Özel İnsanlardan Özel Çalışma

ozel-insanlardan-ozel-calismaKonak Belediyesi, Sosyal Yaşam Derneği (Sosder) ve Bostanlı Rotary Kulübü ‘Zihinsel engelliler mozaik projesi’ ile otizme dikkat çekiyor

Sekiz otizmli çocuğu bir araya getiren ve ne kadar yetenekli olduklarını gösteren proje ‘Yapamaz dediler, ama olar yaptı’ sloganıyla yola çıktı. Rengarenk mozaik parçalarını birleştiren çocuklar 23 metre uzunluğunda ve 60 santimetre yüksekliğinde dev tabloyu oluşturmaya başladı. Engelli Danışmanı Koray Uygur, Mozaik tasarımcıları Eğitmen Gülistan Genç ve Cem Atmaca eğitmenliğinde hayal dünyalarını tabloya döken proje katılımcıları, yunuslardan denizatlarına, balıklardan yosunlara denizi resmetti. 23 metre uzunluğundaki pano tamamlandıktan sonra Dominik Caddesi’nde Gazi İlkokulu’nun bahçe duvarına monte edilecek.

Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan, projenin sosyal boyutuyla büyük önem taşıdığını belirterek, “Özel çocuklarımız dünyalarını bize farklı bir şekilde farklı yollarla ifade ediyorlar. Fırsat verildiğinde, biraz destek olduğunda neler yapabileceklerini en güzel şekliyle gösteriyorlar. Başkaları ‘Yapamazlar’ dedi, ama ben onlara inandım, güvendim. Onlarla gurur duyuyorum” şeklinde konuştu.

Kaynak:Egenin sesi

Otizmle Dans Projesi Başlıyor

otizm-ile-dansProjenin tanıtım toplantısı 6 Kasım 2013 günü Saat 15:00’de Buca Eğitim Fakültesinde gerçekleşecektir. Projede 40 otizmli birey yer alacaktır. Müzik, Drama, Resim-kolaj ya da İngilizce şarkı alanlarında yapılacak çalışmalardan faydalanmak isteyenlerin aşağıdaki linkte yer alan başvuru formunu doldurarak [email protected] adresine göndermeleri ya da İzmir ODER dernek ofisine ulaştırmaları gerekmektedir.

Başvuru Formu Linki: http://www.otizm.org/wp-content/uploads/otizmledans_basvuru_formu.pdf

ODER Otistik Çocukları Koruma ve Yönlendirme Derneği’nin sahipliğinde yürütülecek olan projede Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim, Eğitim Programları, İngiliz Dili Eğitimi ve Müzik Eğitimi Bölümleri proje ortaklarıdır.

Projenin Genel Hedefi

Sanat etkinlikleriyle otizmli bireylerin toplumsal entegrasyonuna katkıda bulunmak, öğretmen adayları ile ilköğretim okulu öğretmen ve öğrencilerinin otizm konusunda farkındalıklarını arttırmaktır.

Proje detayları

Özel Hedefler

– Sanat eğitimi ve etkinlikleriyle otizmli bireylerin sosyal ve iletişim becerilerini geliştirerek toplumla bütünleşmelerini sağlamak.

– Otizmli bireylerin sanatsal performanslarını sergilemelerini sağlayarak kendilerine güvenlerini ve benlik değerlerini artırmak, boş zaman becerilerini geliştirerek işlevselliklerini arttırmak,

– 20 öğretmen adayına müzik, resim, drama gibi sanat etkinliklerinde otizmli bireylerle çalışabilecek bilgi ve becerileri kazandırmak

– 40 öğretmen adayına otizmli bireylere ağabey-abla modeline dayalı rehberlik yapabilme becerisi kazandırmak

– Belirlenen ilköğretim okullarında öğretmenlerin ve öğrencilerin otizm farkındalıklarını arttırmak ve otizmli bireylerin gerçekleştirecekleri sanat gösterileri aracılığı ile sosyal kabulü arttırmak

Hedef Gruplar

– Buca Eğitim Fakültesi 3. sınıf öğrencileri (1700 öğretmen adayı)

– 20 öğretmen adayından oluşan eğitimci grubu, 40 öğretmen adayından oluşan otizmli çocuklar için ağabey-abla grubu

