Bölgesel Otizm Araştırmaları toplantısında Türk araştırma görevlilerine ödül

necmettin-erbakan-universitesiNecmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Anabilim Dalı araştırma görevlileri, Asya Pasifik Bölgesel Otizm Araştırmaları toplantısında ödül almaya hak kazandı.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Anabilim Dalı araştırma görevlileri, Asya Pasifik Bölgesel Otizm Araştırmaları toplantısında ödül almaya hak kazandı.

Dr. Burak Açıkel, Dr. Özlem Bayram, Dr. Esra Hoşoğlu, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Şangay kentinde düzenlenen toplantıya 3 bildiriyle katıldı.

Otistik özellikler, yeme problemleri ilişkisi, otizm ve çevresel risk faktörleri(ileri baba yaşı), otizm ve obezite ilişkisiyle ilgili bildiriler, Travel Award(seyahat bursu) ile ödüllendirildi.

Kaynak: Otizm

Otizm’e Karşı Oksitosin Tedaviyi Destekleyebilir

haydenAraştırmacılar oksitosin salgılanmasının otizm tedavisini destekleyen bir yöntem olarak kullanılabileceğini ortaya koydu.

Otizmli çocukların sosyal ilişkiler açısından problemler yaşamasından dolayı oksitosinin onlar üzerinde yardımcı bir etki sağlayabileceği düşüncesinden yola çıkılarak Sydney Üniversitesi’nde bir deney gerçekleştirildi. 3-8 yaş aralığında 31 otizmli çocuğa oksitosin içeren burun spreyi sıkıldı ve çocuklar bu süreçte gözlemlendi.

Deneye katılan çocuklardan Hayden’in annesi üçüncü ve dördüncü haftalarda farkı hissetmeye başladıklarını, beşinci haftada ise gerçekleşen değişimden gerçekten memnun olduklarını söylüyor. Grup etkinliklerinde yer almak, sohbete katılmaya daha sıcak bakmak, göz temasında gelişme, konuşkanlık Hayden’in annesinin, Hayden üzerinde gözlemlediği gelişmelerden bazıları.

oksitosinBu çalışmayla birlikte oksitosinin otizmli bireyler üzerinde sosyal davranışları geliştirmeye yönelik yararlı olduğu görülmesiyle birlikte, oksitosinin otizm için kesinlikle bir “tedavi” olmadığı da vurgulanıyor ve gelişmelerin yanı sıra bazı katılımcılarda susuzluk, ürinasyon ve kabızlık gibi yan etkiler görüldü.

Sevgi Hormonu: Oksitosin

Oksitosini genel olarak doğum esnasında serviks ve uterisin gerilmesiyle salgılanan, rahim kaslarını uyaran ve doğumu kolaylaştıran ve doğum sonrasında ise süt adacıklarının etrafındaki küçük kasları uyararak süt salınımını sağlamaya yardımcı olan hormon olarak biliyoruz. Son yıllarda yapılan çalışmalar oksitosinin bununla sınırlı kalmadığını, hayatımızın en büyük parçalarından biri olan sosyal ilişkilerimizi de etkilediğini öğrendik.

Artık oksitosin “sevgi, sarılma, flörtöz hormonu” olarak da biliniyor. Bunun sebebi ise insanların birbirlerine fiziksel olarak yakınlaştıklarında veya bir sosyal bağ kurduklarında oksitosin salınımının gerçekleşmesi. Bu durum insanlarla da sınırlı kalmıyor, köpeğinizle oyun oynamak bile hormonun salınımını tetikliyor.

 

 

Kaynak: nbeyin.com.tr

Otizm Riskini Arttıran Genler Zekayı da Arttırıyor Olabilir!

autismusEdinburgh ve Queensland Üniversiteleri tarafından yapılan yeni bir araştırmada, İskoçya popülasyonundan seçilen 10.000 kişinin bilişsel becerileri test edildi ve DNA’ları analiz edildi. Bu çalışma sonucunda, bireyler arasında otizm ile ilişkilendirilen genleri taşıyan bireylerin bilişsel beceri testlerinde daha başarılı olduğu gösterildi. Aralarındaki ilişki tam olarak bilinmese de, otizmli insanların bir kısmının daha yüksek sözsüz zeka sahibi olduğu düşünülüyor.

Her ne kadar otizm sahibi bireylerin %70’i entelektüel bozukluklara sahip olsa da bozukluğa sahip bireylerin bir kısmı iyi korunmuş ya da ortalamanın üstünde sözsüz zekaya sahipler.

Otizm, önemli seviyelerde dil ve konuşma bozukluklarına sebep olabilecek bir bozukluk. Sözsüz zeka, hemen hemen hiç dil kullanılmayan, görsel ve pratik zeka gerektiren kompleks problemlerin çözümünde kullanılıyor.

