Bana aldanmayın!
Yüzüm bir maskedir,
Sizi aldatmasın.
Binlerce maskem var.
Çıkarmaya korktuğum.
Ve, hiç biri ben değilim…
Olmadığımı göstermek
İkinci doğam oldu.
Herşey dışta düzgün ve cilalı,
Hiç yıpranmayan, her zaman saklayan
O maske!..
Altta ne güven, ne de rahatlık…
Altta,
Karışıklık, korku ve yalnızlık içinde bocalayan
Gerçek ben!..
Ama saklarım bu gerçeği savunuculukla
Kimsenin bilmesini istemem
Zayıf taraflarımı düşündükçe,
Titrer ve sararırım…
Ve başkaları görürse iç dünyamı…
Gerçek beni ve yalnızlığımı!
İşte, maskelerimi onun için takarım…
Onun için, arkalarına saklanacak maskelerim var.
Onlar, gösterişle kullanabileceğim
Parlatılmış yüzlerim.
Bana,
‘sen değerlisin’ diyecek,
‘maskesizken daha bir insansın’
‘daha bir bendensin’
‘daha yakın, daha bir dostsun’
diyecek bir bakışa
muhtacım…
Charles C. Finn
BAŞKA PENCEREDEN DEPRESYON ve HİPERAKTİVİTE
Depresyon denince akla ilk gelen renk siyahtır, cansızdır çünkü depresyon, silik ve tatsızdır. Pencere camlarındaki yağmur damlaları, ağlayan bir kadın, elleri arasında kafasını tutan bir erkek, cenin pozisyonunda bir çocuk…
Peki gerçekten sadece tüm bunlar ve benzerleri ile mi karakterizedir depresyon?
Söz konusu çocuk olduğunda depresyon tam tersi bir tabloyla karşımıza çıkabiliyor ne yazık ki. Ne yazık ki dememizin nedeni de çocuklar DSM IV’de (1) tanımlanan ölçütleri göstermedikleri için, depresyonları göz ardı ediliyor, semptomları başka sendromlarla karıştırılabiliyor.
Çocuklar depresyondayken üzgün ve içedönük görünebilirler, kimileriyse farklı tepkiler ve yanıtlarla duygularını gizler. Tipik olarak depresyon, umutsuzluk ve değersizlik hislerinde, enerji azlığında, aşırı suçluluk duygusunda ya da denetlenemez ağlamada açıkça görülür. Ancak özellikle küçük çocuklar bu tavırlardan hiç birini göstermeyebilir, hatta hiç üzgün görünmezler ve depresyon akla gelmez. Diğer çocuklar depresyonu öfke, aşırı huzursuzluk veya saldırgan tavırlarla ifade edebilirler. Bazı çocuklar depresyondayken hayal kırıklıklarını, hayvanların canını yakarak, ateşle oynayarak (pyromania), kakalarını yaparak (enkoprezis) ve gece işemeleri (enürezis) ile ortaya koyarlar. Resim yapmak depresyon yaşayan çocuklarda önemli bir amaca hizmet eder, zira onlara hissettikleri üzüntü kadar yaşadıkları öfke, endişe ve hayal kırıklığını da ifade etmelerine olanak sağlar. Resimler karmaşık duyguların ifade edilmesine ve çocukların kendilerine yardım eden yetişkine kişisel öykülerini iletmesine fırsat verir (2).
Projektif yöntemle çizdirilen resimler, çocuğun sözlü anlatımın yetersiz kaldığı durumlarda çocukların kendilerini ifade etmesine yardımcı olabilir. Çocuk resimleri ile yapılan çalışmalar, psikiyatri, psikoloji, resimle terapi ve eğitim alanlarında oldukça uzun bir geçmişe sahiptir. Çocuk resimlerine eskiden beri olan bu ilgi, kendilerini ifade etmek için çocukların resimleri nasıl kullandıkları üzerine, çocuklara resim yaptırarak çalışan klinisyenlere, danışmanlara ve öğretmenlere gerekli bilgilerin toplanmasına da yardımcı olmuştur (3).
Çocuk ruhsal durumunu değerlendirmede pek çok yöntemden biri olan çizim testleri, görüşmenin ilerleyemediği durumlarda iletişimi kolaylaştıran yöntemlerden biridir. Çocuk, çizdiği resimler aracılığıyla iç dünyasını, bilinç dışı isteklerini, duygularını aktarır. Resim, çocuğun kendi duygu ve düşüncelerinin bir ürünü olduğu için okul öncesi dönemde çok önemlidir. Çocuk resmi, çocuğun zihinsel duyumsal devimsel gelişim evrelerine bağlı olarak onun iç dünyasındaki gizli duygularını yansıtır, yaşanmış bir deneyimini anlatır. Başka bir deyişle resim yapma çocuğa kendisini ifade etme olanağı sağlar. Bu yüzden de çocuk psikolojisinin vazgeçilmez aracıdır (4).
Depresyon, çocukta söz konusu olduğunda kimi zaman ‘’maskelenmiş’’ görüntüsü ile hepimizin gözünden kaçabilmektedir. Depresyon çocuklarda yetişkinlerde farklı olarak irritabilite yani huzursuzluk şeklinde kendisini gösterir (APA, 2001). Depresif duygulanıma karşı manik savunmaların ve bedensel dışavurumun (hareketlilik) kullanımı sıktır. Günümüzün popüler rahatsızlığı olarak bilinen hiperaktivite depresyonla taban tabana zıt bir tablo sergiler gibi görünse de aslında depresyonla iç içe olabilir. Yani depresyona karşı geliştirilen bir savunma düzeneği olarak nitelendirilmesi mümkündür. İçerideki boşluk bir nevi hareketlerle, bedenin kullanımıyla yok sayılmak istenir. İşte tam da bu noktada projektif çizim testleri bize yardımcı olabilecek güçlü araçlar olarak karşımıza çıkmaktadır(5).
Psikolog Gaye Özmen
Kaynakça:
1. DSM-IV TANI ÖLÇÜTLERİ BAŞVURU EL KİTABI, Amerikan Psikiyatri Birliği, Çev: Prof. Dr. Ertuğrul Köroğlu, Hekimler Yayın Birliği, Ankara 2001.
2. Cathy A. Malchiodi, Understanding Children’s Drawings, s:168,169).
3.Gülçin Güven, Okul Öncesi Çocukların İnsan ve Aile Çizimlerinin Değerlendirilmesi, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü İlköğretim Anabilim Dalı Okul Öncesi Öğretmenliği Bilim Dalı Doktora Tezi, İstanbul 2009.
4. Samurçay, N. (2006) Çocuk ve Resim, Artist, 6: 22-27.
5. Burak Doğangün, Nazlı Prinçci, Hiperaktif Çocuk Depresyonda, Yansıtma Dergisi, Sayı 16, Aralık 2011.