– 40 otizmli öğrenci

– 5 ilköğretim okulunda yaklaşık 6000 öğrenci ve 200 öğretmen

Temel Faaliyetler

– Otizmli bireylerle gerçekleştirilecek sanat ve drama eğitimleri

– Öğretmen adaylarına yönelik eğitim, seminerler, konferanslar,

– Çalışma ziyaretleri,

– İletişim ağları, platformlar ve web sitesi oluşturulması,

– Farkındalık yaratma etkinlik ve kampanyaları ile bu kapsamda dağıtılacak tanıtım materyalleri, sosyal medya faaliyetleri

– Otizmli bireylerin gerçekleştireceği sanatsal faaliyetler ve gösteriler

Kaynak:Yaşadıkça

Küçük Kıza Otizm Teşhisi Kondu Ama O Otizmli Değilmiş

otizm-teshisiİşitme rahatsızlığı olan 5 yaşındaki kızı Ceren’i bir çok hastaneye götüren baba Mustafa Şahin, hastanelerin ‘Zihinsel engelli’, ‘Bilinçsel gelişim zayıflığı’ ve ‘Otizm’ gibi raporlar verdiğini söyledi. Şahin, bu yüzden kızının boş yere 1 buçuk yıl otizm hastalarıyla birlikte eğitim aldığını iddia etti.

HASTANE HASTANE DOLAŞTILAR

Yaklaşık 3 yıl önce kızının hiç bir ses ve gürültüye tepki vermemesi üzerine duyma problemi şüphesiyle bir çok hastaneye götüren baba Mustafa Şahin, hastanelerin ayrı ayrı değişik teşhis içeren raporlar verdiğini ileri sürdü. Raporlar karşısında çok büyük şaşkınlık yaşadığını ifade eden Şahin, bir çok hastane gezdikten sonra en son kızını Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Ankara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne götürdüğünü bildirdi. Buradaki doktorların kızına işitme problemi teşhisi koyduğunu ve bu şekilde rapor hazırlandığını vurgulayan Şahin, bu kez de kızının eğitiminin engellendiğini aktardı. Kızının ileri ki bir tarihte Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde ameliyata alınacağını sözlerine ekleyen Şahin, bu süre zarfında da kızının işitme eğitimi almasının uygun görüldüğünü söyledi. Bu rapora rağmen Hacı Lütfiye Şireci Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü’nün eğitim taleplerini red ettiğini iddia eden Şahin, 3 yıldır çok zor süreçten geçtiklerini hatırlattı.

“TÜM HASTANELER FARKLI RAPOR VERDİ”

2 yaşındayken hastane hastane dolaşmaya başlayan kızı Ceren’in farklı verilen raporlar yüzünden hayatının karardığını ileri süren Mustafa şahin, “Devlet hastaneleri ve bazı özel hastaneler kızımın zihinsel engelli olduğu yönünde rapor verdi. RaporlarKızımızın bu yönde eğitim almasını sağladık. Ancak Ceren’in zihinsel bir probleminin olmadığını hissederek Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Ankara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne götürdüm. Burada yapılan muayenelerde kızımın zihinsel bir engeli olmadığına dair raporlar verildi. Doktorlar Ceren’in sorunun işitmeyle alakalı olduğunu söylediler. Bu haberi alınca çok rahatladık. Bundan önce kızımızın ve ailece bizim hayatımız karardı. Çünkü, hastanelerin verdiği raporların hiç biri birbirleriyle uyuşmuyordu. Sorunlar bitti derken raporlara rağmen şuanda da kızımın işitme eğitimine uygun görülmemesi bizi çok üzdü. Ama bu konunun peşini bırakmayacağım. Nasıl olur da her hastane farklı rapor verir” dedi.

HABER: UĞUR AYDINTÜRK

Kaynak:GaziantepGüneş

Otizm Spektrum Bozukluğu Hastalığının Sebebi Teşhis Edildi

otizmOtizm Spektrum Bozukluğu hastalığının sebebinin araştırıldığı testlerden hep aynı sonuç elde edildi.

Bağımsız çalışan bir grup bilim insanı, tıp dünyasında ilk kez, çocuklarda otizm hastalığına neden olan birçok genetik mutasyonu tespit ettiklerini açıkladı.

