E.A. 3 YAŞ

otistik_cocuklar

Kızımız E.A. 3 yaşında şu an.2,5 yaşına kadar konuşmuyor,göz teması kuramıyor ismi ile çağırdığımızda tepki vermiyordu. 28. ayında .çocuk psikyatristine götürdük.”Otizm” teşhisi konuldu kızımıza. O ana kadar otizm hakkında hiçbir bilgimiz yoktu. Çocuğumuzun en iyi ve kaliteli eğitimi alabilmesi için bütün oklar bizi ALGI’ya yönlendirdi.Bu kuruma başladığımızda kızımız çok hırçın,sabırsız,göz teması kuramayan bir çocuktu.Eğitime başladıktan çok kısa bir süre sonra (3 ay ayda 8 saat bireysel eğitim) kızımızda çok olumlu gelişmeler gözlemledik.Kelimeleri çoğaldı,kelimeleri daha iyi anlayıp yerine getirmeye başladı,göz teması arttı,oyun oynarken sabır eşiği yükseldi.ALGI’da kızımızla beraber aslında biz de eğitildik,yanlış yaptığımız birçok şeyi frenledik,çocuğa ne yapılması ve nasıl davranılması gerektiğini öğrendik.Ki asıl olan da bu.Ailelerin çocuklarının eğitim sürecinde eğitimciyle tam birlik olması şart.Algı’da bize bunu sağladı.Her ders sonu paylaşımlar,aile toplantıları aile eğitimleri de bizler de çok bilinçlendik.

Biz E.A.nın ailesi olarak her ders için 80km yol geliyoruz.İnanın çocuğumuzdaki her bir kelime veya kazanılmış her bir beceri tüm yorgunluklara ve her şeye değiyor.

UMUTLU VE SABIRLI OLUN..!

E.A.nın anne ve babası

S.Ç. 15 Yaş

S1000003

 

Sinan 02.08.1998 tarihinde dünyaya merhaba dedi. Bir kızımız vardı bir de oğlumuz olmuştu .Mutluluk nedir deseler budur işte derdim.Allah a şükür bir sorunumuz yoktu,her şey yolunda ve normal bir şekilde hayatımızı sürdürüyorduk,derken…Şuan hatırlamak istemediğim unutmak istediğim bir şey oldu.Sinan daha küçücük 5 aylık bebekken gözümüzün önünde birden bire gözleri kaymaya ,morarmaya,kasılmaya başladı .Ben buraları geçmek istiyorum .Sizin anlayacağınız bir hafta içinde tam 3 kere havale geçirdi.Hele üçüncüsü doktorun gözleri önünde geçirdiği havaleyi unutamam.Neyse 2.5 senelik doktor kontrollerinden sonra Sinan’ın gelişmesinin normal olduğunu,herhangi bir problem olmadığını ve artık gelmememiz gerektiğini söyleyerek bizi rahatlatmışlardı.Sinan da fiziksel ve zihinsel bir şeyin olmaması bizi normal yaşantımıza geri döndürmüştü.TAAA Kİİ… Sinan okula başlayana kadar , aman Allah’ım belki beş yıllık ömrümü bir yılda tüketmiştim.Unutamayacağım bir yıldı.Okula uymada ,kurallara uymada bir sorunu yoktu.Öğretmenine arkadaşlarına çabuk uyum sağladı.Akademik anlamda hem beni hem kendini üzdü.Sinan öğrenmede ve yazmada güçlük çekiyordu,öğrense bile unutuyordu.Öğretmenle işbirliği yaptık o sene Sinan ı rahat bırakacaktık yani hazırlık sınıfı gibi olacaktı sınıf tekrarı yapacaktık ve yaptık.Sinan 1.sınıfın tekrarında okumayı öğrendi,öğrendi ama birde bana sorun .Duygular anlatılamıyor ,ancak yaşanıyor.İçinizdeki fırtınalar ,sessiz çığlıklar,içinize akıttığınız gözyaşlarınız ve bunları yaşarken yıkılmadım demeniz gerekiyor,DİMDİK…

