Sonuçlara göre Ataşehir ilçesinde ‘Sosyal Otizm’ olgusu ortaya çıktı.

atasavAtaşehir Sosyal, Ekonomik Araştırmalar ve Eğitim Vakfı’nca (ATASAV) desteklenen “Ataşehir Sosyal Değişim, Sosyal Gelişim 2013” araştırma sonuçları Yeditepe Üniversitesi’nde yapılan toplantıda açıklandı

Prof. Dr. Aykut Toros, “Sosyal Otizm” kavramının Türkiye’de gittikçe yaygınlaşan bir kavram olduğunu belirterek, “Ülkemizde ‘mahalle baskısı’ndan sonra en sık duymaya başlayacağımız kavram denilebilir. Ataşehir’in ayrıldığı nokta ise Ataşehir’de yaşanan kadınların sosyal otizmden ayrılmada çok daha süratli olmasıdır. Sosyal otizmin toplum için en büyük zararı yanlış ilişkiler kurulmasıdır. Bu olgu altında kurulan ilişkiler bilgi bazlı olmaz, çekimser ilişkiler olur ve hakimiyet kişilerde değil çevrede olur” dedi.

Söz alan ATASAV Mütevelliler Kurulu Başkanı Sefa Sarısoy, “400 bin nüfusuyla Türkiye’deki 32 ilden daha kalabalık bir ilçe olan Ataşehir, gelir dağılımında ülkenin ortalamasından daha kötü durumdadır.” dedi.

Ataşehir Kaymakamı Zafer Karamehmetoğlu da yaptığı konuşmada,”bir yerde yaşıyorsak oranın yaşantısıyla bütünleşmek gerektiğini” vurgulayarak “ancak bu İstanbul’da olduğu gibi Ataşehir’de de böyle değil. Pekçok kişi kendini yaşadığı bu kente ait hissetmiyor ve bu kentli gibi davranmıyor. ” dedi. Karamehmetoğlu konuşmasını “Finans Merkezi’nin yanında, modern binalarıyla ünlü bu ilçede insanlar böyle düşünüyorsa bunun araştırılması gerekir” diye sürdürdü ve “böylesi projelere çok önem verdiklerini ve destekleyeceklerini” belirtti.

ATASAV Denetleme Kurulu Başkanı Mustafa Pamukoğlu ve Yeditepe Üniversitesi Rektörü Nurdan Baç’ın konuşmalarının ardından Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Aykut Toros, bulguları dinleyenlerle paylaşarak yorumladı. Prof. Toros, Ataşehir ilçesinde ‘Sosyal Otizm’ olgusunun ortaya çıktığını belirterek “Sosyal Otizm” kavramının Türkiye’de gittikçe yaygınlaşan bir kavram olduğunu vurguladı ve ekledi: “Ülkemizde ‘mahalle baskısı’ndan sonra en sık duymaya başlayacağımız kavram denilebilir. Ataşehir’in ayrıldığı nokta ise Ataşehir’de yaşanan kadınların sosyal otizmden ayrılmada çok daha süratli olmasıdır. Sosyal otizmin toplum için en büyük zararı yanlış ilişkiler kurulmasıdır. Bu olgu altında kurulan ilişkiler bilgi bazlı olmaz, çekimser ilişkiler olur ve hakimiyet kişilerde değil çevrede olur” dedi.

Araştırmada ortaya çıkan önemli bir sonuç ise, Ataşehir’de gelir dağılımı eşitsizliğinin Dominik Cumhuriyeti’nin altında yer alması.