Sözsüz zeka tipinde daha iyi sonuçlar almak için otizm bozukluğu sahibi olmaya gerek yok.

Hazırlayan: Mert Karagözoğlu (Evrim Ağacı)

Kaynaklar: ScienceDaily & Evrim Ağacı & Otizm

Otizmli ikiz kardeşler dünya şampiyonasına hazırlanıyor

otizmli_ikizler_4Özel Sporcular Türkiye Şampiyonası’nda altın madalyanın sahibi olan Otizmli ikiz kardeşler, Polonya’da yapılacak olan dünya şampiyonasına hazırlanıyor.
Erzurum’da lisanslı kayak sporcuları Otizmli ikiz kardeşler 12 yaşındaki Aliye Zeynep ve Muhsin Murat Bingül, Polonya’da yapılacak olan dünya şampiyonasına Palandöken’de hazırlanıyor.

Özel Sporcular Alp Disiplini Türkiye Şampiyonası’nda altın madalyanın sahibi olan özel ikizler dünya şampiyonası için kampa girdi.

ŞAMPİYON İKİZLER OKULLARININ MASKOTU OLDU

Özel Final Okulları 6′ncı sınıf öğrencisi Muhsin Murat ve 5′inci sınıf öğrencisi Aliye Zeynep Bingül, Palandöken’deki Sway Otel’de 5 Aralık günü kampa girdi. Erzurum Gençlik Spor Bisiklet Kulubü’nün lisanslı kayak sporcuları olan ikizler, antrenörleri Sefa Yalçın ve İbrahim Yıldırım eşliğinde günde 4 saat kayak yapıyor. 2 bin 800 metre yükseklikten kayan Bingül kardeşler, hem Palandöken’in hem de okullarının maskotu oldu. Erzurum Bölge Adliyesi’nde Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Bingül ile İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde Mühendis Nesrin Kaya Bingül çiftinin çocukları olan Aliye Zeynep ve Muhsin Murat Bingül, bu yıl 12- 14 Şubat’ta Kars’ın Sarıkamış İlçesi’ndeki Cıbıltepe Kayak Merkezi’nde düzenlenen S

ASIL HEDEFLERİ OLİMPİYATLAR

Dünyada sayılı, Türkiye’de tek lisanslı sporcu olan özel ikizlere antrenörlük yapmaktan mutluluk duyduğunu vurgulayan antrenör Sefa Yalçın şunları söyledi:

“Özel Sporcular Federayonu’na bağlı olarak yarışan Zeynep ve Murat ağır derece Otizmli olup ülkemizdeki tek lisanslı sporcular. Ocak ayının ikinci haftasında Türkiye, Şubat ayının sonunda ise Polonya’da yapılacak olan dünya şampiyonasına hazırlanıyoruz. Zeynep ve Murat Türkiye Şampiyonu olarak asıl hedefleri olimpiyatlara gidip ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek. Polonya’da iyi derece alırlarsa, ardından olimpiyat seçmelerine katılacaklar. Çocukların durumuna göre günde en az 4 maksimum 6 saat antrenman yapıyoruz.”

Kaynak: otizm.gen.tr

Kocaeli Üniversitesi’nde Çocuk Sağlığı ve Otizm Konuşuldu

cocuk-sagligini-masaya-yatirdilar-147764Türkiye’nin ilk kadın pediatri ortopedisti Doç. Dr. Ayşegül Bursalı, ‘Çocuk Sağlığı İzleminde Karşılaşılan Ortopedik Sorunlar’la ilgili KOÜ’de konuştu. Bursalı, bebek kundaklamanın yanlış olduğunu söyledi.

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) geçtiğimiz günlerde önemli bir panele sahne oldu. Çocuk sağlığıyla ilgili düzenlenen panelin moderatörlüğünü araştırma görevlisi Dr. Umay Özod yaptı. Panelin açılış konuşmasını Prof. Dr. Şükrü Hatun ve Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp gerçekleştirdi. Doç. Dr. Ayşegül Bursalı, Prof. Dr. Nahit Motavalli, Uzm. Dr. Müge Atar, Dr. Mine Esin Eruyar, Uzm. Dr. Mehtap Ezel Çelakıl, Prof. Dr. Özgül Altıntaş, Yrd. Doç. Dr. Dilara Pirhan, Dr. Aslı Ece Yakıcı, Prof. Dr. Bülent Kara, Doç. Dr. Zuhal Gündoğdu ise panele konuşmacı olarak katılan isimler arasında yer aldı.