Nature dergisinde yayımlanan araştırmalar, geçmişteki sayısız bulguya da göz önüne alarak, beyin gelişiminde yüzlerce, hatta binlerce genetik farklılığın olumsuz rol oynayabileceğini gösterdi.
ABD’nin Yale, Harvard ve Washington Üniversiteleri tarafından gerçekleştirilen üç ayrı araştırmada ayrıca, çocuklarda otizm görülme riskinin anne-babanın yaşı ilerledikçe arttığını ve özellikle 35 yaş üstü babalar için bu riskin daha yüksek olduğu belirtildi.
Bilim insanları yeni araştırmanın, otizm hastalığının biyolojik temelini anlamak adına doğru bir strateji kurmakta kendilerine yardımcı olacağını, geçmişte böyle bir imkanları bulunmadığını ifade etti. Ayrıca, hastalığın kalıtımsal riskleri ve çevre faktörleriyle olan bağlantısı üzerinde on yıllardır süren tartışmaların ardından, otizmin güçlü bir genetik temeli olduğu anlaşıldı.
Araştırmacılar, söz konusu genetik mutasyonlara çok nadir rastlandığı ve araştırmalarda yer alan çocukların çok azında bulunduğunu belirtti. Çok nadir genetik mutasyonların deşifre edilmesiyle, tüm otizm vakalarının yüzde 15-20’sinin anlaşılabileceği, beyin gelişiminde yaşanan sorunların anlaşılmasında yeni mekanizmalar elde edilebileceği ifade edildi.
ÜÇ ARAŞTIRMA, AYNI SONUÇ
Otizm araştırmalarına dönüm noktası olabilecek üç araştırmada da, de novo mutasyonlar olarak bilinen ve nadir görülen genetik bozukluklara odaklanıldı.
Kendilerinde hastalığın belirtisi olmamasına rağmen, çocukları otizm hastası olan çiftlerin kanlarındaki genetik materyal analiz edildi. Böylece, anne ve babadan gelmiş olabilecek genetik özelliklerin incelenmesi yerine, otizm hastalığına neden olabilecek ilk mutasyonların tespit edilmesi amaçlandı.
De novo mutasyonları kalıtsal olmasa da, gebeliğin başlarında veya gebelik süresince doğal olarak ortaya çıkabiliyor. Birçok insanda bulunan de novo mutasyonlarının çoğu, beden ve zihin sağlığına tehdit oluşturmuyor.
Çalışmalardan ilkinde, Yale Üniversitesi’nde genetik mühendisi ve çocuk psikiyatri olan Dr. Matthew State, otizm ön teşhisi konulan ve otzim hastalığının belirtisini göstermeyen anne-baba ve çocukların oluşturduğu 200 kişide de novo mutasyonlarını saptamaya çalıştı. Araştırmada, birbirleriyle akrabalığı olmayan, otizm hastası iki çocuğun aynı genlerinde de novo mutasyonları tespit etti. Otizm ön teşhisi olmayan kişilerde ise benzerlik saptanmadı.
Sate, “Bu sonuç, üzerinde 21 bin nokta bulunan bir dart tahtasında aynı noktayı iki defa vurmaya benziyor… Mutasyonun tespit edildiği genin otizm hastalığına neden olma ihtimali yüzde 99.9999” dedi.
State ve ekibi, otizm hastası olan bir üçüncü çocuğun farklı bir geninde de de novo mutasyonu tespit etti. Ancak bu genin hastalığa sebep olma ihtimalinin daha düşük olduğu ifade edildi.
İKİNCİ ARAŞTIRMA İLKİNİ DOĞRULADI
Washington Üniversitesi’nden Dr. Evan Eichler’in başını çektiği araştırmacılar, Yale Üniversitesi’ndeki araştırmanın benzerini 209 aile üzerinde yaptı. Aynı sonucu veren bu araştırmada, otizm hastası olan bir çocukta, aynı gende genetik bozukluk tespit edildi.
