Prof. Dr. Üstün Öngel “Hiperaktivite tanısı konulan çocuklara kokaine eş değer ilaç veriliyor”

tip-dunyasinda-hiperaktivite-tartismasiPsikolog Prof. Dr. Üstün Öngel’in “Hiperaktivite tanısı konulan çocuklara kokaine eş değer ilaç veriliyor” açıklaması tartışmaya neden oldu. Tartışmaya diğer psikologlar da katıldı. Meslektaşlarından bir kısmı Öngel’i destekledi, bir kısmı ise şiddetle karşı çıktı.

Prof. Dr. Üs­tün Ön­geltıp dün­ya­sı­nı ka­rış­tı­ran açık­la­ma­lar­da bu­lun­du. Hi­pe­rak­ti­vi­te di­ye bir has­ta­lık ol­ma­dı­ğı­nı ifa­de eden Prof. Dr. Üs­tün Ön­gel, ço­cuk­la­ra okul­lar­da hi­pe­rak­ti­vi­te teş­hi­si ko­nul­ma­sı uy­gu­la­ma­sı­nı eleş­tir­di.

8 YIL­DA 10 KAT ART­TI

Okullarda has­ta­ne­ye git­me­si tav­si­ye edi­len öğ­ren­ci sa­yı­sı­nın her ge­çen yıl art­tı­ğı­nı sa­vun­an Öngel, “2003 yı­lın­da 10 bin ço­cu­ğa ‘hi­pe­rak­ti­vi­te’ teş­hi­si ko­nu­luyor ve ko­ka­in­le eş­de­ğer özel­lik­le­ri ka­nıt­lan­mış ilaç ve­ri­li­yor­du. Bu rakam 2011 yı­lın­a kadar 10 kat arttı” de­di. Ön­gel, hi­pe­rak­ti­vi­te ta­nı­sı ko­nul­ma­sı­nın rant amaç­lı ol­du­ğu­nu id­di­a et­ti.Ön­ge­l’­in açık­la­ma­la­rıy­la or­ta­ya çı­kan tar­tış­ma­ya mes­lek­taş­la­rı da ka­tıl­dı.

PSİ­Kİ­YAT­RİST PROF. DR. KE­REM DOK­SAT

Hi­pe­rak­ti­vi­te dik­kat ek­sik­li­ği­dir ve bu ilaç­la te­da­vi edi­li­yor. Suis­ti­ma­le açık olan ilaç­lar ol­du­ğu için bu du­rum­dan rant sağ­la­mak is­te­yen ki­şi­ler ola­bi­li­yor.

DOÇ. DR. OS­MAN ABA­LI:

Eği­tim­ci­le­r her ba­şa­rı­sız ço­cu­ğa hi­pe­rak­ti­vi­te tanısı koyuyor. Bu kolaya kaçmaktır. Bazı mes­lek­taş­la­rı­mız da ço­cu­ğa he­men ilaç ve­ri­yor. Bu du­rum­dan ilaç fir­ma­la­rı ge­lir sağ­lıyor.

TIBBİ BİR HASTALIK

Ço­cuk ve Er­gen Psi­ki­yat­ri­si Uz­ma­nı Nes­lim Gü­ven­de­ğer: Ço­cuk­lar­da mey­da­na ge­len hi­pe­rak­ti­vi­te tan­si­yon ve şe­ker has­ta­lı­ğı gi­bi ke­sin­li­ği ka­nıt­lan­mış bir has­ta­lık­tır. Hi­pe­rak­ti­vi­te ta­nı­sı ko­nul­muş  ço­cuk­lar­da da cid­di sı­kın­tı­lar mey­da­na ge­lir. Bu açık­la­ma­yı ya­pan ki­şi­ de sa­nı­rım he­kim
de­ğil.

Kaynak: BUGÜN GAZETESİ

Otizm nasıl anlaşılır?

otizm-nasil-anlasilirOtizmde erken teşhis oldukça önemli. Otizmin belirtilerini ve anne-babaların çocukların gelişiminde nelere dikkat etmesi gerektiğini Psk. Yegan Sasık Pudra.com’da yazdı.

Tüm ‘farklı’ gelişim gösteren çocuklarda olduğu gibi otizmde de en önemli adım erken teşhis. Erken müdahaleye engel olan en büyük tuzaksa ailelerin “Bizim çocuk böyle işte” algısı… Aileler “Bizim çocuk umursamaz, ismini söylüyorum ama bakmıyor” ya da “Arabaları (veya herhangi başka bir oyuncağı) çok sever. Bir sürü oyuncağı var sadece onlarla oynuyor.” veya “O kadar dikkatli ve hafızası o kadar kuvvetli ki, bütün markaları ezbere biliyor” gibi otizm veya başka bir gelişimsel durumun belirtilerini, çocuklarının yapısal/kişilik özelliklerine atfedebiliyorlar. Kişisel özellik olarak görüldüğü için bir uzman desteği almak akla gelmiyor pek tabii. Fakat bu durum, çocukların bireysel eğitim sürecindeki adımlarını geciktirebiliyor.

Bu yolculuk oldukça uzun bir süreç. Anne-babaların, özellikle de çocukları ile ilgili konularda herhangi bir olumsuzluğu, farklılığı veya güçlüğü kabullenmeleri hiç kolay değil elbette. Zaten geç fark edilmiş vakalarda, ailelerle çalışırken görüyoruz ki aile ne özensizliğinden ne de dikkatsizliğinden uzmana geç başvurmuş. Anne-baba, sadece en naif duyguları ile gözlerini kapatmış bu duruma. Ancak çocuklarımızın doğru zamanda, doğru destekle gelişmeleri için yüreklere taş basmak ve gelişimlerini olabildiğince objektif gözlemlemek gerekiyor.

Anne-babalar çocuğun gelişimini nasıl gözlemlemeli?

* Çocuğunuzu düzenli olarak doktora götürerek, doktor kontrolünde olmasını sağlamalısınız.

* Kardeşlerinizin, komşularınızın, çevrenizdeki kişilerin çocuğunuzla yakın yaşlarda olan çocuklarının gelişimlerini gözlemlemelisiniz. Burada amaç mukayese etmek değil elbette. Çünkü her çocuğun gelişimi farklı seyreder. Kimi daha erken konuşup, yürürken kimi de çok daha geç kazanır bu becerileri. Ancak genel gelişimin farkında olmanız, çocuğunuzun gelişiminde fikir edinmenize yardımcı olabilir.

* Uzmanların ‘normal’ gelişimle ilgili kitaplarını okumak, hangi ayda yaklaşık olarak çocuğunuzun nasıl gelişim göstereceği bilgisine sahip olmanız, beklenenin dışında bir şeyler olduğunu daha hızlı fark etmenize yardımcı olabilir.

* Otizmin erken teşhisi için ilk 3 yılın gözlemlenmesi önemli. Otizmin hastalık ya da bozukluk değil, nöropsikiyatrik, gelişimsel bir sendrom; bir durum olduğu bilinmeli. Otizmli çocukları tanımlamak için birçok belirti var, ancak çoğunlukla bunların tümü aynı anda görülmüyor.

*Otizmin belirtileri neler?

*Göz iletişiminde eksiklik.

*İsme tepki vermeme.

*Acı-ağrı hissetmeme (düştüğünde, sıcağa değdiğinde canı acıdığına dair tepki vermeme gibi).

*Tekrarlayıcı bedensel devinimler (üst bedenin sürekli sallanması, el veya parmakların belirli hareketleri gibi).

*Tekrarlayıcı cümleler ya da karşısındaki kişinin söylediklerini tekrarlama.

*Kendine özgü bir dil kullanımı.

*Aynılık konusunda ısrar.

*Değişen düzene aşırı tepki gösterme.

