OTİZM
Otizm, yaşamın ilk üç yılında görülen karmaşık bir gelişimsel yetersizlik türüdür ve aynı zamanda da normal beyin fonksiyonlarının, soysal etkileşim ve iletişim becerileri alanlarındaki gelişimini etkileyen nörolojik bir bozukluğun sonucudur. Amerikan Psikiyatri Birliği’nin 2000 yılında yayımladığı klavuza göre (DSM-IV-TR), otizm spektrum bozukluğu; (a) sosyal etkileşim sorunları, (b) iletişim sorunları ve (c) sınırlı yinelenen ilgi ve davranışlarla kendini göstermekte ve beş alt gruba ayrılmaktadır: (1) otizm (otistik bozukluk), (2) asperger sendromu, (3) başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluk (atipik otizm), (4) çocukluk dezentegratif bozukluğu, ve (5) rett sendromu. Otizm, otizm spektrum bozukluğu sınıflandırılmasındaki en temel alt gruptur ve sosyal etkileşimde, iletişim ve oyunda önemli yetersizlikler ve çeşitli takıntılarla kendini göstermektedir. Bu yetersizliklere bağlı olarak otistik özellikler gösteren çocuklarda, çevresindeki diğer kişilerle sosyal etkileşime girmede isteksizlik, göz kontağı kurmalarında sınırlılık, dil ve iletişim sorunları gibi belirgin yetersizlikler görülebilmektedir (Mulligan, 2003).
Otistik özellikler gösteren çocukların yaşamlarını daha kaliteli bir hale getirebilmek ve onların işlevsel becerilerini geliştirebilmek için farklı özelliklerdeki yardımcı teknolojilerden (Assistive Technologies)yararlanılmaktadır. Yardımcı teknolojiler en genel anlamıyla gelişimsel yetersizlik gösteren bireylerin işlevsel becerilerinin geliştirilmesi, sürdürülmesi ve arttırılması amacıyla kullanılan nesneler, araçlar, görsel uyaranlar ve ileri düzeyde teknolojiye sahip ürünler olarak tanımlanabilmektedir (Michel, 2004). Otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde kullanılan üç temel yardımcı teknoloji stratejisinden söz edilmektedir (Michel, 2004 ; Stokes, 2008 ve Mcculloch, 2004). Bunlar düşük düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalar (“low” technology), orta düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalar (“mid” technology) ve ileri düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalardır (“high” technology).
Düşük düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalar, görsel destek sistemlerinin yoğun olarak kullanıldığı pil ya da elektronik güç kullanılarak işletilmeyen stratejilerdir. Aynı zamanda bu tür uygulamalar düşük maliyetli, hazırlanması ve kullanımı da oldukça kolay olan uygulamalardır. Pil ya da basit elektronik güç kullanılarak işletilen stratejilerse orta düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalar arasında yer almaktadır. İleri düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalar, orta düzeyde teknolojilere göre daha karmaşık teknolojilerin kullanıldığı uygulamalardır.
Düşük Düzeyde Teknoloji Kullanılan Uygulamalar
Otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde kullanılabilecek tek bir yol ya da program önerilememekle birlikte alan yazında yer alan farklı kaynaklar otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde geleneksel sözel ipuçlarına kıyasla, görsel ipuçlarının daha etkili olduğunu ifade etmektedir (Schlosser, Blischak, Belfiore, Bartley ve Barnett, 1988; Michel,2004). Bu nedenle de birçok araştırmacı ortak bir noktada buluşarak, otizmli çocukların eğitimlerinde görsel destek sistemlerinin kullanılmasını önermektedir (Dettmer, Simpson, Myles-Smith ve Gantz, 2000; Maguire, 2005; McClannahan ve Krantz,1999; Grandin,1995; Kimball, Kinney, Taylor ve Stromer, 2003; Rao ve Gagie, 2006). Otistik çocukların eğitimlerinde düşük düzeyde teknolojilerin kullanıldığı görsel destek sistemleri arasında, PECS (Picture Exchange Communication system- PECS – Resim Değiş Tokuşuna Dayalı İletişim Sistemi), sosyal öyküler (soscial stories), görsel çizelgeler ve düzenleyiciler (visual organizer), etkinlik çizelgeleri (activity schedules) gibi uygulamalar yer almaktadır (Dettmer ve diğ., 2000; Schuerman ve Webber, 2002; Rao ve Gagie, 2006).