ÇİFT BEZ YANLIŞ

Konuşmaların yanı sıra, vaka sunumları ve tartışma panelleriyle katılımcılar sıradışı ve yararlı bir toplantı gerçekleştirdi. ‘Çocuk Sağlığı İzleminde Karşılaşılan Ortopedik Sorunlar’ başlığında Türkiye’deki ilk kadın pediatri ortopedisti Doç. Dr. Ayşegül Bursalı kısa bir konuşma yaptı. Bursalı konuşmasında, kalça çıkıklığında riskli uygulamalara değinerek, çift bez uygulamasının yanlış olduğu ve bunun büyük bir kandırmaca olduğu konusunda tüm pediatristleri uyardı.

AYAKKABI KULLANIMI

Erken evrede kalça çıkıklığının saptanması halinde tedavinin yüzde 99 oranla başarılı olacağına değinen Bursalı, çocuklarda ayakkabı kullanımına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi, “Ayakkabının tabanı esnek, önü geniş, parmak kısmı yüksek ve ayaktan bir santim yüksek olması gerekiyor” dedi. Riskli uygulamalara da değinen Bursalı, kundaklamanın, portbebe kullanılmasının ve bebeklerin bacaklarından asılı tutmanın yanlış uygulamalar olduğunu söyledi.

OTİZMİN NEDENLERİ

Prof. Dr. Nahit Motovalli ise otizme sebep olan nedenlerin, ileri anne yaşı, D vitamini eksikliği, hamilelikteki enfeksiyonlar, cıvaya maruziyet, tarım ilaçları, aşılar, eksoz dumanları, hipoksi, prematuri ve beslenmeden kaynaklanabildiğini belirterek, Türkiye’de dört aylık bebekte bile otizm görülebildiğinin tespit edildiğini söyleyerek otizmin tespit edilmesi konusunda bilgiler aktardı. Gün boyu devam eden paneller sonrasında katılımcılar, ev sahibi KOÜ’ye teşekkür etti.

Kaynak: otizm.gen.tr

Otizmli çocuğunun doğum günü partisi davetini hiç bir arkadaşı kabul etmedi

otizmli-cocukOtizmli bir erkek çocuğunun doğum günü partisi davetini hiç bir arkadaşı kabul etmedi. Annesinin bu durumu Facebook’ta paylaşması üzerine mahalleliler, polis ve hatta itfaiye ekibi çocuğa doğumgünü sürprizleri hazırladı.

Glenn Buratti’nin altıncı doğum günü hayalkırıklığıyla başladı. Florida eyaletinin St. Cloud şehrinde yaşayan Buratti’nin partisi için yaptığı daveti, davet ettiği 16 okul arkadaşından hiçbiri kabul etmedi.

Annesi Asleen Buratti, yaklaşık 10 bin kişinin üye olduğu yerel bir Facebook sayfasına “Bu konuda söylenmek aptalca biliyorum ama oğlumun hayalkırıklığını düşündükçe yüreğim parçalanıyor” yazdı.

Bunun üzerine çok sayıda Facebook kullanıcısı, anne Buratti’ye cevap vermeye başladı ve oğlunun doğum günü partisine katılmak istediğini söyledi.

Kentte yaşayanlar ve yetkililer, Buratti’ye özel bir doğumgünü yaşatmak için kolları sıvadı. Altı yaşındaki çocuk için 40 kişinin katıldığı bir sürpriz parti düzenlendi ve hediyeler alındı. Şehrin polis memurları ve itfaiye ekibi de çocuğu ziyaret etti.

Altı yaşındaki çocuğu mutlu etmek için evin üzerinde kısa süreli bir helikopter uçuşu bile yapıldı.

Bucatti, ardından polis arabasına ve motosikletine bindirildi, ayrıca helikopterdeki pilot da çocuğa uzaktan el salladı.

Ertesi gün okuldan dönen Bucatti’yi yeni bir sürpriz karşıladı. Kendisini evde bekleyen itfaiye ekibi, Bucatti’yi yangın söndürme aracının içinde gezdirdiler ve ona tüm özelliklerini anlattılar.

Baba John Buratti, yaşadığı şaşkınlığı şu sözlerle ifade etti:

“Facebook’a yazdıklarımızla bu kadar çok ilgi göreceğimizi tahmin etmemiştik. Çok sayıda insan bize gelerek oğlumuzun doğumgününü kutladı.”

“Milyonlarca yıl düşünsem böyle bir şeyin olacağını tahmin etmezdim. Aslında bu durum, otizmli çocuklar için yaygın bir sorun. Umarım diğer çocuklar bu sayede, farklı gördükleri çocukların da kalbi olduğunu ve arkadaş edinmek istediğini fark eder.”

kaynak: otizm

Otizmli çocuğun berberinden örnek davranış

otizmli_cocugun_berberi_bakin_ne_yapti_h141946_17b1eMason’a otizm teşhisi konulduktan kısa süre sonra anne babası Jamie ve Denine saç kesimi gibi sıradan aktivitelerin bazen birer soruna dönüşebileceğini öğrendi. Mason için bir koltuğa oturarak elinde makası olan birisinin kafasına o kadar yaklaşmasına izin vermek hiç de kolay değildi. Bu yüzden berber James Williams aylarca süren birçok başarısız denemeden sonra yeni bir şeyler denemeye karar verdi.