Evet insan hep dimdik duramıyor çocuğunuzun hep aynı yaşta duramayacağı gibi ..Sinan öğretmenimizin ve benim çabamla 5.sınıfı bitirmişti,11 yaşındaydı.Yaşıtlarından artık tamamen kendisini çekmiş ve içine kapanmıştı.Bu beni çok üzüyordu.Rehber öğretmenimizden yardım istedi.Bana tavsiye edebileceği biri,kurum ismi var mı diye .O anda bana bir dergi uzattı ALGI ÖZEL EĞİTİM buraya bir başvur istersen dedi.Ben dergiyi aldım ve Parin hanımın yazmış olduğu yazıyı okudum,o anda koptum.O kadar etkilendim ki anlatamam işte bu dedim.Bizi anlayabilecek ,bizlere hitap edebilecek kişi ve kurum dedim ve başvurduk.İyi ki buraya başlamışız Sinan 14 yaşında ve bizim 3.yılımız .Sinan kendine yavaş yavaş gelmekte ,farkındalığı  artmakta .

Sinan ı ben önce Allah’a sonra Algı özel eğitime ve öğretmenlerimize emanet ettim. Başka bir kurum düşünmüyorum.Öncelikle bu kurumun kurucularına ,emeği geçen herkese ve özellikle öğretmenlerimize gönülden teşekkür ediyorum.

SAYGILARIMLA

Sinan’ın annesi

O.A.6 yaş

Ben bir anneyim. Otizmli çocuk annesiyim.Çocuğum 2,5 yaşındaydı. Seslenince bakmıyordu. Çok hareketliydi ve  her şeyi  kırıp döken bir çocuktu. Çocuğumu ilk önce  KBB’ye götürdüm. Bir sorun olmadığını söyleyerek beni çocuk psikiyatrisine gönderdiler. Çocuk psikiyatrisi tarafından çocuğuma orta düzey gelişimsel bozukluk tanısı kondu. Bu tanıdan sonra Çapa Tıp Fakültesi’ne başvurdum. Çocuğuma otizmin sınırında olduğuna dair teşhis konuldu. Tek çaresinin rehabilitasyon özel eğitimi olduğu söylendi.Algı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ne başvurdum. Çünkü oraya bir tanıdığımın çocuğu da gidiyordu. Onda çok ilerleme vardı. Bizde orayı seçtik. Çocuğum özel eğitime başladıktan sonra gelişimsel olarak düzeldiğini gördük. Bu yüzden kurucuya, müdüre ve öğretmenlere canı gönülden çok teşekkür ediyorum. Çocuğum önce Allah’ın sonra da onların sayesinde geri dönecek inşallah.  Bu yüzde algi özel eğitimi herkese tavsiye ederim.

O.A.’nın annesi

 

S1040002 S1040012

Rıza Emir KARATAŞ 7 Yaş

Merhaba ben Ecem KARATAŞ,

 

521888_3742032583187_1589050569_n

Rıza Emir’in ablasıyım. Kardeşimin farklı gelişim göstermesi (otizmli olması) beni üzüyor. Ama böyle olmasını ne kardeşim ne de biz isterdik. Biz böyle olsun istemedik ama maalesef kardeşim diğer çocuklara göre farklı gelişim gösteriyor ve bunun için özel eğitim alıyor.

Kardeşimin farklı gelişim göstermesi üzücü bir şey ama kardeşim sayesinde empati kurmayı, karşımdaki kişiyi düzgün şekilde dinlemeyi ve insanlarla özellikle engelli olan insanlarla nasıl iletişim kuracağımı öğrendim.

Kardeşim bu yıl 1. Sınıfa başladı, bende 7. Sınıfa geçtim. Annem ve babam sabah işe gidiyorlar. Ben kardeşimle öğlenci olduğum için sabah evde sadece kardeşimle ben oluyoruz. Bana hiç zorluğu olmuyor, tam tersine bana yardım ediyor. Sabahları kardeşim televizyon izlerken ben ödevlerimi yapıyorum, akşam onun yaptığı ödevleri tekrar ediyoruz. Tamam kabul ediyorum bazen beni sinirlendirebiliyor ama biliyorum ki kardeşime kızarsam ya da bağırırsam eski haline geri dönebilir. Bunun için kardeşime sinirlensem de ona ne bağırıyorum ne de kızıyorum. Sinirim geçene kadar ya kitap okuyorum ya da ders çalışıyorum ama beni çok nadir sinirlendirir.