Otistik özellikler gösteren çocuklar da günlük yaşamlarını sürdürmede ve sorumluluklarını yerine getirmede de zorlanmaktadırlar. Otistik özellikler gösteren çocukların yaşadıkları bu sorunları aşmalarına yardımcı olmak amacıyla hazırlanmış olan çizelgeler (görsel/yazılı) otistik özellikler gösteren çocukların; (a) kendini yönetme, yönergeleri ve kuralları izleyebilme becerilerinin geliştirilmesinde, (b) problem davranışlarının ve etkinlikler arası geçişlerde yaşanan sorunların azaltılmasında, (c) iletişim becerilerinin ve sosyal becerilerinin geliştirilmesinde (d) toplumsal, günlük yaşam ve serbest zaman becerilerinin kazandırılması süreçlerinde yoğun biçimde kullanılmaktadır (Stokes, 2008). Gerçek nesnelerden (objec schedule), sadece resimlerden ya da resim ve yazıların bir arada kullanıldığı görsel çizelgeler, düzenleyiciler (visual Schedule; visual calendar), ve görsel yönergelerle (visual directions) otistik özellikler gösteren çocuklar evde/okuldaki günlük/haftalık rutinlerini ve bu rutinler içerisinde gerçekleştirmeleri gereken becerileri, uymaları gereken kuralları rahatlıkla yerine getirebilmektedirler.
Düşük düzeyde teknolojilerin kullanıldığı bir başka uygulamada McClannahan ve Krantz tarafından geliştirilen ve resimli ya da yazılı olarak iki farklı biçimde hazırlanabilen etkinlik çizelgeleridir. Etkinlik çizelgeleri otistik özellikler gösteren çocukların toplumsal ve günlük yaşam becerilerini kazanmalarını sağlamanın yanı sıra, öğretmenlerinin ve anne-babalarının yardımı ve doğrudan ipucu, hatırlatmaları olmaksızın etkinlikleri ve becerileri gerçekleştirmelerini sağlamaktadır. Etkinlik çizelgelerini takip etmeyi öğrenme otistik özellikler gösteren çocukların çizelgede yer alan becerileri yetişkin yardımı ve ipucu olmadan yapabilmelerini sağlamanın yanı sıra, otistik çocukların genel özellikleri arasında yer alan etkinlikler arası geçişlerde yaşanan güçlükleri ve ortaya çıkan sorunları da (örn; öfke nöbetleri) azaltmaktadır. Aynı zamanda etkinlik çizelgeleri çocukların; (a) etkinlikler arasında bağımsız geçiş yapabilmelerini, (b) seçim yapabilmelerini, (c) etkinlikleri sıraya dizebilmelerini, (d) bu sıraya uymalarını ve (e) toplumsal ve günlük yaşam becerilerini kazanmalarını da sağlamaktadır (McClannahan ve Krantz,1999).
Otistik özellikler gösteren çocukların sorun yaşadığı alanlardan biri olan iletişim becerilerinin geliştirilmesi amacıyla 1980’li yıların ikinci yarısında ABD’de Andy Bondy ve Lori Frost tarafından geliştirilmiş olan Resim Değiş Tokuşuna Dayalı İletişim Sistemi (Picture Exchange Communication System- PECS) otistik özellikler gösteren çocuklara iletişim becerilerinin kazandırılmasında yaygın ve başarılı bir biçimde kullanılan ve düşük düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalar arasında yer almaktadır (Kırcaali-İftar,2007).