“SON birkaç aydır Mason’ın saçını kesmek için türlü yollar deniyorum ancak o elimde makaslarla kulaklarına yaklaşmama izin vermiyor.” diye yazdı James, Facebook’a. Madem Mason’ı bir koltuğa oturtmak mümkün değildi o da Mason’la birlikte yere yatmaya ve o pozisyonda işini yapmaya başladı. İlk düzgün saç tıraşını bu sayede yaptırabilen Mason ve ailesiyle sıcak bir ilişki kuran James “Anne babasını böyle mutlu etmek çok hoşuma gidiyor, arkadaşlık ve güven ilişkisiyle Mason’a özel ilgi göstermem onları sevindirdi.” diyor. Saç kesimi sona erdiğinde Mason’dan bi’ beşlik çakmasını isteyen James beşlik yerine samimi bir sarılmayla karşılaşınca da gözler dolmuş tabii.

Kaynak: Otizm.gen.tr

Otizmli Raci Demir Okullara Kabul Edilmedi, Müzik Dehası Oldu

image
Otizmli olduğu için bazı okullara kabul edilmeyen Raci Demir, girdiği yetenek sınavlarında başarılı olunca bir güzel sanatlar lisesinde eğitim almaya ve Avrupa sokaklarında konserler vermeye başladı.

Her ikisi de akademisyen olan Cengiz ve Nesrin Demir çiftinin 18 yıl önce dünyaya gelen oğulları Raci Demir’e küçük yaşlarda konulan “otizm” teşhisi, zorlu bir mücadelenin de başlangıcı oldu.

Otizmi “utanılması gereken bir hastalık” değil, “farklılık” olarak kabul eden Demir çifti, çok küçük yaşlarından itibaren Raci’yi sosyal yaşamdan hiç koparmadı, diğer çocuklardan da ayırmadı.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Turizm Fakültesi’nin dekanı olan baba Prof. Dr. Cengiz Demir, akordiyon çaldığı sırada ilkokul döneminde bile olmayan oğlunun müzik aletinden duyduğu sesleri taklit ettiğini ve parçaları da unutmadığını fark etti.

California Üniversitesi’nin “perfect pitch” adı verilen testlerinde tam puana yakın notlar alan Raci’nin mükemmel kulağa sahip olduğu belirlendi.

SAVANT SENDROMU TESPİT EDİLDİ

Matematik, müzik veya görsel alanda yetenekli olan ve genelde otizmli çocuklarda görülen Savant sendromlu olduğu tespit edilen Raci, İKÇÜ’de Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkan Yardımcısı olan anne Doç. Dr. Nesrin Demir’in de desteğiyle müziğe yönlendirildi ve piyano dersleri almaya başladı.

Kısa sürede çok sayıda parçayı çalmaya başlayan Raci, bazı okullar tarafından “otizmli” olduğu gerekçesiyle kabul edilmese de 18 yaşına geldiğinde bir güzel sanatlar lisesine yetenek sınavıyla alınan ve Avrupa’da mini sokak konserleri veren genç bir müzisyen haline gelmeyi başardı.

4 NOTAYI AYNI ANDA DUYUYOR

Baba Cengiz Demir, otizmli oğlunun bugün aynı anda 3-4 farklı notayı duyabildiğini, bu nedenle Avrupa ülkelerindeki bazı müzisyenler tarafından “dahi” olarak nitelendirildiğini söyledi.

Türkiye’deki eğitim hayatı boyunca zaman zaman zorluklar yaşadıklarını anlatan Demir, şöyle konuştu:

“İlkokula başladığında ilkokul öğretmeni kabullenmek istemedi ama Raci okulda en hızlı okuma yazmayı öğrenen çocuk oldu. Öğretmeni de gelip özür diledi. Güzel sanatlar lisesine gitmeden önce de bir başka lisenin müzik bölümü için açılan sınavı kazandı, sınav sonucu da ilan edildi ama kayıt aşamasında bize otizmli çocuklara eğitim veremediklerini söylediler. 3 yıl önce ise Işılay Saygın Güzel Sanatlar Lisesi’ne yine yetenek sınavıyla kabul edildi. Sınıf arkadaşları da onu kabullendi, sahiplendi. Raci artık mutlu.”

Her yıl oğlunun yurt dışına çıktığını ve donanımlı öğretmenlerden müzik dersi aldığını dile getiren Prof. Demir, eğitimler sonunda Avrupa’nın bazı şehirlerinde Raci’nin sokak konserleri bile verdiğini, bunun da kendisini çok mutlu ettiğini söyledi.

