Kaynaştırma Değil Kaybolma
7. sınıf öğrencisi Garen, kaynaştırma eğitimi alabilmek için tam 4 okul dolaştı. 12 yaşındaki Murat ise otizmli çocuklar okuluna gitmesi gerekirken uzman öğretmeni olmayan ‘özel alt sınıf’ta üç yıl eksik eğitim aldı. Hala okuyup yazamıyor, grup eğitimine katılamıyor.
Türkiye’nin batısında otizmli çocukların gidebileceği okulların sayısı daha fazla ama sorunlar okul sayısının artmasıyla da bitmiyor. Otizmli çocukların eğitimiyle ilgili yapılması gerekenler mevzuatta kusursuz. Ancak uygulamaya ve kaliteli eğitime gelince mevzuattaki kusursuzluk kağıt üzerinde kalıyor. Yetersizliği olmayan akranlarıyla aynı sınıfta kaynaştırma eğitim alan yaklaşık 162 bin öğrenci içindeki otizmli çocuk sayısı sadece 2 bin 101. Özel eğitim sınıfında eğitim alan yaklaşık 26 bin çocuktan ise sadece 2 bin 350’si otizmli. Türkiye’de otizm tanılı öğrencilere öğretmen ya da uzman yetiştirmeye yönelik bir lisans ya da lisansüstü programı yok. Zihin engellilerin öğretmenleri, otizmli çocuklarla çalışıyor. Ancak onların sayıları da yetersiz.
Otizmli bir oğlu olan ve aynı zamanda rehabilitasyon merkezi işleten Parin Yakupyan’nın anlattıkları okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin kaynaştırma eğitimi konusundaki yetersizliklerini özetliyor:
Öğretmeni şiddet uyguladı
“Oğlum Garen şuanda İstanbul Ortaokulu’nda 7. sınıf öğrencisi. Kaynaştırma eğitimi alıyor. Yedi yaşında okula başladı. 4. sınıfa kadar tam 4 tane okul değiştirdik. Yani 1, 2, 3 ve 4. sınıfın her birini farklı okullarda okudu Oğluma okul ararken kendimi ilaç pazarlamaya çalışan ilaç mümessili gibi hissettim.Kaynaştırma eğitim alırken sınıftaki öğretmenin dışında çocuğun bir de gölge öğretmeni olmasından yanayım. Devletin böyle bir uygulaması yok. Biz kendi gölge öğretmenimizi kendimiz bulduk. Ancak her okul kabul başka öğretmeni sınıfta istemiyor 1. sınıfta kaynaştırma raporu olduğu halde okul, ‘bazı derslere girebilir’ dedi. İkinci okulda öğretmen oğlumla ilgili tüm işi gölge öğretmene yıkıyordu. 3. okulda sınıf öğretmeni gölge öğretmeni istemedi. ‘Tamam’ dedik. Sonra çocuğumuza fiziksel şiddet uyguladığını, saçını çektiğini, tokat attığını öğrendik.
‘Ne yapacağımı bilmiyorum’
Şu an dördüncü okuldayız, İstanbul ortaokulu. Gölge öğretmen derse girmiyor ama okulda. Memnunuz. Oğlum sekizinci sınıfı bitirdikten sonra yeniden okul arayışına gireceğiz. Hayatımız okul aramakla geçiyor. Lisede kaynaştırma hiç oturmuş değil. Oğlum bazı konularda çok yetenekli. Ancak bu eğitim sisteminde yetenekleri değerlendirecek ne yapmam lazım bilmiyorum.”
‘Özel alt sınıf açarım ama öğretmeni kendin bul’
Kaynaştırma eğitimi ve özel alt sınıf uygulamasının da gerekleri çoğu zaman yerine getirilmiyor. Yakupyan, mevzuatın ‘okul çocuğun sınıfa ve okula uyumu için her türlü tedbiri almak zorunda’ dediğini hatırlatarak şöyle konuşuyor: “Kaynaştırma öğrencileri için destek eğitim odası ve özel alt sınıf öğrencileri için de özel eğitim alanında uzman öğretmen gerekiyor. Bunların hiçbiri okullarda olmuyor. Oğlumun hiçbir okulunda özel eğitim öğretmeni ile karşılaşmadım. Her devlet okulunda bir özel eğitim alt sınıfı açılmak zorunda. Geçenlerde bir velimiz sınıf açtırdı. Öğretmeni ve materyali kendiniz bulursunuz demişler. Okullarda her otizmli çocuğa özel ‘bireysel eğitim planı’ (BEP) hazırlanması lazım. Ancak yapılmıyor. Okullar rehabilitasyon merkezinde uyguladığımız BEP’i istiyor. Ama okul başka burası başka. Merkezimize gelen 200 çocuk varsa, 150’si ne öğreniyorsa burada öğreniyor, sadece 50’si okulda öğrenebiliyor.”