Otistik özellikler gösteren çocuklar küçük grup etkinlikleri ya da birebir olarak gerçekleştirilen sosyal becerileri ve sosyal etkileşim becerilerini gerçekleştirmede ya da öğrenmiş oldukları sosyal becerileri genellemede desteğe ihtiyaç duymaktadırlar(Michel,2004;Stokes,2008). Carol Gray tarafından geliştirilen sosyal öyküler, otistik özellikler gösteren çocukların, çeşitli sosyal durumları anlamalarına ve diğer insanlarla etkileşime girmede kullanılabilecekleri özel davranışları öğrenmelerine yardımcı olmaktadır (Stokes,2008). Bu uygulamada, öğretmenler ya da anne babalar tarafından çocuğun sorun yaşadığı alanlara yönelik kısa öyküler yazılır. Bu öyküler çocuğun bireysel özelliklerine uygun olarak hazırlanır ve resimler/karikatürler kullanılarak görselleştirilir. Örneğin otobüsle seyahat etmede sorun yaşayan bir çocuğa otobüse binmeden önce o ortamda yaşanabileceklerle ilgili hazırlanmış olan bir öykünün okunmasıyla bu ortamda nelerle karşılaşabilecekleri hatırlatılarak ortaya çıkabilecek sorunlar önlenebilmekte ve aynı zamanda ortamda sergilemesi beklen davranışlarla ilgili hatırlatmalar yapılabilmektedir (Kırcaali-İftar,2007; Michel,2004)
Orta Düzeyde Teknoloji Kullanılan Uygulamalar
Otistik özellikler gösteren çocuklarda, ağırlıklı olarak iletişim becerilerinin, dili anlama becerilerinin ve sosyal becerilerin kazandırılması süreçlerinde orta düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalardan yararlanılmaktadır. Aynı zamanda otistik özellikler gösteren çocuklara akademik becerilerin, organizasyon becerilerinin kazandırılmasında, problem davranışların azaltılmasında ve çocukların dikkat ve motivasyonlarının arttırılmasında da orta düzeyde teknoloji kullanılan uygulamalardan yararlanılmaktadır. Kasetçalar, kayıt cihazı, ses çıkışı olan basit araçlar/aygıtlar (simple voice output) ve zamanlayıcılar (timers) orta düzeyde teknolojinin kullanıldığı uygulamalara örnek olarak verilebilir (Stokes, 2008). Bu uygulamalar sırasında kullanılan araçlar/aygıtlar genel olarak ses çıkışıyla iletişime yardımcı olan araçlar (Voice Output Communication Aids-VOCAs) olarak da adlandırılmaktadır (Michel,2004; Stokes,2008). Orta düzeyde teknolojiler arasında yer alan bu araçlar genellikle dokunularak aktive edilir ve hem ses çıkışı hem de ses kaydı yapılabilen araçlardır ve sıklıkla görsel ve yazılı ipucu ile birlikte kullanılırlar. Otistik özellikler gösteren çocukların günlük aktiviteleri sırasında gerçekleştirdikleri zaman gerektiren etkinliklerin uygun zamanlarda tamamlanmasında zamanlayıcılar/mutfak saatleri (timers) kullanılabilmektedir Örneğin; kitap okuma zamanı, bilgisayar zamanı, müzik dinleme ya da sevdiği TV programını izleme zamanı gibi.
Otistik özellikler gösteren çocukların sosyal etkileşim ve iletişim becerilerinin geliştirilmesinde yararlanılan ve orta düzeyde teknolojiler arasında yer alan araçlardan biride “Language Master” adı verilen bir araçtır. Bu araçla hem ses kaydı yapılabilmekte hem de ses çıkışı sağlanabilmektedir McClannahan ve Krantz,1999; Stokes, 2008). Ses kaydı araçla birlikte kullanılan kartlar üzerine yapılmakta ve kartın makineden geçirilmesiyle ses çıkışı sağlanmaktadır. Language Master, ses kaydı yapılan kartlar üzerine resimler eklenerek de kullanılabilmektedir. Language Master ve zamanlayıcılar aynı zamanda düşük düzeyde teknolojilerin kullanıldığı uygulamalar arasında yer alan etkinlik çizelgeleriyle birliktede kullanılmaktadır (McClannahan ve Krantz,1999).