Kardeşimle aynı okula gidiyoruz. Bunun için kardeşime okulda da dikkat ediyorum. Kardeşimi koruyorum ama karşı tarafı da düşünüp onların yerine kendimi koyuyorum. Mesela kardeşim oyun oynarken işitme engelli çocuğun biri kardeşime çarptı ve kardeşim yere düştü. Arkadaşım da o çocuğa bağırdı. Ben kardeşimin durumundan dolayı böyle kişilere iyimser davranılması gerektiğini bildiğim için arkadaşımı engelledim ve sınıfta arkadaşıma onu neden engellediğimi anlattım. Biraz sinirli bir şekilde anlatmış olabilirim çünkü kardeşim ve böyle durumu olan çocuklara karşı çok hassasım. Arkadaşımla tartışsam da engelli arkadaşlarımızın böyle olmayı istemediklerini ve onlarında bizler gibi bir insan olduğunu, bizler gibi canları olduğunu anlatmış oldum.

Rıza Emir KARATAŞ’ın

Ablası Ecem

67246_324747434312908_1291235414_n

19 Temmuz 2006 kara bulutlar arasında bir güneş doğdu. Hanemize doğan bu güneşi kara bulutlar kaplamıştı. Çünkü oğlum 6,5 aylık 1000 gr bir bebekti, doktorların yaşamaz dediği ve azimle hayata tutunan güçlü bir bebekti. Yaşaması için dua ederken birde gözlerinin görmediğini öğrendim. Dünya başıma yıkılmıştı. 2 aylıkken ilk ameliyatını oldu. İlk 6 ay dünya ile irtibatımı kesip misafir bile kabul etmedim.

 

rıza emir ailesini tanıtma_0001 306909_3662836043323_1906297440_n

Büyük bir özveriyle elimden geleni yaptım. Oğlum büyümeye devam ederken ters giden bir şeyler vardı. Normal gelişim gösteren bir çocuk büyütmüş bir anne olmanın ve hemşire olmanın etkisiyle normal gitmeyen şeyler olduğunu anladım. Ama doktorlarda dahil bütün çevrem bana her şeyin normal olduğunu abarttığımı söylüyorlardı.  1,5 yaşında oğlum ateşli havale geçirdi, hemen müdehale ettim. 3 yaşına gelince İstanbul’a tayinimiz çıktı. İstanbul’a geldikten sonra konuşan, gülen çocuk gitti yerine göz teması kurmayan, istedikleri şeyleri parmakla gösteren, dönen şeylere bakan bir çocuk geldi.Psikiyatri kliniğinde çalışmamın verdiği bu tecrübeyle oğlumun değişik davranışlarını fark etmiştim. Ama çevrem sorunun bende olduğunu çocukta bir sorun olmadığını savunmaya devam ediyordu.

Yılmadım oğlumu Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne götürdüm, gerekli testlerden sonra “yaygın gelişimsel bozukluk” tanısı konuldu. Sene 2010 dünya başıma yılıkdı. 6 ay ağladım ama araştırmaya devam ettim ve eğitim alabileceği en iyi yeri buldum. Ekim 2010’da Algı Eğitim Merkezi ile tanıştık. Başladığımızda istediği şeyler olmazsa çığlık atıp ağlayan, konuşmayan, göz teması kuramayan zor bir çocuktu. Öğretmenimizin bize yol göstermesi ve yoğun özveriyle çalışmaları sonucunda şu anda olabilecek en iyi seviyeye geldik. Emir’in sayılara olan ilgisi, alfabeyi kendi başına öğrenmesi gibi yeteneklerini anlamamızı da sağladı.