‘Sıra vardı başka yere yolladılar’
12 yaşındaki Murat Demir de kendine uygun okulda eğitim alabilmek için sırasının gelmesini beklerken kaliteli bir eğitim alamayanlardan. Anne Nurşen Demir, özel eğitim öğretmeni olmayan eğitimcilerin çocuklara bir şey katamadığını anlatıyor:
“Oğlum şu an 12 yaşında. Okul çağına geldiğinde eğitsel değerlendirmesinin yapılıp bir okula yerleştirilmesini yapan Rehberlik Araştırma Merkezi’ne (RAM) gittik. Murat, ağır otizmli. Bağcılar İTO Özel Eğitim Uygulama Merkezi’ne yönlendireceklerdi. Otizmli çocuklar için bir okul burası. Ancak orada sıra vardı. Okuldan, ‘100 kişi var sırada sizi özel alt sınıfa yönlendirelim’ dediler. Güngören’deki Şehitler İlköğretim Okulu’ndaki özel alt sınıfa yönlendirdiler. Sınıfta oğlumun dışında bir çocuk daha vardı. Öğretmenleri emekli olmuş, ücretli olarak bu işi yapan biriydi. Özel eğitim öğretmenliğini bilmiyordu.
‘Öğretmen uzman olmayınca vakit kaybettik’
Oğlum ağır otizmli, öğretmenin bilgisi yok. Ben de sınıfa giriyordum mecburen. Ancak ikinci senemizde RAM’a burada yapamadığımızı, otizmlilere uygun eğitim uygulama okuluna gitmesi gerektiğini belirttik. Başvuru yaptık ama üzerinden bir yıl geçti, sıra gelmesi için. Yani üç sene özel alt sınıfta vakit kaybettik. Sınıfın içinde ben de olduğum için bu üç yılda bana iyice bağlandı oğlum. Kendine uygun okula geçtiğinde grup eğitimine katılabilecek durumda değildi. İki senedir bu okuldayız. Bireysel eğitim alıyor hala. Özel sınıfta vakit kaybederken, düzgün eğitim alamadığı için iyice geriledik.”
KAYNAŞMIYOR ERİYORLAR
Kaynaştırma eğitimi ve özel eğitim öğretmeni eksikliğine dair ailelerin anlattıklarını ERG ve Tohum Otizm Vakfı’nın ‘Kaynaştırma/Bütünleştirme Yoluyla Eğitimin Etkinliğinin Artırılması İçin Politika ve Uygulama Önerileri’çalışması da sayılara döküyor. 2011 tarihli rapora göre:
• Kaynaştırma eğitimi yapan okulların üçte birinde sınıf mevcutları 35’in üzerinde. Oysa anaokulunda bu sayı 15’i, ilköğretimde 25’in üzerinde olmamalı
• Kaynaştırma eğitimine yönelik destek alan okul yöneticisi ve öğretmen oranı sadece yüzde 34.6.
• Okulların beşte dördünde özel eğitim öğretmeni bulunmuyor. Dörtte birinde kilit bir role sahip rehber öğretmen yok.
• Kaynaştırma uygulamaları yapılan ilköğretim okulları yöneticilerinin yüzde 59.4’ü, öğretmenlerin yüzde 55.1’i kaynaştırma konusunda eğitim almadıklarını belirtiyor.
• Öğretmenlerin yüzde 23.1’i kaynaştrıma öğrencileri için hazırlanması gereken Bireysel Eğitim Programı’nı (BEP) hazırlamıyor. Velilerin yüzde 44.3’ü BEP’in kısmen uygulandığını söylüyor. Yüzde 29’u ise BEP’in uygulanmadığını söylüyor.
Kaynak: Aljazeera