MÜZİSYEN OLMAK İSTİYOR

Onlarca klasik parçayı notalara hiç bakmadan çello ve piyano ile çalabilen Raci Demir ise müzik yapmayı çok sevdiğini söyledi.

Almanya’da müzik yaptığını ve insanların da bunu sevdiğini anlatan Demir, “Ben müzisyen olmak istiyorum” diye konuştu.

Gittiği lisede hem erkek hem kız arkadaşlarının olduğunu söyleyen Raci, okulda arkadaşlarıyla olmaktan mutluluk duyduğunu da ifade etti.

Kaynak: Takvim

Otizmli Eymen 10 Okuldan Kibarca Kovuldu

Otizmli-Eymenin-Zorlu-Okul-YoluYedi yaşındaki otizmli Eymen Şen, 10 okuldan geri çevrildikten sonra bir okul bulabildi. O tek örnek değil. Türkiye’de 0-18 yaş arasında 350 bin otizmli çocuk var. Özel eğitim sınıflarında okuyan ve akranları ile birlikte kaynaştırma eğitimi alan çocukların sayısı sadece 4 bin 740.
Okullar açılıp tüm öğrenciler eğitime başladığında onlar hâlâ otizmli oğullarını kayıt edecek bir okul arıyorlardı. Eğitim yılı başlayalı yaklaşık bir ay oldu. Şen ailesi yedi yaşındaki oğulları Eymen Şen’e 10 okuldan geri çevrildikten sonra bir okul bulabildi.

Yasalara, yönetmeliklere, artan okul ve sınıf  sayısına karşın otizmli çocuklar için okul bulmak hâlâ zor. Şen ailesi tek örnek değil. Rakamlar bunun kanıtı. Türkiye’de 0-18 yaş arasında 350 bin otizmli çocuk var. Özel eğitim sınıflarında okuyan ve akranları ile birlikte kaynaştırma eğitimi alan çocukların sayısı sadece 4 bin 740.

TOHAD-Engelli-Hakları-İzleme-Raporu-2014Türkiye’de ayda 8, Avrupa’da 40 saat eğitim

Otizm, doğuştan gelen ve belirtileri yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan nöro biyolojik tabanlı bir  gelişimsel bozukluk. Otizm, çocukların sosyal iletişim, etkileşim ve davranışlarını olumsuz olarak etkiliyor. Üç yaşından önce teşhis ve yoğun-kesintisiz davranışsal eğitim aldığında çocuklar ilerleme gösterebiliyor. Eğitim, teşhis alındıktan sonra rehabilitasyon merkezlerinde başlıyor. Devlet, bu merkezlerde ayda sekiz saat alınan özel eğitimin parasını karşılıyor. Ancak sekiz saat otizmli çocukların ilerlemesi için yeterli değil. Avrupa ülkelerinde ve ABD’de verilen eğitim ayda 40 saat.

Çocuklar ilköğretim çağına geldiklerinde ise, gelişimleri uygunsa akranlarıyla genel eğitim sınıflarında ‘kaynaştırma’ eğitimi alabiliyorlar. Kaynaştırmaya uygun değillerse her okulun bünyesinde engelli çocuklar için açılmak zorunda olan ‘özel eğitim sınıflar’ında veya otizmli-zihinsel engelli çocuklara hizmet veren Özel Eğitim Uygulama Merkezlerine gidebiliyor. Lise kademesinde ise mesleki eğitim verilen ‘Özel Eğitim İş Uygulama’ okulları var.

Kaynaştırma eğitimindeki otizmli yüzde 1,5

Yıllar içinde eğitim alan engelli sayısı da artsa da, otizmli çocukların eğitime ulaşma oranları düşük. TOHAD’ın (Toplumsal Haklar ve Araştırma Derneği)  Engelli İzleme Raporu 2014 verilerine göre, Türkiye’de çeşitli engel türlerinden 182 bin 917 öğrenci ilk, orta okul ve lise düzeyinde kaynaştırma eğitimi alıyor. Bu çocuklar içindeki otizmlilerin sayısı 2 bin 219. Kaynaştırma eğitim alan otizmli oranı yüzde 1,5 bile değil. Özel eğitim  sınıflarında ise 32 bin 265 engelli öğrenci eğitim alıyor. Otizmlilerin bu öğrenciler içindeki oranı da yüzde 9.

Ayrıca Özel Eğitim Uygulama Merkezlerinde ise yaklaşık 20 bin öğrenci var. Ancak bu merkezlerde sadece otizmliler eğitim almıyor. Zihinsel engelliler de burada eğitim alıyor. Eğitim alan çocukların kaçının otizmli olduğunu bilmek zor.

