaşarak her şeyi öğretiyorlar. Her şeyden önemlisi istediğim her şeyi onlara sorabiliyorum. Dedim ya bana kendimi o kadar özel hissettiriyorlar ki onlarla konuşunca rahatlıyorum. Bana her dersin sonunda evde kızımla nasıl çalışacağımı anlatıyorlar, bende elimden geldiğince aldığımız eğitimi evde devam ettirmeye çalışıyorum. Ortak çalışmamız sonucunda kızım her geçen gün daha iyiye gidiyor.

Ben Algı’yla birlikte çok şey öğrendim. Daha bilinçli bir anne oldum. Artık kızımı biliyorum. Benim kızım özel bir çocuk bunu zorda olsa öğretmenlerimin desteğiyle kabul ettim. Algı bana bunu öğretti.

Algıya çok teşekkür ediyorum.

Annesi N.