Yeditepe Üniversitesi, içinde bulunduğu Ataşehir ilçesinin sosyal gelişimini daha yakından takip edebilmek ve üniversite olarak, yakın çevresindeki halkın ihtiyaçlarına daha etkin cevap verebilmek amacı ile araştırma faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor. Bünyesinde yer alan Sosyoloji Bölümü’nün her yıl tekrarladığı “Sosyal Değişim Sosyal Gelişim” araştırması, bu yıl, Ataşehir ilçesinde yürütüldü. Finansal desteğinin, İlçedeki Sivil Toplum Kuruluşlarından ATASAV’dan sağlandığı araştırma kapsamında yeni ve gelişmekte olanAtaşehir ilçesinin, sosyal, kültürel ve siyasal yapısı, gelir dağılımı, tüketim alışkanlıkları, eğitim durumu, yaşam memnuniyeti, işsizlik analizi gibi alanlardaki durumunun belirlenmesi hedeflendi. Araştırmada 1200 hane ile görüşme yapıldı ve her hanedeki 17 yaş üstü aile bireyleri ile görüşüldü. Araştırma Yeditepe Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aykut Toros, öğretim üyeleri, Önay Alpago, Kamu Yönetimi Başkanı Prof. Dr. Meral Öztoprak, öğretim üyesi Ahmet Koçarslan, ATASAV Vakfı Mütevelliler Kurulu Başkanı Sefa Sarısoy, Sami Özeren tarafından gerçekleştirildi.

Araştırmanın sonuçları Yeditepe Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aykut Toros tarafından açıklandı. “Ataşehir Sosyal Değişim, Sosyal Gelişim 2013″ sonuçları şöyle;

Ataşehir’de iş gücü ve istihdam durumuna bakıldığında 15-64 yaşındaki aktif çalışan nüfusun toplan nüfusun dörtte üçüne ulaştığı görülüyor. Ataşehir’de çalışmama sebeplerinin başında en ön sırada ev kadını olma gerekçesi yer alıyor. Bunu öğrenci olma ve emekli olma durumları takip ediyor. Çalışmak isteyen ama iş bulamayanların sayısı 20’de 1 kişi. Diğer çalışmama nedenleri arasında ise eşinin ya da ailesinin izin vermemesi yer alıyor.

Ataşehir’in sosyal niteliğini belirleyici etmenlerden biri olan göç yoluyla gelen nüfusun niteliğinde, büyük bir artış tespit edildi. Önceleri çok zayıf olan göç alma eyleminin, 1984 yılından sonra büyük bir sıçrama gösterdiği ve 2004-2013 yılları arasındaki son 10 yılda da tepe noktasına ulaştığı anlaşıldı. 1984 yılları arasında yüzde 24.4 olan göç eylemi, 2004-2013 yılları arasında yüzde 37.17’e yükseldiği görüldü. Ataşehir’e olan göçün sebeplerine bakıldığında kişisel sebeplerin yarıdan çok olduğu, yüzde 55’e ulaştığı görülüyor. Kişisel sebeplerin içinde yüzde 40’larda eş ve aile ile ilgili nedenlerle göç olduğu belirtiliyor.

Ataşehir’de hanelerde yüzde 5.4 oranında Kürtçe konuşulurken, yüzde 2.3 oranında İngilizce, 1.7 oranında da diğer diller konuşuluyor.

Ataşehir takım taraftarı incelendiğinde yüzde 32.13 ile Fenerbahçe, yüzde 31,68 ile Galatasaray, yüzde 14,69 ile Beşiktaş taraftarının olduğu belirlendi.

Ataşehir’deki gelir dağılımının ortalama aylık geliri 2 bin 336 TL olarak saptandı.

Ataşehir ilçesindeki gelir dağılımı eşitsizliği Dominik Cumhuriyeti’nin altında yer aldı. Milli gelir dağılımının eşit olup olmadığını gösteren gelir dağılımı araştırması Gini katsayısına göre yapıldı. Ataşehir için yüzde 47.10 değer bulunurken, bu değerin Gambiya’da yüzde 47.2, Kongo’da yüzde 47.32, Kenya’da yüzde 47.68 olduğu belirlendi. Demografik yapıda, cinsiyet, yaş dağılımları, ortalama hane büyüklükleri ise, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) 2012 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerinin karşılaştırılması ile yapıldı. Örnek verilecek olursa, nüfusa göre yaş ve cinsiyet dağılımında 15-19 yaş gurubunda yüzde 8.41 erkek, yüzde 9.16 kadın, 40-44 yaş gurubunda yüzde 6.5 erkek, yüzde 8.34 kadın nüfusu saptandı. İstihdamda çalışmak istediği halde iş bulamayanların yüzde 36,3’ünün ev kadınlığını, yüzde 18.2’sinin emekli durumunun, yüzde 5.1’nin de çalışmak istediği halde iş bulamama nedenlerine dayandırdığı anlaşıldı.