İki araştırmadaki benzerlik bununla sınırlı kalmadı. Araştırmacılar, akraba olmayan iki otizm hastası çocukta, aynı gende de novo mutasyonu olduğunu tespit etti. Otizm teşhisi olmayan insanlar üzerinde yapılan incelemelerde ise benzer bir duruma karşılaşılmadı.
ÜÇÜNCÜ DORĞULAMA
Üçüncü ve benzer bir araştırma, Harvard Üniversitesi’nden Mark Daly ve ekibi tarafından gerçekleştirildi. İlk iki araştırmadaki üç geni bulmaya çalışan Daly, bu genleri taşıyan daha çok vaka buldu.
Daly, “Her insanda genel olarak en az bir de novo mutasyonu bulunuyor. Ancak bu araştırmada, otizm hastası olan çocukların bu mutasyonları daha yüksek bir oranda bulundurduklarını ve mutasyonun etkilerinin çok daha güçlü olduğunu gördük” dedi.
YAŞ ARTIKÇA RİSK ARTIYOR
Her üç araştırma, otizm riskinin anne-baba yaşınının ilerlemesiyle arttığını gösterdi. Dr. Eichler, 51 de novo mutasyonu üzerinde yaptığı analizde ise erkeklerdeki DNA’nın kadınlara kıyasla genetik bozukluğa neden olma ihtimalinin dört kat daha fazla olduğunu tespit etti. Otizm hastası bir çocuğa sahip olma riskinin, 25 yaşındaki erkeklere kıyasla 35 yaşındaki erkeklerde artması, yaş faktörünün etkisi iyice gözler önüne serdi.
Bilim insanları yaş farklıyla ortaya çıkan etkiyi, “yaşlı erkeklerin spermlerinin beyin gelişimini etkileyebilecek genetik bozukluklara neden olabileceği ihtimaline” dayandırdı.
TEDAVİ ÜRETİLMESİ UZUN SÜRECEK
Elde edilen bulgular, geliştirilecek yeni tedavi yönteminin oldukça uzun zaman alacağına işaret ediyor. Ancak hem Eichler, hem de Daly, yüksek risk içeren genlerin, paylaşılan biyolojik süreçlerde etkileşim göstermesinin, tedavi bulunma sürecini azaltabileceğini belirttti.
Eichler, “Henüz, buzdağının ucunu görüyoruz… Ama herkes nereden başlamamız gerektiği konusunda emin” ifadesini kullandı. Dr. State ise “Bence çok önemli bir yerdeyiz, çünkü yıllardan beri bu alanda çalışıyorum ve hastalığa neden olan bir geni bile bulamamıştık” dedi.
UZMANLAR TEMKİNLİ
San Diego Üniversitesi’sinde molekület tıp alanında akademisyen olan Jonathan Sebat, “Bu araştırmaların bir atılım olduğuna inanmıyorum, çünkü benzer sonuçlar elde edilmesini bekliyorduk… Yine de bir dönüm noktası olabilir. Gelecek bir iki yıl içinde, 20-30 veya daha fazla genetik mutasyon keşfedebileceğimizi söyleyebilirim” dedi.
Diğer uzmanlar ise konuya daha şüpheli yaklaşarak, çok nadir görülen mutasyonların genetiğinin deşifre edilerek, bu mutasyonların belli genler üzerindeki etkisi hakkında kesin açıklamalar yapılmayacağını savundu.
Johns Hopkins Üniversitesi Genetik Tıp Enstitüsü’nden Dr. Aravinda Chakravarti, “Bu çok iyi bir başlangıç ancak nadir görülen mutasyonların nedenini, hatta genel popülasyondaki seviyesini bilmiyoruz… Daha çok çalışılması gerek” ifadesini kullandı.
Kaynak: HaberinKalbi