*Koku ve sese aşırı hassasiyet

*Erken yaşta, gelişmiş okuma becerisi. Okuyabilir fakat okuduğundan anlam çıkaramaz.

*Toplumsal iletişimi başlatamama.

Hemen belirtelim bunlar, genel hatlarıyla otizm ve kimi alt tiplerinde gözlemlenebilen göstergeler. Çocuklarını şüphe ve tedirginlikle yetiştiren anne-babalar olmak yerine, çocuklarıyla ilgili durumların bilincinde olan anne-babalar olmak çok önemli. Sizi endişelendiren bir durum varsa, bir uzmandan destek almanızı tavsiye ederim. Uzman desteği ve doğru eğitim süreciyle çocuklar çok daha sağlıklı ve mutlu yarınlara sahip olabilecek.

Kaynak: Kısa Haber

Otizm belki de insanları Alzheimer hastalığından koruyor

otizm-alzheimerOtizm belki de insanları Alzheimer hastalığından koruyor olabilir. 17 Haziran’da Medical Hypotheses dergisinde yayımlanan makalede, bu konuda ortaya konan bilgiler paylaşıldı. Ancak elbette doğruluğunun kanıtlanması için biliminsanlarının daha pek çok çalışma yapması gerekecek.

Wisconsin-Madison Üniversite-si’nden moleküler biyolog Cara Westmark’a göre, iki hastalık arasındaki bağlantı heyecan verici görünüyor. Zira her iki hastalık da son on yılda sayıca çok büyük artış gösterdi.

Araştırmayı yürüten Harvard Tıp Fakültesi’nden Alvara Pascual-Leone ve Brown Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Lindsay Oberman, otizmin Alzheimer’i engelleyebileceği düşüncesinden hareket ettiler. Araştırmacıların her ikisi de, beyne gelen değişik uyarılara verilen yanıtın beyin üzerinde nasıl bir değişiklik yarattığına (beynin plastisitesi) odaklandı. Değişiklikler, beyin hücreleri arasında güçlü bağlantılar oluşması veya nöral yolun yeniden döşenmesini sağlıyordu. Daha önceki çalışmalar, Alzheimer hastalarında düşük beyin plastisitesi olduğunu; otistiklerde ise bunun yüksek düzeyde olduğu belirlenmişti.

Farkı açığa çıkarabilmek için Pascual-Leone ve Oberman otizmin bir şekli olan Asperger’s sendromlu 35 hasta ile olmayan 35 kişilik kontrol grubu üzerinde transkranial magnetik stimülasyon tekniği denilen bir yöntem uyguladılar. Burada motor kortekse dışardan çok hafif bir uyarı veriliyordu. Ortalama olarak Asperger’s sendromluların ellerinde meydana gelen yanıt, olmayanlara göre daha fazlaydı ve bu da yüksek beyin plastisitesi ile uyumluydu.
Bu yükselmiş beyin plastisitesi yaşla azalıyordu. Çalışmada, Asperger’s olsun ya da olmasın beyin plastisitesi yaşlılarda, gençlere göre çok daha azalmıştı. Araştırmacıların düşüncesine göre çalışmaya başlandığında ise yükselen plastisite, otizm-Alzheimer bağlantısı bulunan kişilerde hiçbir zaman çok düşük seviyelere inmeyecekti.

Çalışmaya katılan Asperger’s sendromluların IQ’ları normaldi. Araştırmacılar otizmin diğer formlarında ve özellikle de entelektüel yetersizlik olan biçimlerinde nasıl bir yanıt alacaklarını bilmiyor. Harvard bağlantılı hastanelerin kayıtlarında 55 yaş üstü Alzheimer ve otizmin herhangi bir tipini birlikte gösteren hasta kaydı bulunamadı. Araştırma sonuçları olgu sayısı 10’un altına düştüğünden, genel sonuçları da geçersiz kılacağından bu tip olguların çok nadir ya da hiç olmadığı kanaatine varıldı.

Pascual-Leone’ye göre bu “olmama” halinin biyolojik olmayan gerekçelerle açıklanması mümkün görünüyor. Yıllar önce doktorlar birine semptomları dikkate almaksızın otizm tanısı koyabiliyordu, ya da erişkin yaşlarda otizm tanısı çok az konabiliyordu. Westmark’a göre bir diğer olasılık da özellikle azalmış entelektüel yetileri olan otistiklerde yaklaşan Alzheimer hastalığının belirtilerini fark edebilmenin neredeyse imkânsız olmasıydı.

Araştırmacılara göre otizmin koruyucu olması çok yeni bir fikir olabilir; ancak başka birilerinin de tam tersi bir görüşü ortaya atıp araştırmalar yapabileceğini düşünüyorlar. Aslında bu araştırmalar ve diğerleri, otizmin kesin bir formunda hastaların Alzheimer riskinin arttığını bile ima eder durumdadır. Zira bu hastalarda Alzheimer’a neden olduğu belirlenen amiloid beta protein fragman düzeyleri değişik düzeylerde bulunmuştur.

Pascual-Leone’ye göre yapılacak daha fazla çalışma, bu iki hastalık arasındaki ilişkiye bir düzen getirecektir. “Umarız bulunan bağ her iki hastalığın da semptomlarını azaltmada etkili olabilecektir” diyor çalışmayı yapan ekip. Yine de egzersiz, ilaçlar ve beyin eğitimleri beyin plastisitesini değiştirmede temel bir potansiyel taşıyor.

Çeviren: Dr. Ebru Oktay
İTÜ Medikososyal Birimi
Kaynak: Laura Sander, “Autism may carry a benefit: a buffer against Alzheimer’s”, https://www.sciencenews.org/article/autism-may-carry-benefit-buffer-against-alzheimer%E2%80%99s

Türkçe Kaynak: Bilim ve Gelecek

Otizm’li oğlu için spor salonu açtı

otizm-sporRaşide Kuyumcu, 11 yaşındaki otistik oğlunu hiçbir spor merkezi kabul etmemesi üzerine onunla aynı durumda bulunanlara özel spor salonu açtı. Yıllarca ‘Anne’ bile diyemeyen oğlunu sevgisiyle büyüten Kuyumcu, kurduğu Empatik Yaşam Derneği ile oğlu gibi olan otizmli çocuklara hizmet veriyor.

Manisa’da oturan Raşide Kuyumcu, otizmli oğlu Emre’nin spor yaparak gelişim göstermesi için bir spor salonu açtı. 11 yaşındaki oğlunu dünyaya getirirken engelli bir çocuğunun olacağını bildiğini anlatan anne Kuyumcu, şöyle dedi:

“Engelli bir çocuğum olacağını bilerek doğum yaptım. Hamileyken geçirdiğim hastalık nedeniyle engelli çocuğum olacağını öğrendim. 6 yaşına kadar oğlumun ağzından anne kelimesini duymadım.”

Şehzadeler İlçesi Nişancıpaşa Mahallesi’nde hayırseverlerin destekleri ve kendisinin çabası ile Empatik Yaşam, Kültür, Sanat, Spor Dayanışma Derneği’ni hayata geçirdiklerini kaydeden Kuyumcu, derneğin otizmli çocukların spor yapabilmeleri için açıldığını dile getirdi.

SPOR SALONLARINA ALMADILAR

Engelli ailelerinin ’biz öldükten sonra çocuğumuza ne olacak?’ korkusunun olduğunu ifade eden Kuyumcu, otizmli çocukların spor sayesinde geliştiğini ve hayata daha kolay adapte olduklarını söyledi. Kuyumcu, şöyle konuştu:

“Çocuklarımızın sporla gelişeceğinin farkındaydık. Ancak çocuklarımızı spor merkezlerine almıyorlardı. Otizmli ailelerin desteğiyle burayı kurduk. En büyük sıkıntımız eğitmen bulmak oldu. Manisa’da otizmkonusunda eğitmen yok. İzmir’den gelen uzman eğitmenler sayesinde eğitim görüyorlar. Şuan 3 gönüllü eğitmen var. Ancak Halk Eğitim Merkezi’nin desteğiyle yeni dönemde daha çok öğretmen gelecek.”