İleri Düzeyde Teknoloji Kullanılan Uygulamalar
İleri düzeyde teknolojilerin kullanıldığı uygulamalar biraz daha karmaşık ve daha fazla maliyet gerektiren uygulamalardır. Video kameralar, bilgisayarlar (donanımlar ve yazılımlar) , tarayıcılar, yüksek düzeyde teknolojinin kullanıldığı uygulamalara örnek olarak verilebilir (Mcculloch, 2004; Stokes, 2008). Video kameralar otistik özellikler gösteren çocukların istenmeyen davranışlarını azaltma ya da ortadan kaldırmada, dili anlama becerilerinin geliştirilmesinde, sosyal becerilerin, özbakım becerilerinin (diş fırçalama, el yıkma vb.) ve akademik becerilerin kazandırılmasında başarılı bir biçimde kullanılmaktadır. Ayrıca, otistik özellikler gösteren çocukların pek çoğunun görsel uyaranları tercih etmesi, görselliğe dayalı uygulamalara daha iyi tepki vermesi nedeniyle görsel uyaranların kullanıldığı (bilgisayar ekranı ya da televizyon ekranı) bu uygulamaların etkili olabileceği düşünülmektedir. Örneğin otistik çocukların eğitimlerinde kullanılan video ile model olma yöntemi otistik özellikler gösteren çocuğun hedef davranışları gerçekleştiren kişinin/modelin (model kişinin kendisi ya da bir başkası olabilir) video kaydını izlemesi ve izlediği uygun davranışları tekrar etmesi ile gerçekleştirilmektedir. Aynı zamanda yapılan araştırmalarda video ile model olmanın duygu tanıma, bağımsız oyun oynama, kendiliğinden selamlaşma, sohbet becerileri, özbakım becerileri, günlük yaşam becerileri, kendiliğinden istekte bulunma, dil üretimi, sosyal etkileşim başlatma, öfke nöbetleri, saldırganlık davranışları üzerinde etkili olarak kullanılabilen bir uygulama olduğunu göstermektedir (Buggey, 2005; Sturmey, 2003; Charlop-Christy ve Daneshvar, 2003; Yingling ve Neisworth, 2003).
Yardımcı teknolojilerin kullanımı ile ilgili yapılan araştırmalar otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde bilgisayar kullanımının çocukların dikkat sürelerinin arttırılmasında, motor becerilerinin geliştirilmesinde, akademik becerilerin kazandırılmasında, davranış problemlerinin azaltılmasında, sosyal becerilerinin geliştirilmesinde ve serbest zaman ve oyun becerilerinin kazandırılmasında etkili olduğunu göstermektedir (Dauphin, Kinney ve Stromer, 2004; Grynzspan, Martin, Nadel, 2005; Mcculloch, 2004; Stokes, 2008).
Otistik özellikler gösteren çocukların çoğu standart özelliklere sahip bilgisayarları rahatlıkla kullanabilmektedirler (Bell, Potter,Walsh, 2006). Ancak bilgisayarlarda kullanılan bazı özel donanımlar (örneğin; dokunmatik ekranlar, alternatif klavyeler (intellikeys), fareler (örneğin iztopları (trackballs) ve yazılımlar sayesinde bilgisayarlar otistik çocukların eğitimlerinde farklı alanlardaki becerilerin geliştirilmesinde (dil becerileri, sosyal beceriler, problem çözme becerileri, akademik beceriler vb. alanlarda kullanılabilen yazılımlar) etkili bir biçimde kullanılabilmektedir (Bell, Potter, Walsh, 2006; Lehman, 1997).