Otizmli Bireyi Yaralayan Komşulara Emsal Ceza

otizmli-cocukKomşuların darp ettiği otizmli Mustafa Koç’un davasında mahkeme iki komşuya 180 gün hapis cezası verdi. Bu kararın diğer engelliler için de cesaret verici olması bekleniyor.

Bianet’in gündeme getirdiği komşuların darp ettiği otizmli Mustafa Koç’un davasında mahkeme komşulara, hükmün ertelenmesinin geri bırakılması kaydıyla 180 gün hapis cezası verdi.

21 yaşındaki Mustafa Koç, ağır derecede otizmli ve kapı takıntısı var. Eve girip çıkarken komşuların kapısını çalıyor, karşılık verildiğinde daha çok çalıyordu.

Annesi Kadriye Koç, iki komşusuyla bu sebeple 1,5 yıldır sorun yaşıyordu. Karakola şikayet etti ancak bir sonuç alamadı. Elinde delil olsun diye komşularının tepkilerini kameraya çekti.

Koç’un şikayeti üzerine açılan davada bilirkişi raporunda da kamera görüntülerinde komşuların çocuğa tokat atarak iteklediği, üstüne sürahi ile su attığı ve oklava ile korkutmaya çalıştığı belirtilmişti.

Mağdur otizmli olduğundan ağırlaştırılmış ceza

Bugün Anadolu Adliyesi 37. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen 4. duruşmada mahkeme iki komşuya basit yaralamadan 180’er gün hapis cezası verdi. Cezalar 3 bin liraya çevrildi ve hükmün açıklanması geri bırakıldı.

Avukat Mehmedali Beşli, “Mağdur otizmli olduğundan kendini ruhen ve bedenen savunamayacağı için hakim, Türk Ceza Kanunu’nun 86/2 ve 3c maddesine göre basit yaralanama suçundan ağırlaştırılmış olarak ceza verdi. Sabıkaları olmadığı için ceza bir daha aynı suçu işlememeleri şartılya ertelendi. ”

“Engelliler için emsal bir karar”

Anne Kadriye Koç, “Ceza almalarını istiyorduk; bu sevindirici bir karar. Ama içimde buruk bir sevinç var çünkü 1,5 yıldır uğraşıyordum ve bu yüzden evimi terk etmek zorunda kaldım. Yani olan bize oldu ama gene de karara sevindik” dedi.

Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu, “Bu karar tüm engelliler için emsal teşkil edecek” diyor.

“Bu karar başta otizmli olmak üzere komşularıyla ‘ayrımcılık’ eksenli evi terk etmelerine neden olacak kadar sorun yaşayan tüm engellilere emsal teşkil edecek. Çünkü bugüne kadar ailelerin çoğu bu konuda mağdur olmalarına rağmen hukuk yollarına başvurmuyordu. Bu karardan sonra ailelere cesaret gelecek.”

Neler yaşadılar

Kadriye Koç, yaşadıklarını bianet’e şoyle anlatmıştı:

“Sekiz senedir o evde yaşıyorduk. Mustafa camdan bir şeyler atmaya başlayınca sorunlar başladı. Komşular ‘camları kapat, eve hapset, deliyse odaya bağla, camdan bakarken ağzı akıyor midem bulanıyor, bizim çocuklarımız sokakta oynayamayacak mı’ dediler. Sonra alıştılar. Ama bu sefer de yeni gelen kiracılarla sorunlar başladı.

“Eve girip çıkarken ne kadar engellemeye çalışsam da Mustafa kapıları tıklatıyor. Karşılık verilince de agresifleşiyor, tekmelemeye başlıyor. Bu iki komşumuza ‘siz  tepki verdiğiniz sürece böyle yapmaya devam edecek’ diye izah etmeye çalıştım. ‘Biz katlanmak zorunda değiliz, sen sahip çıkacaksın’ diyorlar. 21 yaşında çocuk, gücüm yetmiyor.

“Alt komşu da söylüyor onlara, bilirkişi raporunda da var, ‘Bize de vuruyor vuruyor, bir şey demeyince gidiyor’ dedi. Ben komşular nedeniyle evden çıkamaz hale geldim. Çocuğu eve hapsetmek zorunda kaldım, doktora gitmemiz gerektiğinde dönüşlerde eşimi bekliyorum ki birlikte girelim diye. Saldırıları ve tehditleri artınca karakola gidip şikayet ettim, bir sonuç alamadım. Canıma tak dedi, delil olsun diye çocuğumu iterlerken, korkuturlarken, tehdit ederlerken görüntülerini çekmek zorunda kaldım.”

Kaynak: Bianet

Başbakan Erdoğan’ın, başarılarından dolayı Beril Zorlu’ya hediye vereceği öğrenildi.

beril-zorluBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Kız Çocukları Günü programı kapsamında “Kız  Çocuklarının Eğitim ve Öğretimde Yeni Politika ve Uygulamalar” çalıştayına katıldı. Erdoğan, çalıştayın iki sürpriz konuğu ile program sonunda kısa bir görüşme yapacak.

İzmir’de yetenek sınavını kazanmasına rağmen rahatsızlığı nedeniyle güzel sanatlar lisesine alınmadığı ileri sürülen, girdiği ikinci sınavda da aynı başarısını tekrarlayan 15 yaşındaki otizm hastası Beril Zorlu, girişimler sonucu hayaline kavuştu ve okullu oldu. Başbakan Erdoğan’ın, başarılarından dolayı Beril Zorlu‘ya hediye vereceği öğrenildi.