İLK CÜMLESİNİ SPOR SAYESİNDE KURDU

Otizmli çocukların spor sayesinde hayata tutunduğunu kaydeden Kuyumcu 2.5 aydır açılan merkezde spor yapan oğlunun büyük bir gelişme gösterdiğini söyledi. Kuyumcu, “Oğlum büyüdükçe takıntıları artıyor, daha agresifleşiyordu. Biz bunu ancak sporla yenebiliriz. 2.5 aydır öfke nöbetlerimiz azaldı, tek tek kelimeler söyleyebilen oğlum cümle kurdu. Bunu duyunca sevinçten ağladım. Bisiklet binmeyi öğrendi. Takıntıları azaldı, konuşma güçlüğü çok çok azaldı” diye konuştu.

Kaynak: Posta

Otizm Teşhisi İçin Bebeklerde Beyin Gelişimi İncelendi

autismABD’de bebekler üzerinde en geniş kapsamlı araştırma yapıldı Bu araştırmaya göre çıkan veriler ile bir çok hastalığın teşhisi önceden çözülebilecek. İşte haberin detayları.

Andolu Ajansı’nın haberine göre: ABD’de bebekler üzerinde gelişmiş görüntüleme teknikleriyle yapılan bir araştırma, otizm gibi nörogelişim bozukluklarının çok erken teşhisini mümkün kılabilecek verilerin elde edilmesini sağladı.

ABD’de bebekler üzerinde gelişmiş görüntüleme teknikleriyle yapılan bir araştırma, otizm gibi nörogelişim bozukluklarının çok erken teşhisini mümkün kılabilecek verilerin elde edilmesini sağladı.

California Üniversitesi San Diego’dan (UC San Diego) araştırmacıların başkanlığında, yeni doğan ve 3 aylık toplam 87 sağlıklı bebek üzerinde yapılan araştırma, ABD’deki JAMA Neurology dergisinde yayımlandı.

Dominic Holland başkanlığındaki US San Diego Tıp Okulu Nörobilim Bölümü araştırmacılarının yaptığı çalışma, bu konuda gelişmiş görüntüleme teknikleriyle yapılan en önemli araştırma olması açısından önem taşıyor.

Yüzlerce yıldır beyinlerinin fiziksel gelişimini izleyerek bozuklukları belirlemek amacıyla bebeklerin kafalarının çevresinin mezura ile ölçülmesi yöntemi kullanılıyordu. Ancak bebeklerin farklı kafa şekillerine sahip olması nedeniyle bu yöntemle eksiksiz sonuçlar almak mümkün olmuyordu. Gelişmiş teknikler yardımıyla yapılan araştırmanın sonuçları, bebek beynindeki en hızlı gelişimin doğum ile ilk 90 gün arasındaki sürede meydana geldiğini ortaya koydu.

Erkek bebeklerdeki beyin gelişiminin kızlara oranla daha hızlı olduğunun belirlendiği araştırma, beyindeki en hızlı büyümenin vücudun hareketiyle ilgili beyincik adı verilen bölümünde olduğunu, en yavaş gelişmenin ise hafıza ile ilgili bölümde gerçekleştiğini ortaya çıkardı.

Bilim adamları, bu verilerin karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesinin otizm gibi beyindeki gelişim bozukluklarının erken teşhisine imkan sağlayabileceğine dikkati çekiyor.

ARAŞTIRMANIN SONUÇLARI

Araştırmalar, yeni doğan bebeklerin beynindeki en hızlı büyümenin doğumdan hemen sonra başladığını ortaya koydu. Araştırmaya göre doğduktan sonra bebeklerin beyinleri ilk 90 gün içinde günde yüzde 1 oranında büyüyor. Bu oran bu sürenin sonunda yavaşlayarak günde yüzde 0,4’e geriliyor.

Araştırmada, erken doğum sonrası dönemde hafıza ile ilgili “hipokampüs” bölgesi de dahil olmak üzere beyinde birçok asimetrinin oluştuğunu gösterdi. Beyindeki asimetri, el becerisi ve dil yetenekleri gibi fonksiyonlarla bağlantılı bulunuyor.

Araştırma ekibinin başındaki Holland, UC San Diego’nun internet sitesinde yer alan açıklamasında, “Doğum sonrası dönemdeki nörogelişim bozukluklarının ne zaman ve nasıl ortaya çıktığının daha iyi anlaşılması tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine yardımcı olabilir. Beynin yapısal büyüklüğüyle ilgili değişikliklerin ölçülmesi, tedavi amaçlı müdahalelere alınan yanıtın izlenmesini kolaylaştırabilir. Yüksek nöroplastisite döneminde yapılan erken müdahale, belirlenen bozukluklarda gelecek yıllarda ortaya çıkacak ağırlaşmayı hafifletebilir” dedi.

Nöroplastisite, sinir sisteminin çevresel değişikliklere ve zedelenmelere karşı nörofiziksel ve nörokimyasal uyum geliştirme yeteneği olarak tanımlanıyor.

Holland, “Bulgularımız insan beynindeki en dinamik doğum sonrası büyüme evresinde, her ikisi de hızla gelişen beyin yapısı ve işlevi arasındaki ilişkinin daha derinden kavranmasına imkan veriyor” diye konuştu.

Kaynak: CanlıHaber

Otizm’li Çocuklar için Yaşam Merkezi

otizm-egitimAnkara Büyükşehir Belediyesi, otizmli çocukların birebir eğitim alacağı, tam donanımlı bir merkezin altına imzasını atarak, ailelerin nefes almasına imkan tanıyor.

Kendisine ait 8 dönüm arsa üzerindeki 3 villayı Otizmli çocukların eğitim alacakları Otizm Vakfı İncek Yaşam Merkezi’ne tahsis eden Büyükşehir Belediyesi; otistik çocukların eğitileceği, eğlenirken üretebilecekleri, sosyal etkinlikler yapacakları, yeni yeni beceriler kazanırken, yeteneklerini geliştirebilecekleri aynı zamanda barınabilecekleri bir merkezin açılmasına imkan tanımış oldu.

Benzerlerini Avrupa’da görmeye alışık olduğumuz büyüklükte ve modernlikte olan merkezin 2 bin metrekareyi aşan kapalı alanı bulunuyor.

Çocukların temiz havada spor yapıp eğlenmeleri için en ince ayrıntısına kadar düşünülen açık hava alanı kauçuk zemin ile kaplı olan merkezde; çocuk oyun parkı, bir basketbol sahası, üç adet 16 metre kare çardağın yanı sıra, 300 metrekare meyve bahçesi ile çocukların mantar gibi farklı sebzeler ürettiği 6 adet çeşitli ebatta sebze yetiştirme alanları mevcut. 180 metre kilitli taştan imal kapıdan kapıya villalar arasında geçiş yollarıyla modern ve işlevsel bir merkez olarak çalışmaların sürdürüldüğü merkezde, çocukların hem eğitim alacakları hem de eğlenip öğrenecekleri tüm detaylar düşünüldü. Hizmete girdiği günden itibaren otistik çocuklara tam ve yarım zamanlı olarak usta eğitmenler tarafından eğitim verilen merkezde, 20’ye yakın çocukla bireysel veya grup odalarında özel eğitim yapılıyor.