Emir evimizin neşe kaynağı, çevrede çok sevilen bir o kadar da kuralcı bir çocuk. İyi ki varsın oğlum…

Şunu anladım ki yüce Rabbimin sevdiği bir kuluyum ki bana küçük şeylerle nasıl mutlu olacağımı öğretti. Emirim’le gurur duyuyorum aramızda çok büyük bir bağ var bu aşkın arasına hiçbir engel giremez. Oğlum benim yaşama kaynağım. Seni seviyorum Emir…

Anne

Sevilay KARATAŞ

Betül Emür 17 Yaş

Betül Emür  28 Nisan 1995’ da Giresun’da  dünyaya geldi . 8 aylık 900 gr  doğdu. Üç ay Trabzonda küvözde  yaşadı. İki yaşına kadar ayağa kalkamadı. Dört sene İstanbul’a tedavi için Bakırköy nörolojiye geldik. Betül’de beyine sinyal bir dakika sonra geldiği için ancak anlıyordu. Gözünde miyop, görme yüzde 70, sağ göz tamamen zayıf görüyor. Ayağında platin takılı. Betül 11 yaşına kadar ayakkabı giyemedi. İstanbul’da Baltaliman’ında senelerce tedavi gördü. Ayağı uzatıldı kısalık vardı ve parmaklarının ucunda yürüyordu. Şimdi çok şükür yürüyebiliyor. Betül için Giresun’daki evimizi bırakıp, altı senedir kiracı olarak İstanbul’da yaşıyoruz. Çok şükür başardık.

Halen de tedavi bitmedi. Ayağından ameliyat olacak sıramızı bekliyoruz. Biz böyle mücadele ederken Algı Eğitim’le tanıştık. Bizim yüzümüz daha çok gülmeye başladı.Haftada iki saat ders alıyor ama, hayal kurmaya başladı. Kitap yazmaya karar verdi. Küçük hikayeler yazıyor. En önemlisi öğretmenleri gibi faydalı olmak istiyor, onları kendine örnek alıyor. Allah’tan her zaman duam olurdu. Bana evlat acısı verme diye.

Diyorum ki devlet her gün ders verirse iki saatte neler oluyor. Her zaman olsaydı keşke, artık evde gülen yüzlü kızım var. Bunun için dua ediyorum. Çünkü iki saatte güzel şeyler yapıyor.  Bu ona çok iyi geliyor. Algı’dan önce daha farklıydı.. Hep üzülüyordu . Algı’nın dışındaki saatlerine üzülüyorum. Tüm çalışanlarına teşekkür ediyorum. Onların önünde eğiliyorum. Çünkü kızımın gözlerindeki yaşı kestiler. BENİM DE GÜLEN GÖZLERİM VAR ARTIK.

 

Annesi

AYŞENUR EMÜR

Kubilay Taca 14 yaş

Merhabalar 1998 yılında, bizim için çok kıymetli, değerli Kubilay’ımız nazar boncuğumuz, uğurumuz dünyaya geldi. 1,5 yaşında bir şeylerin yolunda gitmediğini anladık. Biz sağır, duymuyor diye Çapa Tıp Fakültesine başvurduk. Testler, tahliller, genetik testler yapılması gereken ne varsa yaptırdık fakat teşhis konamadı. İş icabı İzmir Çeşme’ye gittik. Bu sefer Ege Üniversitesi’ne devam ettim. Orada “Otizm” teşhisi konuldu, ondan sonra ne gerekiyorsa, kim ne derse yapmaya, hangi doktorlar iyiyse oralara götürmeye çalıştım. Fakat eğitimden başka hiçbir şeyin faydasını göremedim. Ben fazla kurum değiştirmedim, hep inandım ve verilen eğitimlere güvendim. Fakat kurum değiştirince farkı fark ediyorsunuz.