ÇALIŞTAYA İLGİ YOĞUN

Çalıştayın bir diğer sürpriz konuğu ise BM Gençlik Temsilcisi olarak seçilen Türk asıllı Zehra Sarıaslan. Sarıaslan, BM’de yapmış olduğu konuşmadan dolayı alkış almıştı. Öte yandan çalıştaya yurt dışından da ilgi yoğun. Afganistan, Peru ve Moldova katılımcılar arasında bulunuyor. Çalıştaya katılanlar misafirlere, 18-24 yaş grubundan oluşan Doğuş Orkestrası da şarkı-türkü söyledi.

Kaynak:TümHaber

Otizmi Yenen Birsen Otizmle Yaşamın Şifrelerini Yazdı

birsen-basar-otizm-kitabiOtizm hastalığı teşhisi 21 yaşında konan, otizmle mücadele edip onunla yaşamayı başaran Birsen Başar’ın yazdığı ve otizmle yaşamanın şifrelerin sunduğu “Otizmle Yaşamak” isimli kitabın imza günü Kayseri’de yapıldı. Kayseri Kültür Eğitim Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Gönül Erlerin Demeği’nin sponsorluğunda Kayseri Park Alışveriş Merkezinde yapılan imza gününe Kayseriler yoğun ilgi gösterdi. Birinci kitabı “Bende Fark Edilmek İstiyorum” isimli kitabının büyük ilgi görmesinden sonra ikinci kitabı “Otizmle Yaşamak” isimli kitabının imza günü için Kayseri’ye geldiği için çok mutlu olduğunu ifade eden Başar “Bu kitapta, otistik olduğumu öğrendikten sonra otizmle olan tecrübelerimi anlattım. Umarım bu kitap Türkiye’deki otizm hastalığına faydalı olur” dedi.

Kaynak: Yaşadıkça

Dil öğrenmede kritik eşik: 4 yaş

cocuk-psikolojisiYeni bir araştırma beynin dil öğrenme konusunda iki ila dört yaşlar arasında kritik bir pencere sunduğuna işaret ediyor. Uzmanlara göre, dört yaş öncesi, insan beyninin yeni kelimeleri öğrenme konusunda dış etkiye en açık olduğu dönem.

Araştırmalar, beynin dil öğrenme konusunda iki ile dört yaşlar arasında kritik bir pencere sunduğuna işaret ediyor.

İngiltere ve ABD’den uzmanlara göre, dört yaş öncesi, insan beyninin yeni kelimeleri öğrenme konusunda dış etkiye en açık olduğu dönem.

Journal of Neuroscience adlı bilim dergisinde yayımlanan araştırmaya göre konuşma bozukluklarına da bu nedenle erken müdahale etmek gerekiyor.

Araştırma aynı zamanda çocukların küçük yaşta iki dili aynı anda öğrenmesinin de neden daha kolay olduğunu açıklamış oluyor.

Bebekler 12 aylık olduklarında 50 kadar kelime öğrenmiş olabiliyor.

Ama altı yaşına geldiklerinde kelime hazineleri 5 bin kelimeye çıkıyor.

Londra’daki King’s College ile ABD’de Rhode Island’daki Brown Üniversitesi’nden bilim insanları araştırmalarını, bir ile altı yaş arasında beyin gelişimi normal 108 çocuk üzerinde yaptılar.

Kritik yaş

Yaptıkları beyin taramalarında, doğumdan itibaren beyin devreleri içinde gelişen miyelini (sinir iplikçiğini yalıtan yağdan kılıf) izlediler.

Özellikle de dil öğrenmeyle ilgili devrelerin bulunduğu beynin sol ön kısmını gözlediler.

Miyelinin dağılımının bu bölgede dört yaşından sonra sabit kaldığını keşfetmek araştırmacıları şaşırttı ve beynin dört yaşından önce daha esnek olduğunu göstermiş oldu.

Bu nedenle dış etkenlerin beyin üzerindeki etkisinin erken yaşta çok daha güçlü olduğunu tahmin ediyorlar.

Araştırma sonuçları, dört yaşın altındaki çocukları iki dilde yetiştirmenin niçin her iki dili de en iyi şekilde öğrenme imkânı verdiğini de açıklamış oluyor.