Spor Eğitim Merkezi, Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi ve Mesleki Eğitim kurslarıyla otistik çocukların eğitim aldığı merkezde şehir dışından gelen çocuklara da haftanın belirli günlerinde eğitim imkanı tanınıyor. Yaş sınırlaması olmadan çocuk ve yetişkinlerin tam gün 50, seanslı olarak ise 200 kişinin eğitim alabileceği merkezde, çocukların becerilerinin geliştirilip meslek sahibi olmalarına olanak tanıyacak, hediyelik eşyaların yapımı gibi hem eğlenceli hem de gelir getirici çalışmalar yapılıyor.

“ÇOCUKLARIMIZ BİZİM GELECEĞİMİZ”

Başkentli Otistik çocuklara çok anlamlı bir hizmetin verilmesi için tüm imkanların seferber edilmesine olanak sağlayan Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek, Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla yapımı gerçekleştirilen Otizm Vakfı İncek Yaşam Merkezi’nin açılışını da bizzat kendi gerçekleştirmişti. Vakfın sadece Ankara’da değil Türkiye’deki tüm otistik çocuklar için yararlı hizmet vereceğini kaydeden Başkan Gökçek, “Bu özel çocuklarımızın en iyi şartlarda eğitim alması bizim en büyük arzumuzdur. Bu özel durumu yaşamayanlar bu zorlukların nasıl bir şey olduğunu pek bilemezler. Ailelerine ve çocuklarımıza bu eğitim hizmetlerinin verilmesinde katkımız olmasından dolayı oldukça mutluyuz” dedi.

“İNCEK’TE 3 VİLLA VAKFA TAHSİS EDİLDİ”

Otistik çocukların topluma kazandırılarak, yaşamlarını daha kolay hale getirebilmeleri için her türlü yardımı yapmaya hazır olduklarını kaydeden Başkan Gökçek, şunları söyledi:

“İncek’te belediyeye ait olan 3 binayı 30 yıllığına Vakfa tahsis ettik. Merkezin tefrişini gerçekleştirdik. Elektrik, su ve doğalgaz gibi giderlerini Büyükşehir Belediyesi olarak biz karşılıyoruz. Ayrıca binanın bazı fiziksel ihtiyaçları konusunda yardımcı oluyoruz. Amacımız çocuklarımızın sağlıklı şartlarda uzman eğitmenler tarafından en iyi eğitimi alarak, kendi kendilerine yetmelerini sağlayacak bir duruma gelmelerine katkı vermektir.”

“BAŞKAN GÖKÇEK’E TEŞEKKÜR EDİYORUZ”

Otizm Vakfı Başkanı Aydın Çayan, çocukların günlük hayatlarını sürdürebilecek noktaya gelmesine imkan tanıyacak eğitimi alabilecekleri bir ortamın olmasının çok önemli olduğunu belirtti. Çayan, “Böyle bir merkezin açılması ve destek olması için ziyaretine gittiğimiz Sayın Melih Gökçek, bize beklentilerimizin çok üzerinde yardımcı oldu” dedi.

Büyükşehir Belediyesi ve Otizm Vakfı’nın Türkiye’ye örnek olacak bir işbirliği gerçekleştirdiğini kaydeden Çayan, şunları söyledi:

“Otistik çocuklar için ilk kez bir sivil toplum kuruluşu ile belediye ortak çalışma gerçekleştirdi. Benzerlerini Avrupa’nın en gelişmiş ülkelerinde görebileceğiniz merkezin aynısı burada açıldı. Sayın Melih Gökçek’e gösterdiği ilgi, yaptıkları ve kazandırdıkları için çok teşekkür ediyoruz. Otistik çocuk sahibi olan tüm aileler adına kendisine bir kez daha şükranlarımızı sunuyorum. Biz aileler Sayın Gökçek’i her zaman minnet duyguları ile anacağız.”

Özel eğitim merkezlerinde haftada 2 veya 3 defa alınan 45 dakikalık seanslarla sınırlı eğitimlerin yetersiz olduğunun altını çizen Çayan, “Oysa erken başlayan yoğun bireysel eğitim en geçerli, en bilinen ve en bilimsel iyileştirme yöntemi. Herkes için çok basit olan becerilerden el yıkama, çorap giyme, diş fırçalama, yemek yeme öğretimi için aylar süren çalışma gerekebiliyor. Bizler otistik çocukları bulunan aileler özetlemeye çalıştığım bu sıkıntıları gidermek, çocukların daha kaliteli ve uzun süreli eğitim-öğretim görmelerini, bir meslek edinebilmelerini, üretime katılmalarını, bakımlarını ve barınmalarını sağlayacak merkezler oluşturmak amacıyla 2012 yılı sonunda Otizm Vakfı’nı kurduk” diye konuştu.

Kaynak: Haberyurdum

Otizmli Gençten Büyük Başarı

otizmli-gencBursal? Emel-Mehmet Kanbero?lu �iftinin 16 ya??ndaki otistik engelli �ocuklar? Fehmihan Kanbero?lu, mutfaktaki h�neriyle ev han?mlar?na ta? �?kart?yor. Konu?maya 6 ya??nda ba?layan Kanbero?lu, otistik olmas?na ra?men mutfaktaki kabiliyetleri ile herkese �rnek oluyor. Yakla??k 50 �e?it pasta-b�rek yapabilen Kanbero?lu, ‘K���k ?eften, B�y�k Lezzetler’ kitab? ile bu becerisini ta�land?rd?.

Kitab?n?n imza t�renine gelirken de yapt??? pastalardan getiren gen� Fehmihan, han?mlar?n takdirini kazand?. O?lunun en b�y�k hayalinin b�y�y�nce ?ef olmak oldu?unu ifade eden annesi Emel Kanbero?lu, �O?lumun otistik oldu?unu �?rendi?imizde ne yapaca??m?z? ?a??rd?k. Daha sonra yapt???m?z ara?t?rmalar sonucu e?itime a??rl?k verdik. Fehmihan, ben ne zaman mutfaktaki malzemelerden istesem, hi� kar??t?rmadan getiriyordu. Bana �ok yard?mc? oldu. Daha sona kendi hamurlar?yla bir ?eyler yapmaya ba?lad?. Vaktinin b�y�k k?sm?n? mutfakta ge�irmek onu �ok mutlu ediyor. Halihaz?rda 50 �e?it pasta b�rek yapabiliyor. Pasta ve yemek kitaplar?na �ok d�?k�n. ?nternette de konuyla alakal? geli?meleri ve yemek tariflerini b�y�k bir ilgiyle izliyor. Onlar? not al?yor. Bize ‘b�y�y�nce ?ef olaca??m’ diyor. Biz de anne ve babas? olarak o?lumuzun bu hayalini ger�ekle?tirmesi i�in ilk ad?m? att?k. H�nerlerini sergiliyoruz� dedi.

�B?Z?M DESTE?E oral boldenone VE ?LG?YE ?HT?YACIMIZ VAR�

Bursa�da faaliyet g�stermeye ba?lad?klar?ndan beri yeterince ilgi ve deste?i g�remediklerini ifade eden Mina Otizmle Ya?am Derne?i (MOYAD) Y�netim Kurulu Ba?kan? Cihan K?l?�, �2 y?ldan beri Bursa�da yapt???m?z faaliyetlerle otistik �ocuklar?n yaln?z olmad???n? g�stermek istedik. Ama sizin de g�rd�?�n�z gibi, herkes �ocu?u hasta de?ilse uzaktan bize bakarak ge�iyor. Bu �ocuklar?n ilgiye ve sevgiye ihtiyac? var. Onlar?n ellerinden tuttu?umuzda, Fehmihan gibi i�lerindeki yetene?i ortaya �?karabiliriz� diye konu?tu.
Fehmihan Kanbero?lu, Nil�fer Belediyesi’nin deste?iyle bast??? kitab?n? okurlar?na imzalad?. Vatanda?lar, Fehmihan’?n yapt??? leziz pasta ve b�reklere bay?ld?.