4 yıl İzmir’de, 5 yıl İstanbul’da ve 2 yıldır da Algı’dayım. Öğretmenlerimizden  çok memnunum, ellerinden geleni yapıyorlar. Kubilay’ın şanssızlığı tanışmamızın geç olması. Kubilay 2 yaşında Algı’da olabilseydi çok daha iyi durumda olurdu buna inanıyorum. Ama hala umudumuz var. Allah bana ömür verdiği sürece başındayım ve uğraşacağım, inşallah başarırız. Allah nerede varsa hepsinin şifasını versin. Algı eğitim ve rehabilitasyon merkezine sonsuz teşekkürler, ailem gibiler. Kendimi rahat hissediyorum. Öğretmenlerimize, müdürümüze, kurucumuza güveniyorum. Sağlıcakla kalalım…

Birsen TACA

Y. 7 Yaş

Oğlum Y. 2005 yılında dünyaya geldi. Çok sağlıklı bir bebekti. 11 aylıkken yürümeye başladı. Bir buçuk yaşındayken kelimelerle derdini anlatıyordu. Ama 2 yaşından sonra oğlumun göz teması zayıfladı. Agresif, huysuz olmaya başladı, bildiği kelimeleri söylemeyi bıraktı. Çok hareketli bir çocuk oldu. Etrafıma bundan bahsettiğimde abarttığımı anormal bir durumun olmadığını söylediler.

Üç yaşındayken bir çocuk doktoruna götürdüm. Doktor oğlumun sağlıklı bir bebek olduğunu, bazı çocukların geç konuştuğunu endişe etmemem gerektiğini söyledi. Zaman böyle akıp gitti. Oğlum büyüyor ama kendini ifade edemiyordu.  Üstelik tekrarlayan hareketleri vardı ve sanki bizden daha da kopuyordu. Kime korkularımdan bahsetsem sakin ve sabırlı olmamı söylüyorlardı.

Oğlum dört buçuk yaşına geldiğinde yine bir çocuk doktoru ile görüştüm. Bana hemen bir fakülte hastanesine götürmem gerektiğini söyledi, randevu alıp hemen gittik, Duymaktan korktuğum şeyi doktor pat diye söyledi. Otizm…

Hayatımda yaşadığım en büyük tramvaydı. Bir anne için bundan daha kötüsü olamazdı. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Zorlukla söylediğim birkaç şey vardı; Şimdi ne olacak, bebeğime ne olacak, ben ne yapacağım. Doktor bir an önce eğitime başlamamız gerektiğini söyledi. Hemen eğitim merkezi araştırmaya başladık, birkaç yerle görüştük. O günlerde bir profesörün Nişantaşı’ndaki kliniğine gittik. Bize aynı şeyleri söyledi, eğitimin öneminden bahsetti, görüştüğüm özel eğitim merkezlerine güvenemediğimi, onlara çocuğumu emanet edemeyeceğimi söyledim, bu konuda yol göstermesini rica ettim. Bize Algı Özel Eğitim merkezini önerdi. Hemen iletişime geçtik. Oraya gittiğimizde güler yüzlü, bizi anlayabilen ve her konuda güvenebileceğimiz insanlarla karşılaştık. Hocalarımız idealist, sıcakkanlı ve her zaman yardımcı olmaya hazırdılar. Sadece oğlumun eğitimi hakkında değil, aynı zamanda bir anne olarak yaşadım bu sorunu nasıl atlatabileceğim, oğlumun gelişmesine nasıl katkıda bulunabileceğim konusunda da beni yönlendirdiler.

Üzülmeyi bir kenara bırakmaya çalışıp, oğlumun eğitimi ile ilgilendim. Öğretmenlerimizin tüm tavsiyelerine uydum. Eğitime başladıktan çok kısa bir süre sonra faydasını görmeye başladık.

Aradan iki buçuk yıl geçti. Oğlum yedi yaşında. Göz teması güçlendi, üç dört kelimeli cümleler kurabiliyor, arkadaşları ile şarkı söyleyip dans ediyor, yaşıtlarıyla oyunlar oynuyor, ona söylediğim her şeyi anlıyor. Doktorumuz çok yol kat ettiğimizi böyle devam etmemizi söyledi.

Şimdi daha mutluyum, daha umutluyum. Öğretmenlerimize ve tüm algı eğitim ailesine teşekkür ediyorum.