Okul bulma sıkıntısı yaşayan çocuklardan biri de Antalya’da yaşayan Eymen Şen. Şen ailesinin yaşadıkları, otizmli çocukların alması gereken özel eğitim terapilerinin yetersizliğini, okul bulma ve kaliteli eğitim alabilmenin zorluğuna bir örnek.

Antalya’da yaşayan Şen ailesi oğulları Eymen üç yaşındayken otizm tanısını aldı. Baba Gökhan Şen ve anne Zahide Şen, o güne kadar sadece kelime olarak bildikleri otizm hakkında araştırmaya, okumaya başladı. Baba Gökhan Şen, “Dünya bitmişti sanki bizim için. Toparlanma sürecine çabuk girmeye çalıştık ve zaman kaybetmek istemedik. Oğlumuza eğitim aldırmaya başladık” diye konuşuyor.

Pahalı eğitim aileleri zorluyor

Devletin ücretini karşıladığı özel eğitim yetmeyeceği için aile oğullarına daha yoğun bir eğitim aldırmak istedi. Ancak eğitim pahalıydı. Aile tüm imkânlarını seferber etti. Bankalardan krediler çekti. Eymen’e, haftanın üç günü de kendileri özel eğitim aldırıyor, bir gün eve gelen öğretmenle bire bir evde çalışıyordu. Haftada bir ise duyu bütünleme terapisi alıyordu. Tüm bunların maliyeti bir sene önce 3 bin TL’yi buluyordu. Devlet dairesinde çalışan Baba Şen ve işçi olan Anne Şan’in aylık geliri ise 3 bin 750 TL idi. Şen ailesinin, tüm maddi şartlarını zorlayarak giriştikleri bu mücadeleleri üç yıl sürebildi.

Rehabilitasyon saatleri artırılmalı

Baba Şen, devletin karşıladığı özel eğitim saatlerinin artırılması gerektiğini vurguluyor:

Otizmde yoğun eğitim çok önemli olduğu için , ‘İflas ettiğim güne kadar ne kadar çok eğitim alırsa oğlum o kadar iyi’ dedim. Bittiğimiz noktaya bir yıl önce geldik. Yoğun eğitim aldığı zaman pek çok ilerleme yaşamıştık. Son bir yılda bazı gerilemeler oldu. İcra uyarılarından, bankalarla görüşmekten bıktım.

Eymen, bu arada ilkokul çağına geldi. Ailesi bu kez de kendi deyişiyle bugüne kadar pek çok otizmli çocuğun yaşadığı okul bulma sorunu ile karşı karşıya kaldı. Rehberlik Araştırma Merkezi, yedi yaşındaki Eymen’in ilkokulların bünyesindeki engelli çocukların eğitim aldığı özel eğitim sınıflarında okuyabilceği yönünde rapor verdi. Ellerinde raporları vardı ama okul bulmak kolay olmadı. Baba Şen o süreci şöyle anlatıyor:

otizm-eymen

“Kibarca kovulduk”

Evimize uzak olmasına karşın başka ilçelerde iki tane hafif otizmliler için özel eğitim sınıfı var. Oraları aradık,  yer olmadığını söylediler. Rehberlik Araştırma Merkezi’nden ‘Evinize yakın okullardan başlayın. Bulamazsanız ilçe milli eğitim kuruluna başvurun’ dediler. Dolaşmaya başladık. Kimi okullarda özel eğitim sınıflarında öğrenci sayısı az ama özel eğitim öğretmenliği mezunu branş öğretmeni yoktu. Öğretmenler yetersizdi. Kimi okullarda ise 13 öğrenciye bir öğretmen düşüyordu. Okullardan bazıları ilçe kuruluna giderek oğluma okul bulmalarını istememizi söyledi. Yani bizi başlarından savdılar. Kibarca kovanlar, ‘Sınıftaki öğrenci sayımız çok, sizin çocuğunuza faydamız olmaz’ diyen okullar da oldu. Öğretmenler de haklı. Çocukların güvenliğini sağlamaktan eğitim veremiyorlar. 6 okula gittik, sonuç alamadık. 4 okulu telefonla aradık ama onlardan da sonuç alamadık. Sadece otizmli çocukların gittiği okullar olan Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi var ilimizde bir tane. Orası kendilerindeki çocukların orta ve ağır olduğunu, bizim çocuğumuzu reddetmeyeceklerini ama diğer çocuklar arasında geriye gidebileceğini söylediler. Biz de böyle bir şey istemedik.

Şen ailesi sonunda bir öğretmenin çabasıyla okul bulabildi:

Vali Hüsnü Tuğlu İlkokulu’nda iyi niyetli bir öğretmene denk geldik. Üstelik özel eğitim öğretmenliği mezunuydu. Sınıfına 15 gün Eymen’i misafir olarak kabul edip, sınıftaki diğer çocuklarla uyum sağlayıp sağlayamayacağını görmek istedi. Sonra da kabul etti. Sınıf Eymen ile yedi kişi oldu. Bir alan bir de alan dışı iki öğretmen var sınıfta. Sınıfta hafif düzeydi zihinsel engelli çocuklar, down sendromlu bir çocuk da var.