Kaynak: agazete

Otizm eğitimi adı altında aileleri sömürüyorlar

autismAileleri sömürüyorlar Özel eğitim uzmanı Serdar Vural, otizm hakkında hiçbir eğitimi olmayan kişilerin bile spor okullarında, ‘özel eğitim’adı altında programlar uygulayarak aileleri sömürdüğünü söylüyor. Zeynep AKAR otizm, çocuklarda sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir genel gelişim bozukluğu  olarak tanımlanıyor. 3 yaşından önce başlıyor ve ömür boyu devam ediyor. Otistik çocukların büyük bir bölümü öğrenme ve algılama bozukluğu yaşıyor. Bazılarında zeka seviyesi normal olsa da büyük bir bölümünde zeka geriliği de görülebiliyor. Özellikle son yıllarda doğan her 40 çocuktan birinde otizme rastlanıyor.

KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLER Şiddeti ve seviyesi kişiden kişiye değişmekle beraber, otizm bazı karakteristik belirtilerle kendisini gösteriyor. Dil gelişiminde ve sosyal ilişkilerdeki ciddi gecikmeler, duygusal tepkilere kapalılık, dengesiz zihinsel işlevler, etkinlik ve ilgi alanında sınırlılık bunlardan bazıları. Otistik çocuklar çevresindekilerle göz kontağı kurmuyor, devamlı huzursuz görünüyor ve çoğu birtakım ses, koku, ışık veya dokunuşlara karşı aşırı hassas oluyor.

EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ Acıya karşı duyarsızlık, değişikliklere gösterilen aşırı tepkiler, yeme bozuklukları, şiddet eğilimi, bazı cansız nesnelere aşırı bağlılık, tekrarlanan bir takım hareketler de çocukta otizm olduğunu düşündüren diğer belirtiler.

Otizmde en önemli nokta ise erken dönemde teşhis koyabilmek ve uygun eğitime başlamak.

Eğitime erken yaşta başlanması, hastalığın gidişatı ve gelecekte karşılaşılabilecek problemlerin en aza indirgenmesi açısından çok önemli.

ARTIK BİLİYORUZ…

Bundan sadece birkaç yıl öncesine kadar otizm hakkında çok az bilgi sahibiydik. Ancak hem otizmin tüm dünyada git gide daha yaygın görülür hale gelmesi hem de bu konuda yapılan farkındalık yaratma çalışmaları sayesinde, artık hepimizin bu rahatsızlıkla ilgili bir fikri var. Her geçen gün sayıları artan rehabilitasyon merkezleri ve bu özel çocuklara eğitim veren uzmanlar sayesinde, günümüzde pek çok otizmli çocuk topluma uyum sağlayabilecek, hatta üretime katılabilecek düzeyde eğitilebiliyor.

UZUN BİR EĞİTİM ALDI Bu uzmanlardan biri de ilimizde uzun süredir otizmli çocuklara eğitim veren, özel eğitim uzmanı Serdar Vural. Bir süredir Özel Birsev Özel Eğitim Okulu bünyesinde görev yapan Serdar Bey, şu sıralar kendi rehabilitasyon merkezini açmaya hazırlanıyor. Serdar Vural Gazi Üniversitesi Eğitim fakültesi’nde hem sınıf öğretmenliği hem de özel eğitim bölümü mezunu olan bileği timci. Uzun yıllar eğitimini aldığı konuda çalışma yapmayan Vural, yaşadığı bir olaydan sonra, kendisine ihtiyacı olan çocukların elinden tutmaya karar vermiş.

MESLEĞİNE GERİ DÖNDÜ Serdar Bey, bir gün evinin terasında otururken, ağzında ceviz olan bir karganın, havalanarak yükseğe çıktığını ve cevizi aşağı bırakıp kırılmasını sağladığını görmüş. Karganın zekasına hayran kalan Serdar Vural, bu olaydan yola çıkarak, ‘eğer bir karga bu seviyede düşünebiliyorsa, insanlar da biraz sevgi ve emekle eğitilebilir; kendi işlerini görecek hale getirilebilir’ diye düşünmüş ve mesleğine geri dönerek otistik çocuklarla özel olarak ilgilenmeye karar vermiş.

ÖNCE SEVMEK LAZIM Önce İstanbul’da bireysel çalışmalar yapan Vural, bir süre sonra daha fazla çocuğa yardımcı olabilmek amacıyla, önce memleketi olan Kırşehir’e; oradan da ilimize gelmiş. Bu arada otizm hakkındaki araştırmalarına da devam eden başarılı eğitimci, Kocaeli’de görev yaptığı kurumda çok sayıda otizmli çocuğa eğitim vermiş ve yüzde 70 oranında başarı sağlamış.

Vural, özel eğitim uzmanı olarak yaptığı işi, ‘Her şeyden önce sevmek lazım, sevince büyük bir adım atmış oluyorsunuz’ şeklinde tanımlıyor.

AİLELER SÖMÜRÜLÜYOR Otizmin yaygınlaşmasıyla birlikte bu konuda aileleri sömüren kurumların sayısının arttığının altını çizen Serdar Vural, “Otizmin yaygınlaşması bu alanda bir pazar oluşturdu. Son yıllarda bu işle hiç ilgisi olmayan insanlar bile spor okullarında ‘özel eğitim’ adı altında programlar uyguluyor. Ailelerin zayıf noktasından faydalanarak fahiş ücretler alıyor. Bu çok yanlış ve insafsızca bir uygulama. Ailelerin bu konuda bilinçli olması lazım” diyor.

AİLELER BİLINÇLENMELİ Otizmli çocukların eğitiminde, ailelerin de bilinçli olmasının çok önemli olduğunun altını çizen Serdar Vural sözlerine, “Nasıl aileler karşılarında iyi eğitimci görmek istiyorsa, eğitimciler de karşılarında iyi aile görmek ister. Çünkü otizmli çocukların eğitimi devamlılık gerektirir. Eğitimcinin verdiği eğitim evde de kesinlikle devam ettirilmelidir. Aksi takdirde uzun uğraşlar sonucu çocuğa kazandırdığınız olumlu davranışlar, bir süre sonra kaybolur” şeklinde devam ediyor.

TOPLUM İÇİNE ÇIKMALI Serdar Vural, eğitimini üstlendiği çocuklarda ödül ve ceza yöntemini kullanıyor. Her olumlu adımda çocuğu ödüllendiren Vural, eğitimlerini hayatın içinde vermeye çalışıyor. Çocuğun toplum içinde nasıl davranacağını öğrenmesinin tek yolunun, toplum içine çıkması olduğunu ifade eden başarılı eğitimci, “Örneğin, çocuk bir markete gittiğinde ne yapması gerektiğini, alışveriş mefhumunu, sırasını beklemeyi ancak böyle bir ortama sokularak öğrenebilir.

MAKETLEME YÖNTEMİ Ancak, eğer çocuk ilk etapta kalabalık yerlere giremeyecek kadar agresif ve saldırgansa, bu konudaki eğitimine önce maketleme tekniğiyle başlanmalıdır. Bu, kartondan yapılmış bir manav tezgahı da olabilir, bir market yazarkasası da. İçeride yapılan çalışmalarda bir ilerleme kaydedilmeye başlandığında, çocuk gerçek bir alışveriş için eğitilmeye de hazırdır. Bu çalışmalar, evde aile içinde de yapılabilir. Bunun için çocuğa biraz zaman ayırmak yeterlidir” diyor.

GÖZ TEMASI İÇİN…

Çocuğun, eğitim uzmanlarından alacağı eğitimlerin yanında, evde yapılabilecek bu tip kolay ve maliyetsiz uygulamalarla da desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Vural, “Örneğin, göz teması kurmayan otizmli bir çocuk için iki boş kağıt havlu rulosunu üst üste yapıştırarak yapılacak basit bir dürbün kullanılabilir. Bu dürbün vasıtasıyla temas kurmaya çalışılabilir. Tabii, ödüllendirme unutulmamalıdır” şeklinde konuşuyor.