ANNESİ

Y.E. 3 Yaş

Oğlumun durumunu öğrendiğimizde 2.5 yaşındaydı.Bu zamana kadar tek kelimeleri söylüyordu,her şeyin farkındaydı,oyuncaklarla oynardı tek dikkatimizi çeken eve birisi gelince gidene kadar ağlardı.Sonra bildiği şeyleri tek tek unutmaya başladı.Doktora götürdük bizi tatmin etmeyen bir sürü şey söyledi,birkaç doktora daha götürdük en son götürdüğümüz doktor yaygın gelişimsel bozukluk tanısı koydu,eğitim alması lazım başka tedavisi yok dedi .Ağlamaya başladım ne yapacağımı ne düşüneceğimi bilemedim şaşırdım kaldım .Bu arada biz doktor doktor dolaşırken oğlumun hoplayıp zıplamaları başladı Allah ım niye böyle oldu ben nerde hata yaptım diye günlerce kendime sordum ,uykular haram oldu ,yemek yiyemedim bütün hayatımız alt üst olmuştu.

Sonra birkaç rehabilitasyon merkezi ile görüştük olmadı .Bu durum bizi o kadar üzdü ki ne yapıcaz kime gideceğiz aklımız durdu.Çevremizde böyle durumda kimse olmadığı için hiçbir bilgimiz yoktu.Bir gün eşim mecidiyeköy de Algı eğitim merkezini görmüş broşürlerini getirdi.Kurucusunun öyküsü beni çok etkiledi çeken bilir dedim oğlumun burada eğitime başlamasının daha iyi olacağını düşündüm.Randevu aldık ,kurucusuyla tanıştık bizi çok rahatlattı ne yapmamız gerektiğini anlattı .Böylelikle oğlum eğitime başladı .İlk zamanlar oğlum uyuyunca yüzüne bakıp hiçbir şey yok uyanınca düzelecek diye düşündüm keşke bu kadar basit olsaydı.

Bu durumun bu kadar zor ve uzun olduğunu bilmiyordum ,zaman ne çabuk geçti hiçbir şey anlamadım.Eğitime ilk başladığımızda o kadar ümitsizdim ki ağlamaktan kimseyle konuşamazdım .Öğretmenler bana çok destek oldular, öğretmenimiz çok ilgiliydi,sürekli bana bilgi veriyor ,bütün sorunlarımızla ilgileniyordu.Tüm bunlar  oğluma çok iyi geldi yavaş yavaş ilerlemeye başladık ,inşallah daha iyi olacak.Artık daha ümitliyim oğlumun doğru yerde doğru eğitimi aldığını biliyorum .Bir gün yavrumun her şeyin farkına varıp benim için ne kadar değerli olduğunu anlamasını,”Anneciğim; seni çok seviyorum” demesini sabırsızlıkla bekliyorum.

Annesi…

Yasin Yılmaz 5 Yaş

11.09.2007 doğumlu oğlumuzun adı Yasin YILMAZ. Doğduktan sonraki ilk aylarında her şey normal gidiyordu. Oğlumuzdan normal tepkiler alabiliyorduk. Ta ki yaklaşık 1,5  yaşında iken, yüksek ateşle iki gün evde yatıp daha sonra hastaneye kaldırılana kadar. Hastanede çocuğumuzun menenjit olma ihtimalinin olduğunu ve belinden su alınarak düzelebileceği bilgisini aldık. Çok şükür ki bir hafta yattıktan sonra  çocuğumuzu hastaneden çıkarttık. Ondan sonra ki günlerde oğlumuz Yasin ‘in  bizi duymadığını,  ismini söylediğimiz de tepki  vermediğini, göz teması olmadığını ve tepki vermekte çok zorlandığını, sadece özel seslere ( kapı sesi, zil sesi ) tepki alabildiğimizi farkettik.