Aynı zamanda insan beyninin gelişiminde, kavramaya, idrake ilişkin yetilerin dış etkilere çok açık olduğu kritik bir dönem olduğunu ortaya koyuyor.

Çalışmaya başkanlık eden King’s College’den Dr Jonathan O’Muircheartaigh, BBC’ye “Araştırmamız dil öğretme ile ilgili beyin devrelerinin dört yaş öncesinde daha esnek olduğuna işaret ettiğine göre, konuşma bozukluklarıyla ilgili müdahalelerin de bu kritik eşikten önce yapılması lazım” dedi.

Yeni çalışmalar lazım

Dr O’Muirchearthaigh, “Konuşma, otizm gibi bir çok gelişme bozukluğu nedeniyle de gecikebildiği ya da etkilenebildiği için bu bulgular ayrıca önemli” diyerek, bu alanda yeni araştırmalar yapılabileceğinin de işaretlerini verdi.

Oxford Üniversitesi Nöropsikolojik Gelişme kürsüsü öğretim üyesi Profesör Dorothy Bishop da çalışmanın beynin belli bölümlerinin kavramaya ilişkin işlevlerinin gelişimine ışık tuttuğunu söyledi.

Ama Profesör Bishop bulgularının tam olarak ne anlama geldiğinden emin olmak için, konuşma, dil öğrenme konusunda çocuk beyninin gelişiminin uzun dönemli yeni çalışmalarla takip edilmesi gerektiğini de ekledi.

Kaynak:Haberler

Otizm de Erken Teşhis

otizmde-erken-teshisOtizm belirtilerini bebeklik döneminde göstermeye başlayan bir beyin gelişme bozukluğudur. İkinci aydan itibaren başlayan belirtiler; dinleme, göz teması kurmama ve yüz ifadesi gibi sözsüz iletişimde problemler, karşılıklı iletişim kuramama,  anne ve babanın yüz ifadelerini veya sesini taklit edememek, problem çözmeye yönelik karmaşık işlemler yapamamak gibi genel belirtilerle teşhis koyabilirsiniz. Otizm belirtileri zaman içinde kaybolup yine zaman içinde tekrar ortaya çıkabilir ancak tek bir belirti bile uzman kontrolü için gerekli olup erken teşhis için önemli bir adımdır.

 

 

 

Otizm’li Buğra Piyano ile Türkiye’yi Temsil Edecek

otizmli-bugra-turkiye-yi-piyanoda-temsil-edecekHatay Mustafa Kemal Üniversitesi Mustafa Yazıcı Devlet Konservatuarı ikinci sınıf öğrencisi , otizm hastası Buğra Çankır , Avusturya’nın başkenti Viyana’da 4 yılda bir düzenlenen 3’üncü Uluslararası Engelliler Piyano Yarışması’

Japonya’da video kayıtları izlenerek yapılan ön elemeyi geçen İskenderunlu Buğra Çankır,Viyana’daki finallerde 16 ülkeden 44 piyanist arasına girmeyi başardı. 14-16 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek yarışmaya öğretmeni Valentyna Keremet’le birlikte hazırlanan 19 yaşındaki Buğra Çankır, annesi Necla Çankır’a da büyük sevinç yaşattı. Konuşma güçlüğü çeken Buğra Çankır’ı hiç yalnız bırakmayan Necla Çankır, oğlunun yarışma parçası olarak AntalyaDevlet Senfoni Orkestrası Orhan Şallıel’in özel olarak karma eser hazırladığını söyledi.

Oğlunun yarışmada Fryderyk Chopin ve Ludwig VanBeethoven’in iki eserini çalacağını, ayrıca Ludwig Van Beethoven’in 9’uncu Senfonisi’ne uyarlanmış karma eser istendiğini aktaran Necla Çankır, “Oğlum Buğra, şefimiz Orhan Bey’in hazırladığı, Itri ve Beethoven’in sentezi olan ‘Dünya’ya Dua’ parçası ile yarışacak. Hedefimiz ülkemize altın madalya ile dönmek” dedi.
Necla Çankır, “Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Mustafa Yazıcı Devlet Konservatuarı okul yönetimi ve öğretim üyelerinin büyük ilgisi karşısında Buğra da, biz de çok mutluyuz. Biz evladımızı çok seviyoruz” diye konuştu.

Kaynak: SonDakikaHaberleri