AİLE-EĞİTİMCİ İLİŞKİSİ Bazı otistik çocukların üstün yetenekli hatta deha düzeyinde zeki olabileceğini söyleyen Serdar Vural, bu çocukların farklı eğitimlerle ilgi alanlarına kanalize edilmesi gerektiğinin alÛzel teknikleri var…

Serdar Vural, otizmli çocukların eğitimi konusunda bir takım özel teknikler de geliştirmiş. Bunlardan ilki, topraklama yöntemi. Bu yöntemde çocuk, kendisi için belirlenen etkinlikleri toprağa basarak yapıyor. Serdar Bey, bu şekilde çocuğun fazla enerjisini boşaltabildiğim ve agresif davranışlarında ciddi bir azalma kaydedilebildiğini ifade ediyor.

Serdar Vural, diğer bir teknik olan şok banyosunu ise otizmli çocuklara çiğneme refleksi kazandırmak için kullanıyor.

Bu eğitimde, çocuk eğitmeniyle birlikte bir duş teknesinde duruyor ve beklemediği bir anda soğuk suyla duş alması sağlanıyor. Yaşadığı şokla dişleri birbirine vurmaya çocuğun, bu hareketle çiğneme refleksini keşfetmesi öğretiliyor.

Kaynak: Şanlıurfa Haber

Otizm ve Teknoloji

teknoloji-otizmOTİZM

Otizm, yaşamın ilk üç yılında görülen karmaşık bir gelişimsel yetersizlik türüdür ve aynı zamanda da normal beyin fonksiyonlarının, soysal etkileşim ve iletişim becerileri alanlarındaki gelişimini etkileyen nörolojik bir bozukluğun sonucudur. Amerikan Psikiyatri Birliği’nin 2000 yılında yayımladığı klavuza göre (DSM-IV-TR), otizm spektrum bozukluğu; (a) sosyal etkileşim sorunları, (b) iletişim sorunları ve (c) sınırlı yinelenen ilgi ve davranışlarla kendini göstermekte ve beş alt gruba ayrılmaktadır: (1) otizm (otistik bozukluk), (2) asperger sendromu, (3) başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluk (atipik otizm), (4) çocukluk dezentegratif bozukluğu, ve (5) rett sendromu. Otizm, otizm spektrum bozukluğu sınıflandırılmasındaki en temel alt gruptur ve sosyal etkileşimde, iletişim ve oyunda önemli yetersizlikler ve çeşitli takıntılarla kendini göstermektedir. Bu yetersizliklere bağlı olarak otistik özellikler gösteren çocuklarda, çevresindeki diğer kişilerle sosyal etkileşime girmede isteksizlik, göz kontağı kurmalarında sınırlılık, dil ve iletişim sorunları gibi belirgin yetersizlikler görülebilmektedir (Mulligan, 2003).

Otistik özellikler gösteren çocukların yaşamlarını daha kaliteli bir hale getirebilmek ve onların işlevsel becerilerini geliştirebilmek için farklı özelliklerdeki yardımcı teknolojilerden (Assistive Technologies)yararlanılmaktadır. Yardımcı teknolojiler en genel anlamıyla gelişimsel yetersizlik gösteren bireylerin işlevsel becerilerinin geliştirilmesi, sürdürülmesi ve arttırılması amacıyla kullanılan nesneler, araçlar, görsel uyaranlar ve ileri düzeyde teknolojiye sahip ürünler olarak tanımlanabilmektedir (Michel, 2004). Otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde kullanılan üç temel yardımcı teknoloji stratejisinden söz edilmektedir (Michel, 2004 ; Stokes, 2008 ve Mcculloch, 2004). Bunlar düşük düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalar (“low” technology), orta düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalar (“mid” technology) ve ileri düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalardır (“high” technology).

Düşük düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalar, görsel destek sistemlerinin yoğun olarak kullanıldığı pil ya da elektronik güç kullanılarak işletilmeyen stratejilerdir. Aynı zamanda bu tür uygulamalar düşük maliyetli, hazırlanması ve kullanımı da oldukça kolay olan uygulamalardır. Pil ya da basit elektronik güç kullanılarak işletilen stratejilerse orta düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalar arasında yer almaktadır. İleri düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalar,  orta düzeyde teknolojilere göre daha karmaşık teknolojilerin kullanıldığı uygulamalardır.

 

Düşük Düzeyde Teknoloji Kullanılan Uygulamalar

Otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde kullanılabilecek tek bir yol ya da program önerilememekle birlikte alan yazında yer alan farklı kaynaklar otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde geleneksel sözel ipuçlarına kıyasla, görsel ipuçlarının daha etkili olduğunu ifade etmektedir (Schlosser, Blischak, Belfiore, Bartley ve Barnett, 1988; Michel,2004).  Bu nedenle de birçok araştırmacı ortak bir noktada buluşarak, otizmli çocukların eğitimlerinde görsel destek sistemlerinin kullanılmasını önermektedir (Dettmer, Simpson, Myles-Smith ve Gantz, 2000; Maguire, 2005; McClannahan ve Krantz,1999; Grandin,1995; Kimball, Kinney, Taylor ve Stromer, 2003; Rao ve Gagie, 2006). Otistik çocukların eğitimlerinde düşük düzeyde teknolojilerin kullanıldığı görsel destek sistemleri arasında, PECS (Picture Exchange Communication system- PECS – Resim Değiş Tokuşuna Dayalı İletişim Sistemi), sosyal öyküler (soscial stories), görsel çizelgeler ve düzenleyiciler (visual organizer), etkinlik çizelgeleri (activity schedules)  gibi uygulamalar yer almaktadır (Dettmer ve diğ., 2000; Schuerman ve Webber, 2002; Rao ve Gagie, 2006).

Otistik özellikler gösteren çocuklar da günlük yaşamlarını sürdürmede ve sorumluluklarını yerine getirmede de zorlanmaktadırlar. Otistik özellikler gösteren çocukların yaşadıkları bu sorunları aşmalarına yardımcı olmak amacıyla hazırlanmış olan çizelgeler (görsel/yazılı) otistik özellikler gösteren çocukların; (a) kendini yönetme, yönergeleri ve kuralları izleyebilme becerilerinin geliştirilmesinde, (b) problem davranışlarının ve etkinlikler arası geçişlerde yaşanan sorunların azaltılmasında, (c) iletişim becerilerinin ve sosyal becerilerinin geliştirilmesinde (d) toplumsal, günlük yaşam ve serbest zaman becerilerinin kazandırılması süreçlerinde yoğun biçimde kullanılmaktadır (Stokes, 2008). Gerçek nesnelerden (objec schedule), sadece resimlerden ya da resim ve yazıların bir arada kullanıldığı görsel çizelgeler, düzenleyiciler (visual Schedule; visual calendar), ve görsel yönergelerle (visual directions) otistik özellikler gösteren çocuklar evde/okuldaki günlük/haftalık rutinlerini ve bu rutinler içerisinde gerçekleştirmeleri gereken becerileri, uymaları gereken kuralları rahatlıkla yerine getirebilmektedirler.