Eymen’e burs lazım

Eymen, 15 gündür okula gidiyor, öğretmeni sınıfta diğer öğrencilerle ilgilenirken Eymen ile ilgilenecek bir ‘gölge öğretmen’ olursa iyi olacağını söylediği için Şen ailesi gölge öğretmen bulmaya çalışıyor. Ancak o da ayrı bir masraf. Aileler gölge öğretmenleri kendileri bulup, ücretlerini ödüyor. Gölge öğretmen bulmak için araştırma yapan Şen, “Bunun da piyasası oluşmuş. 600, 800, 1000 TL’ye kadar  çıkıyor ücretler” diyor. Baba Şen, bir yandan da çocuğunun yeterli eğitimi alabilmesi için burs bulmayı istiyor.

Şen, okul ararken morallerinin bozulduğunu, çocuklarının okuma yazmaya geçmesinden vazgeçip okullardan tek beklentilerinin sadece çocuklarının sosyalleşmesi olduğunu anlatıyor.

Özel eğitim öğretmeni açığı çok

Şen, özel eğitim öğretmen açığının çok fazla olduğunu, farklı branşlardan öğretmenlerin hizmet içi eğitimlerle bu alanda çalışmasının yetmediğini vurguluyor. Şen’in sözünü ettiğini öğretmen açığı rakamlara da yansıyor. Sadece otizmlilere değil tüm engellilere eğitim verecek özel eğitim öğretmen açığı 11 bin. Oysa her yıl üniversitelerden sadece 1300 öğretmen mezun oluyor.

Şen, pek çok alanda yaşanan sorunların çözümü için üç yıl önce açıklanan ama hayata geçmeyen Otizm Eylem Planı’nın da bir an önce uygulanmasını istiyor:

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı başta olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Gençlik ve Spor Bakanlıkları, YÖK tarafından hayata geçirilmesi gereken Otizm Eylem Planı’nda hiçbir gelişme yok. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da bizzat takipçisi ve destekçisi olacağını söylemişti.

Kaynak: otizm

Apple, İphone uygulaması ile Otizm’de erken teşhis mümkün olabilir

apple-autism-otizmApple, ResearchKit’in otizm, epilepsi ve melanom üzerine yeni araştırma çalışmaları yapılmasını sağladığını duyurdu. ResearchKit, doktorlar, bilim insanları ve diğer araştırmacıların iPhone uygulamalarını kullanarak katılımcılardan daha sık ve daha doğru veriler toplamasına yardımcı olarak, iPhone’u tıbbi araştırmalar için güçlü bir araca dönüştürdü.

Duke Üniversitesi, Johns Hopkins ve Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesi’nden araştırmacılar, ResearchKit’ i kullanarak yeni tıbbi araştırmalar başlattı.

Apple’ın ilk akıllı saat modeli olan Apple Watch’u tanıttığı lansmanda duyurduğu sağlık odaklı ResearchKit ile katılımcılarının interaktif bilgilendirilmiş onay sürecini inceleyebilmesi, aktif görevleri kolayca tamamlayabilmesi veya anket yanıtlarını gönderebilmesi ve sağlık verilerinin araştırmacılarla nasıl paylaşılacağını seçebilmesi onların tıbbi araştırmalara her zamankinden daha kolay katkıda bulunmasını sağlıyor.

Araştırmacılar ve geliştiriciler açık kaynak çerçevesine 50’nin üzerinde araştırmacı ekleyerek şimdiden ResearchKit’e katkı yaptılar.

ResearchKit’i kullanarak araştırmalar tasarlayan uzmanlar gerçek zamanlı verileri doğrudan iPhone’dan almak için, kullanıcının iznini alarak, Sağlık uygulamasındaki ağırlık, kalp atış hızı, glikoz seviyesi ve üçüncü taraf aygıt ve uygulamaların ölçtüğü diğer verilere de erişebiliyor. iPhone’daki ivmeölçer, mikrofon, jiroskop ve GPS sensörlerine erişim, katılımcının yürüyüş şekli, motor bozukluk, fitness, konuşma ve bellek durumu hakkında ek bilgiler sağlayarak tıbbi araştırmacılara daha objektif veriler sunuyor.

ÇOCUKLARIN UYGULAMAYA VERDİĞİ TEPKİDEN TEŞHİS KONULABİLİR Mİ?