Sonuç ve Öneriler
Otistik çocukların eğitimlerinde yardımcı teknolojilerin kullanımıyla ilgili verilen bu genel bilgiler ışığında bile otistik çocukların eğitiminde yardımcı teknolojilerin kullanımının olumlu etkileri son derece açık bir biçimde görülmektedir. Otistik çocukların eğitiminde giderek yaygınlaşan bir biçimde kullanılan yardımcı teknolojilerin Türkiye’de sistematik olarak yürütülen uygulamaları arasında “PECS” ve “Etkinlik Çizelgeleri” sayılabilmektedir. Düşük düzeyde teknoloji gerektiren uygulamalar arasında yer alan her iki uygulamada bilimsel dayanaklar ve uygulama alanında yürütülen titiz çalışmalarla otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde başarılı bir biçimde kullanılmaktadır. Aynı zamanda özel eğitim alnında yapılan bu çalışmalar, kongreler, çalıştaylar, ülke genelinde giderek yaygınlaştırılan seminerler ve düzenlenen kurslar yardımıyla daha fazla sayıda alan uzmanına ulaştırılmaya çalışılmaktadır. Ancak yürütülen bu uygulamaların yeterli olduğunu söylemek çok mümkün değildir. Otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde yardımcı teknolojilerin kullanımının yaygınlaştırılabilmesi için öncelikle özel eğitim ve bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki uzmanların işbirliği içerisinde çalışmaları son derece önemli görülmektedir. Bunun yanı sıra yardımcı teknolojilerin otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde kullanımı ile ilgili araştırmalar planlanmalı ve bu araştırmaların sonuçları bilimsel kongrelerde alan içerisinde yer alan meslek grupları ile paylaşılmalıdır. Bu yardımcı teknolojiler ile ilgili Türkiye’de yapılacak olan uygulamalara sağlam bir temel oluşturmak ve bu uygulamaların doğru ve etkili olarak kullanılmasına zemin hazırlamak adına son derece önemli görülmektedir. Aynı zamanda özel eğitim alanında yetiştirilen öğretmen adaylarına ve alan uzmanlarına verilen lisans ve lisansüstü eğitim programlarında adaylara yardımcı teknolojiler ve bilgisayar kullanımıyla ilgili işlevsel bilgilerin kazandırılması da uygulamaların yaygınlaştırılması açısından oldukça önemli görülmektedir. Akademik alanda yapılan çalışmaların, özel eğitim alanında yetiştirilen öğretmen adaylarına ve alan uzmanlarına verilen eğitimin getireceği olumlu katkıların bir sonucu olarak gelişimsel yetersizliği olan çocukların ve dolayısıyla da otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde yardımcı teknolojilerin kullanımının öneminin anlaşılmasıyla yasa ve yönetmeliklerde gelişimsel yetersizliği olan çocukların eğitimlerinde farklı düzeylerdeki yardımcı teknolojilerin kullanımı ile ilgili maddelerin yer alması da uygulamaların yaygınlaştırılmasını sağlama açısından oldukça önemli görülmektedir. Sonuç olarak otistik özellikler gösteren çocukların eğitiminde yardımcı teknolojilerin kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla yer verilen önerilerin birbiri ile bağlantılı olduğu ve birinin yapılmasının diğerinin yapılmasını olumlu olarak etkileyeceği düşünülmektedir. Tüm bunlar dikkate alındığında, yardımcı teknolojilerin kullanımının otistik özellikler gösteren çocukların eğitimlerinde yürütülen uygulamalar arasında daha fazla yer alabileceği düşünülmektedir.
KAYNAKÇA
1)Acar, Ç. ve Diken, I. H. (Baskıda). Otistik bozukluk gösteren çocuklara video model öğretim uygulamalarıyla yapılan
çalışmaların incelenmesi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri Dergisi.
• 2)Akmanoglu, N., Pektaş, E., & Uludemir, A. (2010). Videoyla model olmanın eşzamanlı ipucuyla öğretim ile birlikte
sunulmasının otistik çocuklara selamlaşma becerilerinin öğretimi üzerindeki etkileri. 20. Ulusal Özel Eğitim Kongresi’nde
sunulan sözlü bildiri, Gaziantep.
Kaynak: http://busrakurcan.blogspot.com.tr/