Düşük düzeyde teknolojilerin kullanıldığı bir başka uygulamada McClannahan ve Krantz tarafından geliştirilen ve resimli ya da yazılı olarak iki farklı biçimde hazırlanabilen etkinlik çizelgeleridir. Etkinlik çizelgeleri otistik özellikler gösteren çocukların toplumsal ve günlük yaşam becerilerini kazanmalarını sağlamanın yanı sıra, öğretmenlerinin ve anne-babalarının yardımı ve doğrudan ipucu, hatırlatmaları olmaksızın etkinlikleri ve becerileri gerçekleştirmelerini sağlamaktadır. Etkinlik çizelgelerini takip etmeyi öğrenme otistik özellikler gösteren çocukların çizelgede yer alan becerileri yetişkin yardımı ve ipucu olmadan yapabilmelerini sağlamanın yanı sıra, otistik çocukların genel özellikleri arasında yer alan etkinlikler arası geçişlerde yaşanan güçlükleri ve ortaya çıkan sorunları da (örn; öfke nöbetleri) azaltmaktadır. Aynı zamanda etkinlik çizelgeleri çocukların; (a) etkinlikler arasında bağımsız geçiş yapabilmelerini, (b) seçim yapabilmelerini, (c) etkinlikleri sıraya dizebilmelerini, (d) bu sıraya uymalarını ve (e) toplumsal ve günlük yaşam becerilerini kazanmalarını da sağlamaktadır (McClannahan ve Krantz,1999).

Otistik özellikler gösteren çocukların sorun yaşadığı alanlardan biri olan iletişim becerilerinin geliştirilmesi amacıyla 1980’li yıların ikinci yarısında ABD’de Andy Bondy ve Lori Frost tarafından geliştirilmiş olan Resim Değiş Tokuşuna Dayalı İletişim Sistemi (Picture Exchange Communication System- PECS) otistik özellikler gösteren çocuklara iletişim becerilerinin kazandırılmasında yaygın ve başarılı bir biçimde kullanılan ve düşük düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalar arasında yer almaktadır (Kırcaali-İftar,2007).

Otistik özellikler gösteren çocuklar küçük grup etkinlikleri ya da birebir olarak gerçekleştirilen sosyal becerileri ve sosyal etkileşim becerilerini gerçekleştirmede ya da öğrenmiş oldukları sosyal becerileri genellemede desteğe ihtiyaç duymaktadırlar(Michel,2004;Stokes,2008). Carol Gray tarafından geliştirilen sosyal öyküler, otistik özellikler gösteren çocukların, çeşitli sosyal durumları anlamalarına ve diğer insanlarla etkileşime girmede kullanılabilecekleri özel davranışları öğrenmelerine yardımcı olmaktadır (Stokes,2008). Bu uygulamada, öğretmenler ya da anne babalar tarafından çocuğun sorun yaşadığı alanlara yönelik kısa öyküler yazılır. Bu öyküler çocuğun bireysel özelliklerine uygun olarak hazırlanır ve resimler/karikatürler kullanılarak görselleştirilir. Örneğin otobüsle seyahat etmede sorun yaşayan bir çocuğa otobüse binmeden önce o ortamda yaşanabileceklerle ilgili hazırlanmış olan bir öykünün okunmasıyla bu ortamda nelerle karşılaşabilecekleri hatırlatılarak ortaya çıkabilecek sorunlar önlenebilmekte ve aynı zamanda ortamda sergilemesi beklen davranışlarla ilgili hatırlatmalar yapılabilmektedir (Kırcaali-İftar,2007; Michel,2004)

Orta Düzeyde Teknoloji Kullanılan Uygulamalar

Otistik özellikler gösteren çocuklarda, ağırlıklı olarak iletişim becerilerinin, dili anlama becerilerinin ve sosyal becerilerin kazandırılması süreçlerinde orta düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalardan yararlanılmaktadır. Aynı zamanda otistik özellikler gösteren çocuklara akademik becerilerin, organizasyon becerilerinin kazandırılmasında, problem davranışların azaltılmasında ve çocukların dikkat ve motivasyonlarının arttırılmasında da orta düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalardan yararlanılmaktadır. Kasetçalar, kayıt cihazı, ses çıkışı olan basit araçlar/aygıtlar  (simple voice output) ve zamanlayıcılar (timers) orta düzeyde teknolojinin kullanıldığı uygulamalara örnek olarak verilebilir (Stokes, 2008). Bu uygulamalar sırasında kullanılan araçlar/aygıtlar genel olarak ses çıkışıyla iletişime yardımcı olan araçlar (Voice Output Communication Aids-VOCAs) olarak da adlandırılmaktadır (Michel,2004; Stokes,2008). Orta düzeyde teknolojiler arasında yer alan bu araçlar genellikle dokunularak aktive edilir ve hem ses çıkışı hem de ses kaydı yapılabilen araçlardır ve sıklıkla görsel ve yazılı ipucu ile birlikte kullanılırlar. Otistik özellikler gösteren çocukların günlük aktiviteleri sırasında gerçekleştirdikleri zaman gerektiren etkinliklerin uygun zamanlarda tamamlanmasında zamanlayıcılar/mutfak saatleri (timers) kullanılabilmektedir Örneğin; kitap okuma zamanı, bilgisayar zamanı, müzik dinleme ya da sevdiği TV programını izleme zamanı gibi.

Otistik özellikler gösteren çocukların sosyal etkileşim ve iletişim becerilerinin geliştirilmesinde yararlanılan ve orta düzeyde teknolojiler arasında yer alan araçlardan biride “Language Master” adı verilen bir araçtır. Bu araçla hem ses kaydı yapılabilmekte hem de ses çıkışı sağlanabilmektedir McClannahan ve Krantz,1999; Stokes, 2008). Ses kaydı araçla birlikte kullanılan kartlar üzerine yapılmakta ve kartın makineden geçirilmesiyle ses çıkışı sağlanmaktadır. Language Master, ses kaydı yapılan kartlar üzerine resimler eklenerek de kullanılabilmektedir. Language Master ve zamanlayıcılar aynı zamanda düşük düzeyde teknolojilerin kullanıldığı uygulamalar arasında yer alan etkinlik çizelgeleriyle birliktede kullanılmaktadır (McClannahan ve Krantz,1999).

İleri Düzeyde Teknoloji Kullanılan Uygulamalar

İleri düzeyde teknolojilerin kullanıldığı uygulamalar biraz daha karmaşık ve daha fazla maliyet gerektiren uygulamalardır. Video kameralar, bilgisayarlar (donanımlar ve yazılımlar) ,  tarayıcılar, yüksek düzeyde teknolojinin kullanıldığı uygulamalara örnek olarak verilebilir (Mcculloch, 2004; Stokes, 2008). Video kameralar otistik özellikler gösteren çocukların istenmeyen davranışlarını azaltma ya da ortadan kaldırmada, dili anlama becerilerinin geliştirilmesinde, sosyal becerilerin, özbakım becerilerinin (diş fırçalama, el yıkma vb.) ve akademik becerilerin kazandırılmasında başarılı bir biçimde kullanılmaktadır. Ayrıca, otistik özellikler gösteren çocukların pek çoğunun görsel uyaranları tercih etmesi, görselliğe dayalı uygulamalara daha iyi tepki vermesi nedeniyle görsel uyaranların kullanıldığı (bilgisayar ekranı ya da televizyon ekranı) bu uygulamaların etkili olabileceği düşünülmektedir. Örneğin otistik çocukların eğitimlerinde kullanılan video ile model olma yöntemi otistik özellikler gösteren çocuğun hedef davranışları gerçekleştiren kişinin/modelin (model kişinin kendisi ya da bir başkası olabilir) video kaydını izlemesi ve izlediği uygun davranışları tekrar  etmesi ile gerçekleştirilmektedir.  Aynı zamanda yapılan araştırmalarda video ile model olmanın duygu tanıma, bağımsız oyun oynama, kendiliğinden selamlaşma, sohbet becerileri, özbakım becerileri, günlük yaşam becerileri, kendiliğinden istekte bulunma, dil üretimi, sosyal etkileşim başlatma, öfke nöbetleri, saldırganlık davranışları üzerinde etkili olarak kullanılabilen bir uygulama olduğunu göstermektedir (Buggey, 2005; Sturmey, 2003; Charlop-Christy ve Daneshvar, 2003;  Yingling ve Neisworth, 2003).