Kendi başımıza bir şey yapamayacağımızı anlayınca özel doktorlardan yardım istedik. Yaptırdığımız tüm tıbbi testlerde çocuğumuzun herhangi fiziksel bir sorunu olmadığını anladık ve doktorumuz bize çok geç kalmadan algı zayıflığı olduğu için  özel bir eğitim merkezinden yardım almamızı önerdi. Her ne kadar da insan umutsuz olarak gitse de  Allah’tan umut kesilmez diyerek, internetten eğitim merkezi araştırdık ve Algı Eğitim Merkezi’ ne üç yaşında ki çocuğumuzu getirdik. Yaklaşık 2 – 3 hafta adaptasyon sorunu yaşandı. Hemen her getirmemiz de tepkisini ağlayarak gösterdi fakat yaklaşık 1 ay sonra öğretmenine alışmaya başladı. Çok basit komutlar olan gel-git, al-ver, getir-götür vs. gibi sözcükleri bile algılayamayan, 3 yaşına kadar tek kelime dahi konuşamayan, kendiliğinden gülerek koşan, kendi isteğinin dışında oluşan bu tarz hareketleri sergileyen oğlumuz Yasin, bugün itibari ile 5 yaşında ve 2 sene içerisinde aralıksız olarak yılmadan getirdik.

İstiklal Marşı’nı ezberlemesinden, artık oyunlar oynamasından, istediği kişiden istediği yemeyi söyleyerek istemesinden, yukarıda saydığı bütün komutları yapmasından, en önemlisi göz teması kurmasından, ismi söylendiğinde efendim diyerek yanıma gelmesinden, daha aklıma gelmeyip sayamadığım tüm güzel şeylerden önce Allah’ımıza şükrediyor ve bu duruma vesile olup, bize artık oğlumuz için gelecek vaat ettiren,  2 senedir başta çocuğumuz ile özel olarak ilgilenen Öğretmeni olmak üzere Algı Özel Eğitim Merkezi’ ne çok ama çok teşekkür ediyoruz.

Başarılarınızın devamını dileriz.

Saygılar

Dedesi  Tahsin YILMAZ

Aleyna Gül Pehlivan 10 Yaş

Aleyna 3-4 yaşlarındayken evdeki aile bireyleri ile konuşuyordu. Aile dışında hiç kimse ile konuşmuyordu.  Çok üzülüyordum. Günüm ağlamakla geçiyordu. Çaresizdim, ne yapacağımı bilemiyordum. Doktorlara götürdüm ‘’ içine kapanık ‘’ dediler. Okula başlayınca geçeceğini söylediler. 2. Sınıfta hala okumuyordu,ben de okuma yazma bilmiyordum, kimse yardımcı olmuyordu. Eğitimciler yol yordam göstermediler.  Okul Müdürü ve Yardımcısı  bana  okumuyorsa ‘’Kur-an Kursu’na ver ‘’ dediler. Onlara bu yüzden çok kızgınım. Yol yordam göstermeleri gerekirken, beni başlarından atmaya çalıştılar. Kızım 3 sınıftayken, 1. Sınıfa aldılar. İtiraz ettim. ‘’Çocuğum daha da içine kapanır’’ dedim dinlemediler.  Daha sonra okula müfettişler gelmiş ve bu duruma çok kızmışlar. Tekrar sınıfına geri almışlar Aleyna’yı.

Daha sonra özel eğitime ihtiyacı olduğu söylendi.bir kurumda özel eğitime başlandı. Kurum da stajyerler çalışıyordu ve sık sık öğretmen  değişikliği oluyordu. Aleyna zaten içine kapanık bir çocuktu, daha da içine kapandı,öğretmen değişikliği yüzünden.Bir eğitim merkezi’nden ders aldırdım. Okumaya başladı. Hala özel derse devam ediyor.  Özel ders veren Öğretmenin tavsiyesi ile Algı Özel Eğitim’e başladık. Altı aydan fazla oluyor Algı’dayız. Bu sürede Aleyna da olumlu değişiklikler var. Hala iletişim başlatmada sorun yaşıyoruz.  Haftada bir psikoloğa gidiyoruz. Algı Çalışanlarına teşekkür ediyorum. Umarım kızım bir gün bu sıkıntıları atlatır. Yüzmeye götürüyorum. Çok yoruldum. Oğluma zaman ayıramıyorum, ihmal ediyorum. Sağ olsun komşularım bana çok yardımcı oldular. Evde olmadığım zamanlarda oğlumla ilgilendiler. Onlara minnettarım. Bende  okuma- yazma öğrenmeye çalışıyorum. Heceleyerek okumaya başladım.İnsan gayret ederse bir çok şeyi başarabiliyor.

Annesi Saliha Hnm