Ataşehir’de yaş kuşakları arasında ekonomik kaynaklı sınıf farklılıkları hissedilmemesi konusunda da farklılıklar olduğu görülüyor. Genel olarak toplumun yarısı ekonomi kaynaklı sınıf farklılıklarını hissediyor. Hissedenlerin oranı yüzde 54.79 olarak belirlendi.

Ataşehir’ in bi-polar (çift kutuplu) niteliği müzik konusunda da kendisini gösteriyor. Türkü ve pop müziği tercih edenler arasında bi- polar yapı açık. Ortalama olarak her iki rakam birbirine benzemekle birlikte türkü dinleyenler yaşlıdan gence doğru gittikçe azalmakta, pop müzik dinleyenler ise atış gösteriyor. Bu oran ise şöyle; türkü dinleyenler yüzde 31.59, pop müzik dinleyenler 26.70, Türk musikisi yüzde 7.56, arabesk yüzde 7.56, dini müzik 4.20.

Ataşehir’de yükselen yalnız binalar değil, kadınların sosyal yaşamdaki etkinlikleri de yükseliyor…

Araştırmanın önemli bulgularından birisi kişilerin enformasyon kaynaklarına erişmeleri, onlarla ilişki kurmaları konusunda gösterdikleri çekingenlik düzeyidir. Bu çekingenlikler, kişisel tercih gerektiren ekonomik, sosyal ve siyasal konularda da görülüyor. Bu iki grup birlikte düşünüldüğünde, bir “sosyal otizm” olgusundan bahsetmek mümkündür. Sosyal otizm konusunda kuşaklar arasında bir farklılık görülmekte, bu farklılık diğer faktörlerin etkisi altında yükselip alçalabilmekte. Ataşehir halkının Türkiye geneline göre nispeten daha aktif olduğu ve sosyal otizm düzeyinin Ataşehir’de Türkiye geneline göre daha düşük olduğu söylenebilir. Buna rağmen bazı gruplar arasında hareketsizlik oranları, otizmi çağrıştıracak kadar yüksek bulundu. Hareketsizliği giderme konusunda yaş boyutunda kadınların gösterdiği gelişme dikkat çekici. Ataşehirli kadınlardan genç kuşakta olanlar, yaşlı kuşaklara göre, çok daha aktif, çok daha bilinçli görüşler ve davranışlar sergiliyor. Erkeklerde de benzer bir gelişme olmasına rağmen artış, kadınlardaki kadar yüksek değil. Bir bakıma Ataşehir’de yükselen yalnız binalar değil, aynı zamanda kadınların sosyal yaşamdaki etkinlikleri de yükseliyor.

Yeditepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Aykut Toros ‘Sosyal Otizm’ algısını ise şöyle açıkladı;

“Sosyal otizm, düzgün ilişki kuramamak ve ilişkide pasiflik anlamına gelmektedir. Sosyal otizm için iki farklı süreçten bahsedebiliriz; birincisi bilgi kanallarına erişmede çekingenlik, ikincisi de bilgi kanallarına eriştikten sonra karar vermede ve bazı aksiyonlarda çekimserlik, yani fikir beyan edememek. Sosyal otizm Türkiye’de gittikçe yaygınlaşan bir kavramdır. Ülkemizde “mahalle baskısı”ndan sonra en sık duymaya başlayacağımız kavram denilebilir. Ataşehir’in ayrıldığı nokta ise Ataşehir’de yaşanan kadınların sosyal otizmden ayrılmada çok daha süratli olmalarıdır.

Sosyal otizmin toplum için en büyük zararı yanlış ilişkiler kurulmasına neden olmasıdır. Bu olgu altında kurulan ilişkiler bilgi bazlı olmaz, çekimser ilişkiler olur ve hâkimiyet kişilerde değil çevrede olmasıdır.”

Ataşehir İlçesi’nde yürütülmüş olan bu araştırmanın verileri, hızlı bir nüfus artışı ve mekânsal gelişme gösteren bu bölgede, sosyal gelişmenin büyük boyutlarda olduğunu gözler önüne seriyor.

Kaynak: İnternetHaber