Yardımcı teknolojilerin kullanımı ile ilgili yapılan araştırmalar otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde bilgisayar kullanımının çocukların dikkat sürelerinin arttırılmasında, motor becerilerinin geliştirilmesinde, akademik becerilerin kazandırılmasında, davranış problemlerinin azaltılmasında, sosyal becerilerinin geliştirilmesinde ve serbest zaman ve oyun becerilerinin kazandırılmasında etkili olduğunu göstermektedir (Dauphin, Kinney ve Stromer, 2004; Grynzspan, Martin, Nadel, 2005; Mcculloch, 2004; Stokes, 2008).

Otistik özellikler gösteren çocukların çoğu standart özelliklere sahip bilgisayarları rahatlıkla kullanabilmektedirler  (Bell, Potter,Walsh, 2006). Ancak bilgisayarlarda kullanılan bazı özel donanımlar (örneğin; dokunmatik ekranlar, alternatif klavyeler (intellikeys), fareler (örneğin iztopları (trackballs) ve yazılımlar sayesinde bilgisayarlar otistik çocukların eğitimlerinde farklı alanlardaki becerilerin geliştirilmesinde (dil becerileri, sosyal beceriler, problem çözme becerileri, akademik beceriler vb. alanlarda kullanılabilen yazılımlar) etkili bir biçimde kullanılabilmektedir (Bell, Potter, Walsh, 2006; Lehman, 1997).

 

Sonuç ve Öneriler

Otistik çocukların eğitimlerinde yardımcı teknolojilerin kullanımıyla ilgili verilen bu genel bilgiler ışığında bile  otistik çocukların eğitiminde yardımcı teknolojilerin kullanımının olumlu etkileri son derece açık bir biçimde görülmektedir. Otistik çocukların eğitiminde giderek yaygınlaşan bir biçimde kullanılan yardımcı teknolojilerin Türkiye’de sistematik olarak yürütülen uygulamaları arasında “PECS” ve “Etkinlik Çizelgeleri” sayılabilmektedir. Düşük düzeyde teknoloji gerektiren uygulamalar arasında yer alan her iki uygulamada bilimsel dayanaklar ve uygulama alanında yürütülen titiz çalışmalarla otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde başarılı bir biçimde kullanılmaktadır. Aynı zamanda  özel eğitim alnında yapılan bu çalışmalar, kongreler, çalıştaylar, ülke genelinde giderek yaygınlaştırılan seminerler ve düzenlenen kurslar yardımıyla daha fazla sayıda alan uzmanına ulaştırılmaya çalışılmaktadır. Ancak yürütülen bu uygulamaların yeterli olduğunu söylemek çok mümkün değildir. Otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde yardımcı teknolojilerin kullanımının yaygınlaştırılabilmesi için öncelikle özel eğitim ve bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki uzmanların işbirliği içerisinde çalışmaları son derece önemli görülmektedir. Bunun yanı sıra yardımcı teknolojilerin otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde kullanımı ile ilgili araştırmalar planlanmalı ve bu araştırmaların sonuçları bilimsel kongrelerde alan içerisinde yer alan meslek grupları ile paylaşılmalıdır. Bu yardımcı teknolojiler ile ilgili Türkiye’de yapılacak olan uygulamalara sağlam bir temel oluşturmak ve bu uygulamaların doğru ve etkili olarak kullanılmasına zemin hazırlamak adına son derece önemli görülmektedir. Aynı zamanda özel eğitim alanında yetiştirilen öğretmen adaylarına ve alan uzmanlarına verilen lisans ve lisansüstü eğitim programlarında adaylara yardımcı teknolojiler ve bilgisayar kullanımıyla ilgili işlevsel bilgilerin kazandırılması da uygulamaların yaygınlaştırılması açısından oldukça önemli görülmektedir. Akademik alanda yapılan çalışmaların, özel eğitim alanında yetiştirilen öğretmen adaylarına ve alan uzmanlarına verilen eğitimin getireceği olumlu katkıların bir sonucu olarak gelişimsel yetersizliği olan çocukların ve dolayısıyla da otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde yardımcı teknolojilerin kullanımının öneminin anlaşılmasıyla yasa ve yönetmeliklerde gelişimsel yetersizliği olan çocukların eğitimlerinde farklı düzeylerdeki yardımcı teknolojilerin kullanımı ile ilgili maddelerin yer alması da uygulamaların yaygınlaştırılmasını sağlama açısından oldukça önemli görülmektedir. Sonuç olarak otistik özellikler gösteren çocukların eğitiminde yardımcı teknolojilerin kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla yer verilen önerilerin birbiri ile bağlantılı olduğu ve birinin yapılmasının diğerinin yapılmasını olumlu olarak etkileyeceği düşünülmektedir. Tüm bunlar dikkate alındığında, yardımcı teknolojilerin kullanımının otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde yürütülen uygulamalar arasında daha fazla yer alabileceği düşünülmektedir.

KAYNAKÇA

1)Acar, Ç. ve Diken, I. H. (Baskıda). Otistik bozukluk gösteren çocuklara video model öğretim uygulamalarıyla yapılan
çalışmaların incelenmesi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri Dergisi.
• 2)Akmanoglu, N., Pektaş, E., & Uludemir, A. (2010). Videoyla model olmanın eşzamanlı ipucuyla öğretim ile birlikte
sunulmasının otistik çocuklara selamlaşma becerilerinin öğretimi üzerindeki etkileri. 20. Ulusal Özel Eğitim Kongresi’nde
sunulan sözlü bildiri, Gaziantep.

Kaynak: http://busrakurcan.blogspot.com.tr/

Otizm Yerel Eylem Planı hazırlanıyor

otizm-autismOtizm Yerel Eylem Planı hazırlanıyor. Kentte talasemi de olduğu gibi, otizmle mücadele konusunda da çalışmalar başlatıldı. 

Vali Celalettin Lekesiz, talasemi hastalığında birinci sırada yer alan Hatay’da söz konusu hastalığı sıfırlamak için bir yol haritası hazırlandığını ve ciddi çalışmalar yürütüldüğünü belirtti. Bu çalışmalar kapsamında yaklaşık 7 yıl önce bir yılda hasta doğan bebek sayısı 40 iken bu sayının 2013 yılı sonu itibarıyla 12’ye düştüğünü aktaran Lekesiz, hedefin ise hasta doğan bebek sayısını sıfırlamak olduğunu söyledi.

Hatay’da talasemi ile mücadelede olduğu gibi otizmle de mücadele başlatıldığını ifade eden Lekesiz, otizmli çocukların, spora ve sanata yönlendirilmeleri aileleri ile huzur ve güven ortamı içerisinde hayatlarını devam ettirebilmeleri için bir yol haritası hazırlandığını, yol haritası ışığında konu ile ilgili çalışmaların titizlikle devam edeceğini kaydetti.

Resmi rakamlar olmamakla birlikte il genelinde yaklaşık 400 otizmli çocuk bulunduğunu hatırlatan Vali Lekesiz, “Otizmli çocuklar eğitim aldıkları takdirde yaşamlarını kendi başlarına sürdürebiliyorlar. Spor alanında özellikle de yüzmede önemli başarılara imza atan otizmli çocuklar bulunduğunu biliyoruz. O halde bu çocuklarımıza ve ailelerine dünya yokuşunu çıkabilmeleri için ihtiyaç duydukları desteği vermeliyiz. Sadece çocuklara değil ailelerine de, çocukları ile doğru iletişim kurabilmeleri konusunda eğitim vermeliyiz.” diye konuştu.

Kaynak: Haber Yurdum