Duke Üniversitesi ve Duke Medicine, otizm ve diğer gelişim sorunları hakkında “Otizm ve Ötesi” isimli çalışması kapsamında iPhone’da ön kameranın gelişim sorunlarının belirtilerinin çok daha küçük yaşlarda saptanması için kullanılıp kullanılamayacağını araştırıyor. Uygulama, çocuğun iPhone’da gösterilen videolara verdiği tepkiyi ölçmek için yeni duygu algılama algoritmaları kullanıyor.

“Otizm ve Ötesi iyi hazırlanmış tarama soru formlarını çocuğun duygularının analiz edilmesine olanak veren yeni bir video teknolojisiyle birleştiriyor. Böylece, bir gün otizm ve anksiyete gibi durumların taramasını otomatikleştirebileceğiz” diyen Duke Üniversitesi Mobil Teknoloji Stratejisi Direktörü ve Dahiliye ve Pediyatri Bölümü’nde Yardımcı Doçent Ricky Bloomfield sözlerine şöyle devam ediyor: “ResearchKit bir tıbbi araştırmayı tek bir uygulamaya koyarak önceden ulaştığımızdan çok daha fazla kişiye ulaşmamızı sağlıyor.”

APPLE WATCH İLE KRİZLERİN SÜRESİ SAPTANACAK

Johns Hopkins tarafından geliştirilen EpiWatch uygulaması, ResearchKit kullanılarak Apple Watch’la yapılacak bu türden ilk çalışma. Çalışma Apple Watch’taki takılabilir sensörlerin krizlerin başlamasını ve süresini saptamak için kullanılıp kullanılamayacağını test edecek.

Bu çalışmanın ilk aşamasında, araştırmacılar hastaların, krizlerinin dijital imzasını kaydederek sevdikleri birine uyarı göndermek üzere ivmeölçer ve kalp atış hızı verilerini kaydetmesini sağlayan özel Watch uygulamasını tetiklemesi için tek dokunuşta erişebilecekleri, Apple Watch’taki özel bir komplikasyonu kullanacak.

Uygulama tüm krizlerin ve olay sırasında hastanın tepki verebilirliğinin kaydını tutacak. Uygulama, katılımcıların kendi durumlarını araştırma çalışmasına katılan diğer kişilerle karşılaştırmasına olanak vermesinin yanı sıra ilaçlarını alıp almadıklarını izleyerek ve yan etkileri tarayarak hastaların rahatsızlıklarını yönetmelerine de yardım edecek.

AİLE VE BAKICILARI UYARABİLECEK

“Epilepsi Amerika Birleşik Devletleri’nde 2 milyonun üzerinde kişiyi etkiliyor. ResearchKit kullanarak tasarlanan bu yeni uygulama artık durumlarını yönetmelerine yardımcı olabilecek interaktif aktiviteler sağlıyor ve farklı kriz türlerini algılayarak aileleri ve bakıcıları uyarabilecek bir uygulama geliştirmenin kapısını açıyor” diyen Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Bölümü Profesörü Dr. Gregory Krauss’a göre, artık krizleri ülke genelinde izlemek ve verileri tamamen yeni bir biçimde toplamak için teknolojiyi kullanma olanağıbulunuyor.

Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesi, iPhone’da çekilen dijital görüntülerin ben büyümesi ve melanom riskleri hakkında bilgi almak için kullanılıp kullanılamayacağını ve ben büyüklüğünü zaman içinde fotoğraflayarak ve ölçerek kişilerin cilt sağlığını daha iyi yönetmelerine yardımcı olup olamayacağını araştırıyor.

TEŞHİS ALGORİTMALARI OLUŞTURULMASINA YARDIMCI OLACAK

Araştırmanın katılımcıları bendeki değişiklikleri belgeleyerek bunları doğrudan sağlık çalışanlarıyla paylaşabilecek ve araştırmacılar, dünyanın her yerinden onbinlerce iPhone kullanıcısının gönderdiği görüntüleri potansiyel melanomu taramak için ileride yapılacak çalışmalarda kullanılabilecek teşhis algoritmaları oluşturulmasına yardımcı olması için kaydedebilecek.

iPHONE UYGULAMASI ERKEN TEŞHİSİ MÜMKÜN KILABİLİR

“Melanom, erken teşhisin en tipik örneğidir. Hastaların benlerinin görüntülerini paylaşması için basit bir yol oluşturarak melanomaları daha erken tespit edebilirsek hastalığın ilerlemesi hakkında daha fazla bilgi sahibi olabiliriz” diyen Knight Kanser Enstitüsü’nde Dermatoloji Kürsüsü Doktoru ve Melanom Araştırma Program Direktörü Dr. Sancy Leachman, katılımcı havuzunun genişlemesinin kritik bir adım olduğunun altını çizdi ve ResearchKit’in basit bir iPhone uygulamasının geliştirilmesiyle birlikte bunu hiç olmadığı kadar kolaylaştırdığını belirtti.